Durumu: Medine No : 127 Üyelik T.:
10 Eylül 2007 Arkadaşları:4 Cinsiyet: Memleket:ankara Yaş:32 Mesaj:
1.805 Konular:
527 Beğenildi:30 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | RE: Nafile Namazlar
8 Küsûf ve Husuf Namazı
Abdullah bin Amr -radıyallâhu anh- şöyle anlatıyor:
Peygamber Efendimiz'in zamân-ı saâdetlerinde güneş tutulmuştu Zât-ı Risâletleri kalkıp insanlara namaz kıldırdılar Kıyâmda o kadar çok kaldılar ki, âdetâ rükûa varmayacak da hep ayakta duracak zannedildi Sonra rükûa vardılar ve uzun müddet başlarını kaldırmadılar Arkasından doğruldular, fakat mûtadın üzerinde ayakta durdukları için secde etmeyecekleri intibâını verdi Nihâyet birinci secdeye vardılar Lakin başlarını secdeden hiç kaldırmayacakları zannediliyordu Daha sonra doğrulup oturdular Bu oturuşları da uzun sürdü Mübârek başlarını kaldırmayacakmışcasına kapandıkları ikinci secdeye vardıklarında, acı acı nefes alıp veriyor ve göz yaşları dökerek ağlıyordu:
"Yâ Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğini bana vâdetmedin mi?! Yâ Rabbî! Onlar sana tevbe ve istiğfâredip yalvardıkları müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğin husûsunda bana söz vermedin mi?! Işte bizler kapına geldik senden affımızı diliyor ve sana yalvarıyoruz!"
Bu minval üzere iki rek'at namaz kılıp bitirince güneş bütün parlaklığıyla gözüktü Arkasından Hz Peygamber minbere çıkarak ashâbına vecîz bir konuşma yaptı Konuşmasında Allâh Teâlâ'ya hamd ü senâ ettikten sonra şöyle buyurdular:
"Güneş ve ay Allâh'ın varlık ve birliğine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir Şâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ı Hakk'a yönelip ona ilticâ edin, Allâh'ın büyüklüğünü hatırlayın, namaza durup Allâh'ı zikretmeye koyulun ve sadaka verin" (Bkz Buhârî, Küsûf, 2, 4)
Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem-, göneş ve ayı Allâh'ın âyetlerinden bir âyet olarak görür ve onların tutulmalarını her hangi bir kimsenin ölümü veya doğumu sebebiyle olmadığını ashâbına bildirirdi Ancak gaybı ve kaderi bilmek Allâh'a mahsus olduğundan, her an kıyâmetin vukû bulabileceğini veyâ kendi ecelinin gelmiş olabileceğini düşünerek devâmlı olarak Allâh'a iltca hâlinde bulunmayı isterdi Hava kararmaya başlayınca, yağmur yağarken, gök gürlerken ve güneş veya ay tutulurken hep bu duygularla hareket eder ve huzûr-ı ilâhîde durarak ümmetinin selâmeti için yalvarırdı
İbn-i Hibban'da bulunan bir rivayete göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- ayın tutukluğu geçinceye kadar, müslümanlara ay tutulması namazı kıldırmıştır (A Köksal, XI, 220)
Güneş ve ay tutulması namazı sünnettir İki rek'attır Güneş açılıncaya kadar duâ ile meşgul olunur İmam'ın güneş tutulması namazını cemaatla kıldırmasında bir mahzur yoktur Ay tutulma namazı ise cemaatsız kılınır Bu namazların mescidde kılınması da sünnettir Ezan ve kamet okunmaz Sadece güneş tutulması namazı için es-Salâtü câmiatün, namaz için cem olunuz diye seslenilir (A Köksal, XI, 221)
9 Şükür Namazı
Allâh Teâlâ'nın ihsân etmiş olduğu sayısız nimetlere şükretmek bütün insanların yerine getirmesi gereken bir borçtur Şükür, verilen nimeti artırdığı gibi, şükürsüzlük de onun zevâline ve hatta sâhibinin şiddetli bir azâba mâruz kalmasına sebeb olur Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem- sevindiğinde veya sevindirici bir haber aldığı zaman Allâh'a şükretmek için secdeye kapanır ve namaz kılardı Nitekim İslam'ın azılı düşmanı Ebû Cehil'in başının kesildiği kendisine müjdelendiği zaman iki rek'at şükür namazı kılmıştı (İbn-i Mâce, İkâmetü's-salât, 192)
Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- de şöyle anlatmaktadır: "Nebiyy-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem-, bir ihtiyacının görüldüğü hususunda müjdelenmişti, bunun üzerine hemen secdeye kapandı" (İbn-i Mâce, İkâmetü's-salât, 192)
