RE: Ergenekon Terör Örgütü İle İlgili Yazarlardan İktibas Yazılar
Haberal çok iyi insan, Türkan abla saygın hoca, Dalan abi karıncayı incitmez...
ETÖ lafına gıcık olan Bremen mızıkacıları işi sulandırma gayretlerini artırıyor.
Mızıkanın başında da iki mahalle arasında nereye yaranacağını bilemeyen bir beynamaz var.
Türkan ablasının cübbesinden her gün yeni tavşanlar çıkarmaya çalışıyor.
Türkan abla hasta,
Türkan abla yaşlı,
Türkan abla şefkat abidesi,
Türkan abla kimsesizlerin kimsesi,
Türkan abla kızların geleceğinin teminatı,
Türkan abla iyilik meleği...
ÇYDD’nin burs verdiği PKK’lıları görmezden gelen, cumaya gidiyor diye bursları kesilen öğrencileri umursamayan, oruç tuttuğunu fark ettikleri öğrencilerin evden atılmasını sorgulamayan, burs verilen öğrencilere İncil dersleri yapılmasından rahatsız olmayan bu beynamaz mızıkacıbaşı için varsa yoksa Türkan ablası.
Türkiye Cumhuriyetinin savcılarına işbirlikçilik ve yandaşlık ithamında bulunmaktan çekinmeyen mızıkacıbaşı, Türkan ablasından sonra şimdi de Dalan abisinin derdine düştü.
Darbe üstüne darbe yiyen mızıkacılar Bedrettin Dalan’ı da nasıl savunacaklarını şaşırmış durumda.
Dalan’a ait vakfın sınırları içindeki araziden çıkan lav silahları, bombalar ve mühimmatları yeterli bulmayan mızıkacılar bu kadar silahla ne olur ki demeye de utanmıyor.
Sevgili mızıkacılar acaba sizi ne kadar silah ve bomba ikna eder ?
Mesela kazılardan tank çıksa sizi keser mi ?
Maalesef mızıkacılar bu soruların uzağından yakınından geçmiyor. Onların elindeki tek kozları yaşlılık, hastalık ve iyilik.
Haberal için de aynı gerekçeler sıralandı.
Şimdi Dalan’a methiyeler düzülüyor.
Beynamaz mızıkacıbaşı yine bayraktarlığı kimseye kaptırmıyor.
Bu arada can derdine düşen Dalan yurtdışından mesaj gönderiyor.
Tedavi gördüğü Amerika’da doktoru Dalan’a; Haberal’ı sormuş ve ‘o dünyaca ünlü bir hekim siz adamı hapse atıyorsunuz, nasıl bir ülke sizinki’ demiş.
Haberal çok iyi insan, Türkan abla çok saygın hoca, Dalan abi karıncayı incitmez...
Eminim öyledir. Zaten kimse onların iyiliklerini sorgulamıyor.
Kimse bu saygın insanlara sen şu hastaya kötü davranmışsın, sen şu öğrencinin kulağını çekmişsin demiyor ki zaten.
Mızıkacıların artık parçayı değiştirmesi lazım.
Tutuklananların bile önlerine konulan deliller karşısında küçük dillerini yutup ‘biz onları yok etmiştik’ nevinden şapa oturma alametleri sergiledikleri bir ortamda, ETÖ iddiasıyla yargılananların iyiliklerini dillerine pelesenk eden mızıkacılar mesela şu soruların cevabından başlayabilir.
Ele geçirilen günlüklerde yazılanlar ne anlama geliyor ?
Ses kayıtlarında bütün milletin ağzı açık dinlediği konuşmalar ne anlama geliyor ?
Bu ses kayıtlarında adı geçtiği iddia edilen kişiler niçin teknik inceleme isteyip kayıtlara itiraz etmiyor ?
Tutuklanan kişilerin evlerinde kazı yapılan yerlerin krokileri ne arıyor ?
Dalan’ın vakfına ait arazide bu kadar mühimmat ne arıyor ?
Kim 19 sene önce 17 milyon dolar para bastırıp arazi satın alır da sonra burayı kendi haline bırakır ?
Bu arazide lav silahlarının işi ne ?
İnsan niye bu kadar silahı toprağa gömer ?
Bu kadar lav silahı ne için saklanmış olabilir ?
Jandarmaya ait silahların nasıl oluyor da önce PKK, sonra Hizbullah tarafından kullanıldığı tespit ediliyor ?
ÇYDD’nin burs listesindeki bazı isimlerin kenarına ‘PKK’lı’ diye not düşülmesi ve bu kişilere burs verilmeye devam edilmesi ne anlama geliyor ?
Bu sorular buraya sığmaz...
Mızıkacılar bırakın ‘iyilik’ edebiyatını.
Beynamaz mızıkacıbaşı gördün mü;
“Vay baba... neler dönmüş neler ?”
23.Nisan.2009 13:17:25
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU.
STVHABER.
|