Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Nisan 2009, 12:55   Mesaj No:7

KuM TaNeSi

Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 885
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Çaresizlik Sebebiyle Faizli Kredi

Sorular:
1 Devletin verdiği teşvik kredilerinin faizi, genellikle enflasyon nisbetinden daha düşük olmakta, böylece menfi faiz gerekleşmektedir; yani alınandan fazlasının geri ödenmesi bir yana, alınan meblâğ bile -değer bakımından- geri ödenmemekte, enflasyon sebebiyle eksik ödeme yapılmaktadır Bu bakımdan düşük faizli ve uzun vadeli teşvik kredilerini almakta hiçbir sakınca yoktur ve bu uygulamada gerçek faiz söz konusu değildir denebilir mi?

Cevap:
Fâizin tarifinde "karşılığı bulunmayan fazlalık" unsuru vardır Menfi faiz ise "karşılığı bulunmayan eksikliktir", İslâm hukukunun ortaya koyduğu faizin tam zıttıdır Bu sebepledir ki "faizsiz ödünç alanların ödeme yaparken enflasyon farkını ödemeleri gerekir, aksi halde borçlu kalırlar, tam ödeme yapmamış olurlar" denilmiştir Akit yapılırken düşük de olsa bir faiz kabul edildiği, böyle bir kredi anlaşmasına imza atıldığı zaman -sonunda faiz ödenmeyecek de olsa başta, akit esnasında- faiz kabul edilmiş olmaktadır İşte düşük faizli, uzun vadeli -vade içinde enflasyonun, faizi sıfıra, hatta daha aşağıya indirdiği- kredilere imza atma olayında söz konusu olan "başta faizi kabul etme olayı" bizi uzun zaman tereddütte bırakmıştı Nihayet bir hadîs problemi çözdü ve tereddüdümüzü giderdi Hz Âişe, Berîre isimli bir cariyeyi satın alıp âzâd etmek istemiş, cariyenin sahipleri ise İslâm'a göre caiz ve geçerli olmayan bir şart ileri sürmüşlerdi (hukuka göre âzâd eden lehine doğması gereken velâ hakkının kendilerinde kalmasını şart koşuyorlardı) Hz Aişe durumu Peygamberimiz'e (sav) aksettirdi ve problemi nasıl çözebileceğini sordu Rasûlullah (sav): "Onu satın al ve âzâd et, ileri sürdükleri şartı da kabul et; sonunda velâ hakkı şüphesiz âzâd edene aittir" buyurdu (Buhârî, Mukâteb, 1, 2, 4) Bu olayda Peygamberimiz (sav), İslâm'a uymayan, hukuka aykırı bulunan bir şartı, Hz Âişe'nin yerine getirmeyeceğini bildiği halde -akit esnasında- kabul ettirmekte, âdeta "kabul et, nasıl olsa yerine getirmeyeceksin" demektedir Nitekim daha sonra bir hutbe irad ederek "Allah'ın kanununa aykırı olan bu gibi şartların hükümsüz olduğunu" açıklamıştır Bu hadîsi açıklayan âlimler (Aynî, Umde, c VI, s 250; İbn Hacer, Feth, c VI, s 117-118) çeşitli yorumlar getirmişlerdir: Bu tehdittir, kınamadır, Hz Âişe'ye mahsus bir ruhsattır diyenler olmuştur Ancak daha tutarlı olan şu yorumlar bize ışık tutmaktadır: a) Böyle bir şartı kabul etmek serbesttir; Peygamberimiz'in (sav) emri bunun mubah olduğunu bildirmek içindir Sonuç İslâm'a uygun olacağına göre başta bunu kabul etmenin bir sakıncası yoktur b) Bu hadîs şöyle bir kaideye temel teşkil etmektedir: "Ortada iki mahzur (mefsedet, kötülük) varsa, bunlardan büyüğünü gidermek için küçüğüne göz yumulur" Bu hadîsi ve mezkûr yorumları gördükten sonra şu kanâate vardık: Zamanla enflasyonun sıfıra, hatta sıfırın altına düşürdüğü faize başlangıçta, akit yapılırken, anlaşma imzalanırken "evet" demek, sonunda bu faiz ödenmeyeceği için ve bu bilinerek "evet" denildiği için caizdir, bunda bir sakınca yoktur
__________________
Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi...
Alıntı ile Cevapla