Cvp: yavuz sultan selim han
PADİŞAH YAVUZ SULTAN SELİMİN VEZİRİ ŞEYHÜLİSLAM İBNİ KEMAL´İN ÇALDIRAN SAVAŞIYLA İLGİLİ FETVASI:
Onlar Şah İsmail tarikatinin metodunun son derece kolay olduğunu ileri sürüyorlar. Şah İsmail´in "helaldir" dediğini helal, haramdır dediğini haram sayıyorlar. . Şah şarabı helal kılsa, şarap helal oluyor. Özetle, küfürlerinin çeşitleri, Dinden dönmeleri küfürlerinde şüphe etmiyoruz. Sürekli gelen haberlerle bize ulaşmıştır. Ülkeleri Dar´ul-Harb´tır. Erkeklerinin ve kadınlarının nikahı geçer*sizdir. Onların çocuklarının her biri zina çocuğudur. Onlardan birinin kestiği hayvan (ölü) mundar olur, her kim bir kadınları ve çocukları helal olur. Adamlarına ge*lince, onlar Müslüman olmadıkça öldürülmeleri zorunludur. Müslüman olduk*larında, zındıklıklarının tersine, diğer Müslümanlar gibi hür olurlar. İnsanlar*dan birisi (Darüs-Selâmı)-(şeriatın hüküm sürdüğü) terk etse bile, onların dini*ni seçse, onun da kesinlikle katli vaciptir.* Kaynak : Mecımüa-i Resal, Süleymaniye ktp. Pertev Paşa kısmı No:621,yk
Gülağ Öz, İslamiyet Türkler ve Alevilik, s.193
YAVUZ SELİM’İN ŞEYHÜLİSLAMI MÜFTÜ EL HAMZA’NIN
KIZILBAŞLARLA İLGİLİ FETVASI (1512)
Müslümanlar! Bilin ve öğrenin ki şu Kızılbaş toplumunun başkanları Erdebil-oğlu Şâh İsmail´dir. Peygamberimiz aleyhisselâmm şerîatini ve sünnetini ve İslâm dinini ve din bilgisini ve Kur´ânı küçümsedikleri ve de Allah Tâlâ´nın haram kıldığı günahlara helâldir dedikleri ve Kur´ân´ı ve Mushafları ve şerîat kitaplarını hor görüp ateşte yaktıkları ve de bilginlere ve dindarlara ihanet edip öldürüp mescitlerini yaktıkları ve de pis başkanlarını Tanrı sayıp secde ettikleri ve de Hazret-i Ebu Bekir´e ve Hazreti Ömer´e sövüp halifelik halifeliklerini inkar edip sövdükleri ve de peygamberimizin şeriatını ve İslâmı yok etmeye kast ettikleri, bu anılan ve de bunların Şeriata karşı söz ve davranışları bu fakire ve diğer İslâm âlimlerine göre tevatürle bilinip açıkça belli olduğundan biz dahi şeriat’ın hükmü ve kitaplarımızın nakli ile FETVA VERDİK ki adı geçen toplum Kızılbaşlar-Kâfir ve dinsizdirler ve de her kimse ki onlara uyup o ***** dinlerine razı ve yardımcı olurlarsa onlar da kâfir ve dinsizlerdir. BUNLARI DAHİ ÖLDÜRÜP, TOPLUMLARINI darmadağın etmek tüm Müslümanlara vacip ve farzdır. Müslümanlardan ölen said ve şehid olup cennete girer ve onlardan ölen aşağılık cehennemin dibindedir, bunların hâli kâfirlerin hâlinden daha fena ve çirkindir. Zira bunların kestikleri ve avladıkları ister doğan´la ister ok ile ve av köpeği ile olsun murdardır ve nikâhları gerekse kendilerinden ve gerekse başkasından alsınlar bâtıldır ve de bunlara kimseden miras Yoktur.bir bucak halkı bunlardan olsa da) Allah yardımcısı olsun Osmanlı Padişahına gerekir ki bunların (Kızılbaşların) ileri gelenlerini öldürüp mallarını ve kadınlarını dahi ve çocuklarını İslâm gazilerine taksim ede ve bunları ele geçirilince tövbeliklerine ve pişmanlıklarına inanmayıp öldürülmeli ve de bir kimse ki vilayette olup onlardan olduğu bilinirse ya da onlara giderken yakalanırsa öldürülmeli ve tüm bu toplum hem dinsizdir ve hem bozguncudur, iki yönden katledilmeleri vaciptir. Ey Allahım dine yardım edene sen de yardım et ve Müslümanları hor göreni sen de hor gör,
