Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Nisan 2009, 18:39   Mesaj No:2

AŞK'ÜL İSLAM

Medineweb Sadık Üyesi
AŞK'ÜL İSLAM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AŞK'ÜL İSLAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38
Üyelik T.: 30Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 984
Konular: 245
Beğenildi:29
Beğendi:0
Takdirleri:146
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: ŞUARA SÜRESİ IŞIĞINDA '' ŞİİR VE ŞAİR'' 2...

Ayetteki “gâvûn” kelimesinde mündemiç olan “hevasına boyun eğen” manası, müfessirlerin bu kelimeyi “azgın” şeklinde yorumlamasına kapı aralamıştır. Zira hevasına boyun eğen bir kişinin, şeytanın tuzağına düşmesi ve onun oyuncağı olması çok kolaydır. Şeytanın yönlendirdiği insan, sapmış ve azmış bir insandır. Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde “azgınlık, sapıtma ve şeytanın şaşırtması” manasında, bu kelimenin iştikaklarının/türevlerinin kullanıldığını görmekteyiz.

Şairlerle ilgili ayette, bu kelimenin tercih edilmesi, cahiliye dönemi şiiriyle doğrudan ilgilidir. Cahiliye dönemi şiirinde, üç temel unsurun ağırlıklı olarak varlığı dikkat çeker: Birincisi, o dönem şiirinde şehevî duyguları kamçılayacak konulara sık sık yer verilmesi. İkincisi, cahiliye dönemi şairlerinin, şiiri menfaat için övme ve yerme aracı olarak kullanmaları. Üçüncüsü, o dönem şiirinde asabiyetçi, kavmiyetçi unsurların ağırlıklı yer tutması. Bu çerçevede cereyan eden cahiliye dönemi şiirini ve şairini, Kur’an-ı Kerim zemmediyor. İkrime bin Abdullah el Berberî, “İki şairin, karşılıklı birbirlerini hicvettiklerini, insanlardan bir grubun birisini, diğer grubun da ötekini desteklediğini, bunun üzerine Allah Tealâ’nın, “Şairlere gelince, onlara da azgınlar uyar.” ayetini indirdiğini nakleder.3

Cahiliye döneminde şairler, gerçekleri görmezden gelip aklın hayalin almayacağı, mantıkla bağdaştırılamayacak sözler peşinde koşuyorlar, en önemlisi menfaat gereği bugün “ak” dediklerine ertesi gün “kara” diyebiliyorlardı. Bir şair, aldığı bir kese altından dolayı, iyi birisini yerin dibine batırabiliyor, yine menfaat elde ettiği zaman, kötü birisini göklere çıkarabiliyordu. Kur’an, hakikatle bağdaşmayan bu tavrı zemmediyor.

Cahiliye döneminde şair olmak önemli bir işti. Bir kavmin, iyi bir şair çıkarmış olması övünç vesilesiydi. Şairi olmayan kavim, bunun eksikliğini her zaman duyardı. Şairlerin bir sözüyle savaş başlar, bir sözüyle de yıllardır devam eden savaşlar son bulurdu. Güçlü şairlerin en iyi şiirlerinin, Kâbe’nin duvarına asıldığını ve bu şiirlere “muallâkat-ı seba” denildiğini biliyoruz.
Alıntı ile Cevapla