Müteşabih Hakkında Alimlerin Görüşleri
Müteşabih Hakkında Alimlerin Görüşleri:
Müteşabih olan sıfatlar konusunda ulema iki görüşe ayrılmıştır.
1) Selef Mezhebi:
Allah’ın isim ve sıfatlarını teşbih, te’vil, ta’tiyl, tekyif ve temsil etmeden, olduğu gibi iman ederler. Bu konuda hiçbir yorum yapmazlar. Onlara göre Allah’ın isim ve sıfatları zatına bağlıdır. Allah’ın zatının mahiyetini bilemiyeceğimiz için bu isim ve sıfatların mahiyetini de bilemeyiz. İmam Malik b. Enes’e istiva hakkında sorulduğunda şöyle demiştir: “İstiva malumdur, keyfiyeti meçhuldür, ondan sual etmek bid’attır. Senin kötü bir insan olduğunu zanndiyorum, onu benden uzaklaştırın.”
2) Halef Mezhebi:
Allah’ın isim ve sıfatlarını Arap dil kaidelerine uygun olarak zatına layık bir şekilde te’vil ederler. Halef mezhebinin öncüleri İmamu’l-Harameyn, Abdu’l-Melik b. Ebi Abdillah b. Yusuf b. Muhammed el-Cüveyni eş-Şafii, Ebu’l-Meali (478/1085) ve ona tabi olanlardır.
Her iki mezhebi vuzuha kavuşturmak için müteşabih sıfatlarla ilgili bazı ayetleri zikretmek isteriz.
“Rahman Arş’a istiva etti.” (Taha: 20/5)
“O, kulları üzerinde kahredici olandır.” (En’am: 6/61)
“Rabbin geldi ve melekler de saf saf olarak.” (Fecr: 89/22)
“Allah yanında işlediğim kusurlardan dolayı vay halime!” (Zümer: 39/56)
“Celal ve ikram sahibi Rabbinin vechi baki kalacaktır.” (Rahman: 55/27)
“Gözümün önünde yetiştirilmen için.” (Taha: 20/39)
“Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir.” (Fetih: 48/10)
“Allah size kendi nefsinden korkmanızı emrediyor.” (Al-i İmran: 3/28)
Selef Allah’ı kendisi için mümteni olan bu gibi zahir şeylerden tenzih eder ve gayb aleminde, Allah’ın onları zikrettiği gibi inanır, hakikatlerinin ilmini O’na havale eder. Sonraki alimler ise, İslamiyeti ifsat etmek isteyen kimselerin müteşabih ayetleri gelişi güzel tefsir etmeleri üzerine halef alimleri devreye girmişler istiva’ya, istikrar, istevla, suud, ı’tidal; Allah’ın gelişini, Allah’ın emrinin gelişi; Allah’ın fevkiyyetinin yücelik yönünden olduğu, cihet yönünden olmadığı; Cenbden maksat haktır, Vechi zatıdır, Aynı inayetidir; yed kudretidir; nefs ukubetidir gibi manalar vermişlerdir.[353] Bu alimlere göre müteşabih ayetlerin tevil edilmesi caiz görülmezse de, Kur’an’da işaret buyrulduğu vecihle, caiz görülmeyen te’vil, gönülleri sapkın, niyetleri kötü olanların fitne ve fesat çıkarmak amacıyla yapmak istedikleri tevillerdir. Yoksa iyi niyetle, akla, muhakemeye, dinin esaslarına uygun olarak yapılan teviller makbul ve lazımdır. Çünkü ilk devirlerdeki sağlam iman kaybolmuş, meydana gelen tereddütleri ma’kul bir şekilde ortadan kaldırmak icab etmiştir.[354]