Cvp: 25. Saate ve 8.Güne mi ihtiyacınız var? Bir başka perspektif; Ömrümüzün bizle ama aslında bizsiz geçen zamanları:
Mesela televizyon karşısında geçirdiğimiz vakitler; bizsiz geçen harap olan vaktimizdir. Az değil araştırmalara göre ömrümüzün 12 ilâ 14 yılı televizyon karşısında geçiyor. Televizyonla yaptığımız bu alış -verişten hatta büyük çoğunlukta sadece verişten!, ruhumuz memnun mu? Yoksa tende tutsak olduğu için mi mecburen bize katlanıyor? İşte bu yüzden, bizle ama bizsiz geçen, ruhumuzu tutsak ettiğimiz zamanlar da var çıktığımız bu zor yolculukta.Yolculuğumuz tamamlanmasına tamamlanacak da, tutsak ettiklerimizin hesabı ne olacak?
Şu söz de derin anlamlıdır: "Yaptığınız işin en iyisini, bir de zamanında yapın, o vakit dağ başında bile olsanız insanlar sizi bulur" Her şeyin bir zamanı var. İşte, biz o doğru zamana talip olalım inşallah.
Basralı bir ilim adamını ziyarete gidenler: “ Bize biraz vakit ayırsan da oturup sohbet etsek” demişler. Eliyle gökyüzünü göstererek demiş ki: " Tutun şu güneşi yerinde saysın; bende sizinle sohbete oturup vakit öldüreyim. Bunu yapamıyorsanız, vakti durduramıyorsanız izin verin ben de bir daha ele geçiremeyeceğim zamanımı pişman olmayacağım şeylerle geçireyim".
Bu kıssadan anlıyoruz ki, ziyarete gelenler gayet basit sebeplerle belki de oyalamak, onların zannınca vakit geçirmek için gelmiş olmamalılar. Buna da zamanın değerini bilen değerli insan müsaade etmiyor.
Zaman kazanma yöntemlerinden en etkili olanı ise planlı ve programlı çalışmaktır Bir saatimizi ayırarak yaptığımız program bize başarı olarak geri dönecektir. Tabi bu programa sadık kalırsak.
Zamanımızı doğru kullanalım ki, bir de kaybettiğimiz zamanları hesaplamak için zaman kaybetmeyelim Bir günü bitirip yatağımıza uzandığımızda düşünelim; 25. saate ve 8. güne ihtiyacımız var mı? Yoksa biz mi bir yerlerde hata yapıyoruz?
Ufuktan = Sultan YENİYIL
__________________
Dünyayı Güzellik Kurtaracak.
Bir İnsanı sevmekle başlayacak herşey...
|