...: LeyL :... Senin de ellerin bir buket çiçeğin yakarışını
ve yakan kırmızı bir kurdelanın türküsünü dinlediğinde,
yavru serçelerin kucak açması gibi göğe,
büyüyecek en kalabalık yanlarında susturduğun parmakların,
alyans bir yüzüğün keskin iç çekişinde.
tan yeri ağarır ve gül rengine döner ufuklar.
ilkin doğrulup doğuran sonra emziren ellerin,
yaslanıp bembeyaz bir örtüye,
mum ışığını öptüğünde alnından.
ve kızıla
kızıla çalmalı diyorum yüzün,
yokluğunda hicran devşirdiğim en mağrur hicabımdan
bir elin hep uykunun koynunda
bir elinse lâl!
ninni söylesin iki elin, söylesin bana da
bir beşiğin kulaklarında çınlayan çocuklar hatrına
yanaklarını tırmalasın tırmalasın tırmalasın süt kokan eller
dizlerinde uyusun uyusun uyusun kristal gözler
sadece senin anneliğe çalan derinliğinde
gündüz sarhoş bir adamın yorgunluğudur omuzlarımda,
gece gölgelerden mürekkep düşerken perdelere.
hayat kapımı çalmayacak sen değilsen bekleyen kapılarımda
çalmayacak, sen değilsen beni uğurlayan kapılarda
bırak, tarih tahrik etsin ikimizi de
yüzünü altı günde güneşe dönen bu gemide
sen uçurtma ol ben gökyüzü
-tersi belki de-
kanat açsak ve tutuşsak elele
olmaz mı leyl?
Atilla Akın |