RE: İslam Hukukunda ÖRF B-Sünnet
Örfün, şer’i delil olduğunu gösteren veya örfü nazar-ı itibare alarak, O’na hüküm bina eden hadisler de mevcuttur. Biz bunlardan ancak birkaçını zikretmekle iktifa edeceğiz.
1-Önce “Müslümanların (müminlerin) güzel gördüğü şey, Allah katında da güzeldir” hadisi üzerinde duracağız. Bu hadisin örf için delil kabul edilmesine, iki yönden itiraz edilmektedir. Şöyle ki: 1-İsnad yönünden
Muhaddis Âlâi bu hadis hakkında şunu söylemiştir. “Ben, bu hadisi uzun uzun araştırıp soruşturmalarıma rağmen, ne sahih ve ne de zayıf bir senedle merfu olarak herhangi bir hadis kitabında bulamadım. Ancak bunun, Abdullah b. Mesud (r.a)’un bir sözü veya başka bir deyişle, O’na ait mevkuf bir hadis olduğunu bulabildim” der. Bu hadis mevkuf olarak, Ahmed b. Hanbel’in Musned’inde de tahric edilmiştir. Abdullah b. Yusuf ez-Zeyle’i’de: “Bu hadisin merfu oluşu gariptir. Yalnız, İbn Mesud’a ait mevkuf bir hadis olup, değişik yollarla rivayet edilmiştir” der. Bu tetkiklerden, hadisin merfu değil, mevkuf olduğunu anlamış oluyoruz .
Ancak mevkuf bir “eser”, eğer re’y ve ictihadla söylenemeyecek şer’i bir husus ihtiva ediyorsa –bu hadiste olduğu gibi- ihtiva ettiği hususun aksini gösteren bir delil olmadıkça, mevkuf da olsa, bu hüccet kabul edilir . 2-Delalet yönünden:
Ahmed Fehmi Ebû Sünne, üzerinde durduğumuz bu hadisin, örfün hüccet olduğunu gösteren kat’i bir delil olmadığı, kanaatinde olup, şunları söyler: “Hadisteki “müslümanlar (el-muslimun)” kelimesi ile “müctehidler” kasdedilmiştir. Yoksa avamı da içine alan bütün Müslümanlar değildir. Çünkü hadisteki, ince düşünmek, bilmek ve doğruyu aramak anlamına gelen “re’y” veya “ru’yet” kelimesi, bir bakıma ictihad metodlarıyla ortaya konan “istinbat” ın bir benzeridir. Bu ise ancak, ictihad payesine ulaşan kişilerin sahip olduğu bir melekedir. O halde bundan maksat –avam da dâhil- bütün Müslümanların görüp-bildiği değil, yalnız müctehidlerin derin düşünme neticesinde vardıkları görüş ve neticelerdir” der. Ebû Sünne, aynı kelimeleri mana yönünden de inceleyerek, bunun yalnız icma yolu ile müctehidlerin benimseyip güzel gördükleri şey –yani sahih örf- için delil teşkil edeceğini, ilave eder.
Usul alimlerinden Seyfüddin el-Amidi de, bu hadisin, icma ile ilgili olduğu, kanaatindedir . İmam Makdisi de, aynı görüştedir .
Buna mukabil, bu hadisin, örf için delil olabileceği kanaatinde olanlardan, Serahsi ve Kasani’nin görüşlerine de temas edelim.
-----------------DEVAM EDECEK--------------
|