(bu fetvayı veren) Sanı Görez adıyla meşhur el-Müftü Hamza"1
Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi, İ.Ü.Ed.Fak. Tarih Dergisi sayı 22 s.17. 1968
İslamiyet Türkler ve Alevilik, Gülağ Öz, s. 188, 1999 Ankara
1)II.Murad 1427 yılında Amasya - Tokat - Çorum bölgesinde; dört kardeşin oymak beyi olduğu Alevi Kızılcakocaoğulları Türkmenleri üzerine Yörgeç Paşa’yı bir ordu ile göndererek hile ile verdiği yemekte 4 kardeşin başını ketirir ve 400 kişide zincir ve prangalarla bağlayarak bir mağarada yaktırır.Çorumlu ovasında çoluk çocuk demeden Türkmenleri kırıp geçirir. Sürü ve davarlarına da el koyar. Hoca Sadeddin Efendi bu Osmanlı katliamını övünerek ve ballandırarak anlatarak şöyle demektedir: “Yörgüç Paşa bir Türkmen getirene bir hil’at adamış, bunu da tellallarla duyurmuştu. Bu yollada pek çok Türkmeni temizlemiş oldu.” Kılıçtan kurtulanlar ise dağlara sığınırlar. Yörgeç Paşa, Osmancık yöresinde Zeytun’da Kocakayası adıyla anılan ve Haydar adlı bir beye ait hisarı fetheder. (11) Zeytun’da bugün Kırca adlı bir alevi köyü vardır ve soyadı “zeytun” ve oğulları adıyla çok sayıda insan vardır.
2) Yavuz Sultan Selim, Çaldıran savaşı dönüşü 24 Kasım 1514’de Amasya’ya gelir ve konaklar, yörede Kızılbaş avına adamlarını göndererek katliamlar yaptırır.Şubat 1515’de Yeniçeri ayaklanmasını ile pahalılığı ve kıtlığı bahane ederek, Alevi köylerinin topraklarına el koyarak Sünni eşrafa ve dönmelere “tımar” olarak verir. (13) Amasya, Tokat, Çorum bölgesinde kırımdan kaçan Alevi köylerine doğudan getirilen Sünni Kürtler iskan edilir. Yörede konuştuğumuz Kürt Köylüleri 500 ila 300 yıllık bir zaman diliminde doğunun çeşitli vilayetlerinden geldiklerini söylemektedirler. Bölgede bazı Alevi Kürt köyleri de vardır.
3) Bölgeden biri olan ve Kürt kökenli İskilipli Ebussuûd Efendi (1545-1574)’in Şeyhülislâm olmasıyla ve 30 yılda verdiği fetvalarla “Kızılbaş Türkmen katliamı”nı “Sünni Şeriatı” kurallarına göre yasal hale gerirmiştir. Yedi Kızılbaş öldürenin “Cennete Gideceği” Osmanlı uleması tarafından halka camilerde anlatılmıştır. Bu nedenlede Anadolu’nun her yöresinde Alevi Türkmen avına çıkılmıştır.
4) 1568 yılında Amasya kadısının suçsuz görerek salıverdiği Alevileri; Osmanlı yönetimi “Gizli şekilde öldürün” diye ferman yollaması sonucu öldürülürler.
5) Amasya ve Merzifon’daki Kızılbaşların cezalandırılmasına ilişkin 1570 ve 1574 ve 1583 yıllarına ait buyruklar ile yörede keyfi katliamlar yapılmıştır.
6) Kuyucu Murat Paşa 6.12 l606’da sadrazam olduktan hemen sonra Anadolu’da geniş çaplı Alevi katliamı harekatı başlatır. 155 bin Alevi Türkmeni diri diri kazdırdığı kuyulara gömdürür. 1580-1620 yılarında Osmanlı ülkesin de tüm Alevilere devlet terörü uygulanır.
7) Köprülü Mehmet Paşa (1656-1661) Celali ayaklanmaları bastırmak ve eşkıya tedibi adı altında; Anadolu Türkmenlerini kırımdan geçirmiş sağ kalanlara da zülüm yapmıştır.
TC.B.O.A. Genel Müdürlüğünce “Mühimme Defteri”leri yayınlanmıştır. Çok sayıda Alevilere ilişkin belge vardır. Atilla Çetin; “Başbakanlık Arşiv Kılavuzu” İst.1979 Kitabında: Kızılbaşlar için özel ciltli gizli kayıtlar vardır ki bunlara “Mühimme-i Mektum” denmektedir.
|