haylazlıkları..
o ilk bilişlerin heyacanlarını..
sanal olmayan o en içli muhabbetleri..
azda bulup, çok gibi görmenin sevincini..
göğün en canlı, toprağın en taze kokusunu..
genetiği bozulmamış çilek vişne kayısı elma portalak ...tadını..
mahalle arası saklambaçları..kapılara vurup kaçmaları..türlü türlü oyunları.
anne çorbasındaki sıcaklığı..
olduğu gibi sevmeleri,sevilmeleri.
fitnenin düşmediği dost,akraba yüzlerini..
maddiyatın henüz değeri olmayan fakirlikleri..
kitaplarda açılan pencereleri.
çay..dem..muabbet..gece derken zamana sığmayan arkadaşlık sohbetlerini.
çağın modern bilimine yenik düşmemiş manasal yaklaşımları.
betonlaşmamış yolları..
velhasıl herkesin payına düşen o çocukluk heyacanlarını her haliyle özledim..çünkü sorgusuzca,masumca herşey aslı ile güzeldi.
şükür.