Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? Flört eden iki insanın aklı başındadır fakat arada aklı baştan alan hissiyatın etkisi söz konusudur. Ciddiyet ise flörtte ayrı bir sorun oluşturmaktadır. Sınırını belirlemenin mümkün olmadığı bu flört devresinde Taraflardan birinin bilhassa erkeğin ciddi olmaması durumunda karşı tarafın hem hissen hem toplumsal hem biyolojik olarak ne kadar zarar göreceğini belirtmeye bile gerek yoktur. Nitekim erkeğin ciddi olmadığı flört sonucu babasız doğan yada doğmaması için düşürülen çocuklar mevcuttur. Bu şekildeki mağdur kadınlar bazı tv programlarında sıkça çıkmaktadır. Görücü usulünde ise herşey kontrollüdür. Defalarca görücü gelmiş ya da görücüye gitmiş fakat evlenmemiş kişiler saydığımız hiçbir zarara uğramamaktadırlar. Malesef toplum flörtün acı meyvelerini tatmaya başlamıştır. Evlenmeden bekaretini kaybetmiş ya da kaybetmediği bir tek bekareti kalmış ve bu yüzden vijdan azabı çeken kadınların (çekmeyenler o duyguyu da kaybetmişlerdir) sayısı flörtün yayılması ile orantılı olarak artmaktadır. Fakat bizim için bunların bir önemi yok diyenlere diyeceğimiz bir şey yoktur. bakınız bir alıntı.. "Batıda evlenmenin yolu flörtten geçtiği için durum pek iç açıcı değildir. Evlenirken “Ölüm bizi ayırıncaya kadar." dendiği halde İngiltere'deki evliliklerin üçte biri, ABD'dekilerin yarısı boşanmayla sonuçlanıyor. Çocukların yüzde 15'inin babası evlilik cüzdanlarındaki kayıtlı eş değil. İngiltere’de, evlilik dışı çocuk oranı yüzde 35’e ulaşmış durumda. Evlenen kızların çoğu evlenirken bakire değil. Aile kurumu kesinlikle müslüman ülkelerle kıyaslanacak durumda değil. Bizde ise batıya göre durum oldukça iyi olmasına rağmen boşanma oranları artış göstermektedir. Batıda ilk defa İsveç, yasal yollarla "cinsel devrim"yapan bir ülkedir. İsveç Parlamentosu , insanların "cinsel özgürlüğünü" baskı altına alan ne kadar yasa varsa, onların tümünü yürürlükten kaldırıp bu, "özgürlüğü" pekiştirici yasaları yürürlüğe koydu. Akıllarınca, bu tür yayınlar serbestçe yayınlanacak, piyasa bu tür yayınlarabelli bir noktada doyum sağladıktan sonra da, kendiliğinden ortadan çekilecek... Bu serbestliğin verilmesinden sonra, hiç tahmin etmediği bir manzara ile karşılaştı İsveç. Cinsel özgürlük adına uygulanan tedbirler ters tepti. Piyasa birtürlü porno yayına doymak bilmedi. Tersine, bu tür yayınların her türlüsü piyasayıgitgide daha yoğun biçimlerde işgal etmeye başladı. Okullardaki eğitim ve cinsel özgürlük uygulamaları da, beklenenin tersine sonuçlar vermeye başladı. Pornografi piyasası, eskisinden çok daha zengin hale geldi. Üstelik sapık ilişkilerin yanı sıra ırza geçme ve fuhuş olayları arttı. Buna bağlı olarak başka bir gelişme, alkolizmin yaygınlaşması ve yoğunlaşması olmuştur. Halen her 100 İsveçliden 80’inin klinik alkolik olduğu belirtilmektedir. Laboratory for Clinical Stress Research’ün araştırma sonuçları şöyleözetleniyor: “Dört yaşındaki her üç çocuktan birisi çişini tutamıyor. Her iki yetişkinden birisi uykusuzluk, yorgunluk, sıkıntı gibi durumlardan şikayetçi. Çalışan her yedi kişiden birisi, çalışma gününün sonunda zihnen kendisini tükenmiş hissediyor. Her yıl binlerce kişi intihar ederken, bundan birkaç misli fazlası da intihara teşebbüs ediyor. Nihayet, her bin kişiden 99.7’sinin ruhen hasta olması, İsveçlileri dünyanın en mutsuz insanları arasında ön sıraya getiriyor." |