Cvp: HER AN AYRI BİR ŞAN
Haklısın insan bilirse kendini bulur rabbini ve ben yok asıl bu bir fasıl
Hayat hayki adem suret adam deki haydır asıl
Bu yüzden külli ruhin zaikatül mevtmi - külli nefsin zaikatül mevtmi
İşbu sır ki ruha hayat daima hay
Farkı boyutlarda haz veya elem olarak hisseder
Haz dedimde işte o zaman fark eder insan alemi lahuttaki fatiha melodisini
Hani ilk ten her şey sesten ibaretti, sonra da renkten, sonra esirden,
İlk sayha künden ibaret bir sesti, sonra fotonlardan oluşan bir renk
Sebül mesani sırrınca tayfın yedi rengince parlayan renkten renge dönen
Sonra o renk cümbüşü ses korosunda fatihayı kadimleştirir alemlerde
Alemler ilk defa enleşir varlık kimliğinde algılanmak adına
Hala hayal olmadığını kanıtlamaya bir nida dır su ve toprak
Bu nefsin algılamasına rab sığasında muhataplık hitabıyla sunar kendini
Men arafe nefse hu fek ad arafe rabbe hu
İşbu garip sırlı mizahi serüven bir halde durmadan hallenirken
Akil olanların tevekkülüne bir tatlı söz düşerki, inna lillahi ve inna aleyhi racuun
İşte ondan sonra bir kez daha son- ra rahmet olarak alemde tecelli eder
Hem tahayken göklerde ünlenir, hemde yerde kul olup ta yasinlikle sinlenir
Bilemeyenler gülüp geçer belki ama, yazıyla muhatap olanca dinlenir
Zaten itikadın dinle muhatabı olanlar dinli değilmi...
Sizin için din olarak islamı seçtim derken din ve resul işbu usul
Muhammedi hiyerarşi ile muhabbeti eylerken hasıl
Kaderin külli sicilinde el adil olana kim cüret edebilirki adil ve hasıl
Femen miskale zerretin hayren yerah --ve men miskale zerretin şerren yerah
Zira her kim bir zerre miktarı hayır işlerse onu görecektir.
Her kim de bir zerre miktarı şer işlerse onu görecektir.
Evet sevgi değer
Her oluşum kişinin algılamasıyla mümkünleşir ister müspet ister menfi
Güzel bakan güzel görür güzel düşünen güzel hisseder
Külli kaderdeki kudret ve karar hem el adil olanın hükmüdür
Hemde kah har olanın mülkiyetinde bir cebirdir ki o el cebbardır
Kulsa bu muhayyer hayata elestin bezminde iki secdelik bir irade eylemiyle
Beli demiştir bu alemde bilip bilmemesi şart değil
Nefislerin cebrine ram olarak kötü hasletlerle bezenenlere
Tevhit ağır gelse de sürekli bir anlaşmayla muhatabız değilmi
Ve değilmi ki günde kırk kez o sözleşmeyi yenileyip tekrar ederken
Kul huvallahu ehad alla hu samed deriz ve ehadiyetine şek dokundurtmayız
Demek ki her yaratılan kaderi ilahiye deki o ilahi konumunda bir sıfatla sıfatlanmış
Velakin bu dünyada her bir nefis iradesinde muhtar değilmi
Her bir varlık asla hilkate muhalefet edemezken varlığında
Emanetin muhatabına muhayyerlik bahşedilerek halife unvanıyla onanan
Bu yüzden kalb verilmiştir insana eğer basiretle bakarsa görecek
Bakamayanlara zaten sözümüz yoktur
Gaye yaşarken yaşamın sahibine teşekkürü borç bilenlerle bilmeyenlerin
Bu alemdeki imtihan sırrıdır bu anlatılanlar aslında
Bu yüzden İslam bize kuranca bir tanıtımla resulün tarifinde sunulurken
Biz kuranı okuruz furkanca ve kuranda bizi okur furkanca
O zaman işin sırrınca gönül el veduda açılır ve kul sevmenin sırrına erer
Ve derki Allahümme yâ Mukallibel Kulûb, sebbit kulûbenâ alâ dînik-
Ey kalbleri evirip çeviren Allahım! Kalblerimizi dininde sabitleyip perçinle.”
Tabi bu kalbi olanların dil sığasındaki bir muhammedi sena
Kalbi olamama veya kalb yerine yürekle iktifa edenlere söylenecek sözü
Zikretmeyi buraya uygun görmüyor ve diyorum ki
Ya Musarrifel Kulûb, sarrif kulûbenâ ila tâatik-
Ey kalbleri evirip çeviren, kalblerimizi ibadet ü taat sevdasına çevir!”
Kalblerinde gönül barındıranların sözleri böylesine niyaz makamında dillenirken
O gönüllerdeki gerçek sahibin sığasında sevda ve aşkın şerhini
Bir adem oğlunda veya bir havva kızında tecelli eyletirki
İşbu cilveyi-rabbaniye yi çözene aşk olsun
VARIDATI SIR YANİ
2 ekim 2007 bursa
|