10 Tesbih Namazı
İbn-i Abbâs ve Ebû Râfî -radıyallâhu anhüm- anlatıyor: Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- Abbâs bin Abdülmuttalib'e dediler ki:
"Ey Abbâs, ey amcacığım! Sana bir iyilik yapayım mı? Sana bağışta bulunayım mı? Sana ikram edeyim mi? Sana on hasleti nasıl yapacağını bildireyim mi? Eğer sen bunu yaparsan Allâh senin bütün günahlarını; önceki-sonraki, eski-yeni, hatâen yapılan, kasden yapılan, küçük-büyük, gizli-açık yani hepsini affeder Bu on haslet şunlardır: dört rek'at namaz kılarsın Her bir rek'atte Fâtiha sûresi ve bir sûre okursun Birinci rek'atte kıraati tamamlayınca, ayakta olduğun hâlde on beş kere 'sübhânellâhi ve'l-hamdü li'llâhi ve lâ ilâhe illallâhü va'llâhu ekber' dersin Sonra rükû yapıp orada aynı tesbihi on kere söylersin, rukûdan başını kaldırır on kere daha söylersin Daha sonra secde yapıp aynı tesbihi on kere söylersin Secdeden başını kaldırınca da on kere tekrarlarsın Tekrar secdeye varıp yine on kere aynı tesbihi söylersin İkinci secdeden başını kaldırınca da on kere söylersin Böylece bir rekatte bunları yetmiş beş defâ söylemiş olursun
Aynı şeyleri dört rek'atte de yaparsın Dilersen bu namazı her gün bir kere kıl Her gün yapamazsan haftada bir kere, haftada yapamazsan ayda bir kere, o da olmazsa yılda bir kere yap Yılda bir kere de kılamazsan hiç olmazsa ömründe bir kere yap" (Ebû Dâvud, Tatavvu', 14; Tirmizî, Vitr, 19)
11 İstihâre Namazı
Bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığına dair Manevi bir işarete kavuşmak için kılınan iki rekatlık bir namazdır Birinci rekatta "Kafirun Suresini" İkinci rekatta "İhlâs Suresini" okumak mustahaptır Namazdan sonra İstihâre Duası okunur (İstihare duası için bakınız: Delilleriyle İslam İlmihali, Prof Dr Hamdi DÖNDÜREN, s 350), sonra da abdestli olarak kıbleye yönelip yatılır Rüyada beyaz veya yeşil görülmesi hayır ve iyiliğe; siyah veya kırmızı görülmesi ise şerre işarettir
12 Tevbe Namazı
Allâh'a karşı bir gaflet eseri olarak veya nefse uyarak günah işlendiğinde onun kefâreti olarak büyük bir nedâmet içerisinde O'na teveccüh etmek gerekmektedir Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
"Şeytan seni bir kötülüğe sevketme girişiminde bulunursa, hemen Allah'a sığın" (Fussilet (41), 36)
Kötülük yapan bir kimsenin bunun yerine iyilik yapması, kötülüğü iyilikle defetmesi istenmektedir
Bir sabah Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem müezzini Bilâl'i çağırdı ve ona:
-"Bilâl! Hangi ameli yaparak benden önce cennete girdin? Dün gece cennette, senin ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum" diye sordu Bilâl -radıyallâhu anh- de:
- Yâ Rasûlallâh! Ne zaman bir günah işlesem arkasından hemen kalkıp iki rek'at namaz kılarım, abdestim bozulduğunda da vakit geçirmeden hemen abdest alırım (Her abdest aldığımda da Allâh'ın üzerimde iki rek'ât namaz hakkı olduğunu düşünürüm ve kılarım ) dedi Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-:
- "İşre bunun sâyesinde" buyurdular (İbn Huzeyme, Sahîh, II, 213 (1209)
13 Hâcet Namazı
Her ihtiyâcını Allâh'a arzeden ve her fırsatta O'nu zikredip yücelten Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem- her hangi bir ihtiyacı olan kimselere iki rek'at namaz kılmalarını tavsiye etmiştir:
"Kimin Allâh'a veya her hangi bir insana ihtiyâcı hâsıl olursa önce abdest alsın, abdestini de güzelce alsın, iki rek'at namaz kılsın, sonra Allâh Teâlâ Hazretlerine senâda bulunsun, Rasûlullâh -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-'a salât okusun, daha sonra da şu duâyı yapsın:
