Konu Başlıkları: İslam Hukukunda ÖRF
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Nisan 2009, 18:25   Mesaj No:7

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.134
Konular: 555
Beğenildi:1084
Beğendi:252
Takdirleri:10770
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: İslam Hukukunda ÖRF

1-Bakara sûresinin 233. âyetinin bir bölümünde, anne ile ilgili olarak kocanın (babanın) nafaka mükellefiyeti bildirilmektedir. Şöyle ki; “Annelerin yiyecek ve giyeceğini örfe uygun olarak sağlamak çocuğun babasına aittir. Kimse gücünden fazlasıyla mükellef tutulmaz…” âyetinde, babanın mükellef tutulduğu nafakanın miktarı, şer’i bir ölçü ile tayin edilmiş değildir . Bu miktar anneye yetecek şekilde babanın haline ve yaşadığı beldenin örfüne uygun olarak takdir edilmesi gerekir . Bu âyetin tefsiri durumunda olan “Varlıklı olan kimse, nafakayı kendine yaraşır şekilde (varlığına göre) versin; rızkı ancak kendisine yetecek kadar verilmiş olan kimse, Allah’ın kendisine verdiğinden versin” âyetinde de nafaka ile mükellef olan kocanın durumu belirtiliyor ve nafakanın miktarı şer’an takdir edilmeyerek, takdir keyfiyeti mükellefin haline ve yaşadığı yerin örf ve adetine havale ediliyor .
2-“Çocuklarınızı sütana tutup emzirtmek isterseniz, ücretini, örfe uygun olarak teslim ettiğimiz takdirde, sizin için bir sorumluluk (vebal) yoktur . ayetinde, süt anneye verilecek ücretin, örf-adete uygun ve meşru olmasının gerekli olduğu belirtiliyor . Bu esas dâhilinde hareket edilecek olursa, herhangi bir sorumluluk mevzu bahs olmayacaktır. Binaenaleyh, sorumluluğun olmamasına tesir eden unsurun örf olduğu meydandadır.
3-Temas (duhul) olmadan ve mehir tayin edilmeden boşanan kadınlar için verilecek olan “müt’a”nın, hem kocanın hali ve hem de yaşadığı yerin (beldenin) örf-âdeti ile ilgisi vardır. “Onları, nikâhtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir mehir tayin etmeden (kadınları) boşarsanız bunda size mehir zorunluluğu yoktur. Bu durumda onlara müt’a (hediye cinsinden bir şeyler) verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. Örfe uygun (maruf) bir müt’a vermek iyiler için bir borçtur” ayetinde verilecek müt’anın miktarını tayin konusunda iki noktaya dikkat çekilmiştir. Biri, müt’a’nın, kocanın haline göre olması, diğeri de örfe uygun olmasıdır. Binaenaleyh, bu konuda da örfe uyma mecburiyeti kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor . Böylece örf, burada da hakem mevkiinde yerini almış oluyor.
Netice olarak, örfün, şer’i bir delil olduğunu ispat sadedinde serdetmeye çalıştığımız bu ayetlerdeki “el-ma’ruf” kelimesi ile kasdedilen şeyin; yere, zamana ve toplumlara göre değişebilen ve halkın, uyulması gerekli gördüğü kaidelerin başında gelen; örf, adet ve teamüller olduğu açıktır. Şâri’in, ictihada havale ettiği bu nevi ahkâmda, örfe atıflarda bulunması, örfün nasslardan sonra şer’i bir mesned (delil) olduğunun açık delilidir. Şu halde, örf ve adet nasslardan sonra şer’i bir delildir.

-------------------devam edecek----------------------
Alıntı ile Cevapla