Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Yaş:40 Mesaj:
1.956 Konular:
885 Beğenildi:21 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Gayr-i müslimlerin kestiği hayvanların etleri müslümanlara helal mıdır?
Gayr-i müslimlerin kestiği hayvanların etleri müslümanlara helal mıdır?
Dünya bir köy haline geliyor artık Müslüman sadece kendi ülkesinin sınırları içinde kalmıyor, gayrimüslim ülkelerinde de kendi ülkesi gibi işci olarak, öğrenci olarak, ticaretçi olarak bulunabiliyor
Buralarda da hayatını İslam'a uygun şekilde yaşamak istiyor Ancak bazı konularda zorluklarla karşılaşıyor Kasaplardan et alma konusu da bu zorluklardan birini teşkil ediyor Kimileri, Hıristiyan kasaplardan et alınmaz, diyor, özel et kesimine yöneliyorlar Ancak bunu herkes göze alamıyor Zaten özel et kesimine sıcak da bakmıyorlar Bu sebeple buralarda et ihtiyacını karşılamada aile zor durumlara maruz kalabiliyor, bize sorularını da şöyle soruyorlar:
-Yabancı ülkelerde bulunan Müslümanlar, Hıristiyan ve Yahudi kasaptan et alamazlar mı?
Alırlarsa yiyemezler mi? Buralarda satılan et peşin bir hükümle Müslüman'a haram mı?
Yoksa bir çıkış yolu, bir izah tarzı var mı? Buralarda da İslam kolayca yaşanabilir mi?
Bu konuda ilgili fıkıh kitaplarının verdiği bilgiye bakınca, yabancı ülkelerde bulunan Müslümanları zorda bırakacak bir hüküm görmüyoruz Bulundukları ülkenin kasaplarından et alamayacakları yolunda bir yasak yoktur Gördüğümüz temel hüküm şudur:
-Ehli kitabın kestiği yenir!
Ehli kitap'tan da, Allah'ın gönderdiği kitaplardan İncil'e inanmış Hıristiyan ile Tevrat'a inanmış Yahudileri anlıyoruz
Buna göre, Hıristiyan, yahut da Yahudi kasaptan et alınmaz, alınırsa yenmez, diye bir anlayış söz konusu olmamalıdır
Zaten, eti satanın değil kesenin inancı mühimdir Kesen ilahi kitaba inanmış biri ise, yani ehli kitapsa (ki, Hıristiyan ülkelerde akla gelen ehli kitabın kesmiş olacağıdır) kasaptan et de alınır, ehli kitabın hazırladığı yemeği de yenir
Müslümanlar bulundukları Hıristiyan ülkelerde bu sebeple zor durumda kalmazlar Çünkü ehli kitap olan Hıristiyan'ın, Yahudi'nin kestiğinin yeneceğinde tereddüt yoktur Keserken Allah adını anma konusuna gelince:
Allah'ın adını unutarak söylemeyenin kestiği yenir İhmalinden değil de, inkârından dolayı Allah adını söylemeyenin kestiği ise yenmez Zaten böyle inkârcı birinin ehli kitaptan olduğu da söylenemez
Kasaptaki etleri kimin kestiğini nasıl bileceğiz? Bilgimiz yoksa ne yaparız? Kaldı ki, umumiyetle bilgimiz de olmaz Aksine bilginin bulunmadığı sürece, kestiği yenecek kimse tarafından kesilmiştir diye düşünürüz Şüphe ile haramlık sabit olmayacağından, söylentilere bakarak haramdır, yenmez diyemeyiz Bu da umumi olarak rahatlatıcı bir hüküm
Bir başka tereddüt konusu: Kasaplık hayvanı okla, şokla sakinleştirerek kolay kesime hazır hale getirmek mahzurlu değildir Burada mühim olan, hayvanın ölümü okla, şokla değil de, kesimle gerçekleşmesidir Okla, ya da şokla hayvan ölür de, kesim ölümden sonra meydana gelirse bu kesim ölmüş hayvanın etini yenir hale getirmez Çünkü ölüm, kesimle değil, kesim öncesi yapılan ok, ya da şokla gerçekleştirilmiş, canlı değil ölü hayvan kesilmiştir
Arz ettiğim bu kolaylıklardan sonra konuya takva anlayışı içinde bakanlar da çıkabilir Onlar daha dikkatli ve titiz olabilirler Kendilerine göre şüpheli buldukları kasaplardan et almayabilirler, kesenini bilmedikleri eti yemeyebilirler Bunlar tenkit değil takdir de edilirler Ancak, takvaları tamim edilmez, herkesten aynı titizlik istenilmez Kendinde bu arzuyu duyanlar tercih ederler takvayı
Aslında yabancı ülkelerde dikkat edilecek en mühim konu, domuz etidir Ne türlü kesimle kesilirse kesilsin, hangi temizlik maddesiyle temizlenmiş olursa olsun domuz eti hiçbir suretle temizlik kabul etmez, tümüyle pistir, alınmaz, satılmaz, yenilmez Tek kelimeyle dışkı hükmünde kabul edilir bulunduğu zeminde Bulaştığı şeyleri de pis eder Ancak bulaşarak kirlettiği düşünülen şeyler yıkanarak temizlenebilir Bu konudaki haramlık hükmü kesindir Şu, ya da bu yeni yorumlarla domuzun haramlığı tartışılır hale bile getirilemez
Öyle ümit ediyorum ki, özellikle Tanzanya, Almanya ve Kanada'dan soran okuyucularım, arz ettiğim bu bilgilerle kendilerini zora sokan söylentilerin etkisinden kurtulacak, aile ve çocuklarının et gibi ihtiyaçlarını bulundukları yerlerde karşılayarak İslami hayatı kolayca yaşayabileceklerdir
Ahmet Şahin
__________________ Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi... |