'Halîm ve kerim olan Allâh'tan başka ilâh yoktur Arş-ı A'zam'ın rabbi noksan sıfatlardan münezzehtir Âlemlerin Rabbi'ne hamd olsun Allâhım! Rahmetine vesile olacak amelleri, mağfiretini celbedecek esbâbı taleb ediyor, her çeşit günahtan koruman için yalvarıyorum Her çeşit iyilikten zenginlik, her çeşit günahtan selâmet diliyorum Rabbim! Affetmediğin hiçbir günâhımı, kaldırmadığın hiçbir sıkıntımı bırakma! Rızâna uygun olan her türlü dileğimi yerine getir! Hangi amelden râzı isen onu ver, ey Rahîm olan, bana en ziyâde rahmet gösteren Rabbim!' bundan sonra dünyevî veya uhrevî her ne dilerse taleb eder, çünkü o dilek takdir edilir" (İbn-i Mâce, İkâme, 189; Tirmizî, Vitr, 17)
Allâh Rasûlü'nün hâcet namazı tavsiyesine sıkıca sarılan ashâbı, herhangi bir ihtiyaçları olduğunda Allâh'a ilticâ eder ve murâdlarına nâil olurlardı Bir yaz günü bahçıvanı Enes -radıyallâhu anh-'e gelerek yağmur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakındı Hz Enes su getirterek abdest alıp namaza durdu Selâm verdikten sonra bahçıvanına:
- Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sordu Bahçıvan:
- Göremiyorum, dedi Enes -radıyallâhu anh- tekrar içeri girip namaz kıldı Üçüncü yahut dördüncü kez bahçıvanına:
- Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sorunca adam:
- Kuş kanadı gibi bir bulut görüyorum, dedi Bunun üzerine Enes -radıyallâhu anh- namazını ve duâsını sürdürdü Az sonra adam yanına girdi ve:
- Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağdı, dedi Hz Enes:
-Haydi Bişr bin Şegaf'ın gönderdiği ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığını araştır, dedi
Bahçivan ata binip etrâfı dolaştığında yağmurun Müseyyerîn köşkleriyle Gadbân sarayından öteye geçmediğini gördü ki Enes -radıyallâhu anh-'ın bahçesi de bu sınırlar dâhilindeydi (İbn-i Sa'd, et-Tabakâtü'l-kübrâ, VII, 21-22)
Ashâb-ı kirâm'ın hâcet namazı ile Allâh'a yönelip yalvarmalarına bir başka misâli de Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve selem-'in ashâbından Ebû Mı'lâk adında biri vardı Bu zat başkaları ile ortaklık kurarak ticaret yapardı Dürüst ve takvâ sâhibi biri idi Bir defasında yine yola çıkmıştı
Karşısına çıkan silahlı bir hırsız:
- Neyin varsa çıkar seni öldüreceğim, dedi Ebu Mı'lâk:
- Maksadın mal almaksa al, dedi Hırsız:
-Ben sâdece senin canını istiyorum, dedi Ebu Mı'lâk:
- Öyleyse bana müsaade et de namaz kılayım dedi Hırsız:
- İstediğin kadar namaz kıl, dedi Ebu Mı'lâk namaz kıldıktan sonra üç defa şöyle duâ etti:
- Ey gönüllerin sevgilisi (Yâ Vedûd), ey yüce arşın sâhibi, ey dilediğini yapan Allâhım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve arşını kaplayan nûrun için beni şu hırsızın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdâda koşan Allâhım! Yetiş imdâdıma
Ebu Mı'lâk duasını bitirir bitirmez, elindeki kargıyı kulakları hizâsında tutan bir süvârî peydâ oldu! Süvâri mızrağı hırsıza saplayıp onu öldürdü Sonra da tâcire döndü Tacir:
- Kimsin sen? Kimsin sen? Allâh seni vasıta kılarak bana yardım etti, diye sorunca süvari:
- Ben dördüncü kat semâ ehlindenim İlk duânı yapınca semânın kapılarının çatırdadığını işittim İkinci defa duâ edince gök ehlinin gürültüsünü işittim Üçüncü defa dua edince, zorda kalan biri dua ediyor, denildi Bunu duyunca Allâh'tan, onu öldürmeye beni memur etmesini istedim Allâh Teâlâ da kabul etti ve geldim Şunu bil ki, abdest alıp dört rek'at namaz kılan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir, dedi (İbn-i Hacer, el-İsabe, IV, 182)
14 Zelzele Namazı
Hicretin beşinci yılında Medine'de zelzele olmuştu Kalbi her an Allâh ile berâber olan Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
"Rabbiniz sizi, hoşnut olacağı duruma döndürmek istiyor Öyle olunca siz de onun hoşnutluğunu dileyiniz!" buyurdu
İbn-i Abbas -radıyallâhu anh-'ın zelzele dolayısıyla altı rükû ve dört secde ile namaz kıldırdığı, rivâyet edilmektedir (A Köksal, XI, 222; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, II, 472)
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! |