RE: Keramet Şeyhleremi Sahabeleremi?
Çevremizde görmekteyiz ve duymaktayız ki her tarikatın şeyhi, her cemaatin ileri geleni Evliyadır, Gavstır, Kutuptur. Üçler'dendir, Yedilerdendir, Kırklardandır. Bunlara izafe edilen su üstünde yürüme, ateşten etkilenmeme, havada uçma uzak yerlere kısa zamanda gitme, kalplerden geçenleri bilme yetiş ya hazret dendiğinde denizin ortasındaki boğulmakta olana yardıma koşma, rakiplerini taş etme vs. gibi keramet türü şeyleri bir tarafa bırakalım bu kimselerin kimisi Allaha sekreterlik yapar kimisi Allah'a başbakanlık yapar kimisi Allah'ın içişleri bakanlığını yürütür kimisi de çocuksuzlara çocuk verir
Velayet derecesine ulaşan kimselerde Tayyi mekan ( bir anda uzak mesafelere gitme, değişik yerlerde bulunabilme) Tayyi zaman (aynı anda bir çok yerde bulunma geçmiş ve gelecekte yaşama) su üstünde yürüme havada uçma gibi kerametlerde varmış yeter artık dini bu kadar kendilerine uydurmalarından başka bir şey değildir.
Allahın astlarından (mahlukatta yaratılmışlardan) kendilerine (evliya) Yakın Kimseler kabullenenlerin durumu, kendisine bir ev yapan örümceğin durumuna benzer. Evlerin en dayanaksızı, kuşkusuz örümceğin evidir. Keşke bilseler! Ankebut suresi....
Yine Cenabı Hakk Hucurat suresi ayet 10'da şöyle buyurur:
Mü'minler kardeştirler. Öyleyse, iki kardeşiniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan sakının. Belki size merhamet edilir.
Buna rağmen onlar, iman kardeşliği dışında tarikat kardeşliği (ihvaniyet) ortaya atıp müslümanları binbir parçaya böldüler
.
Şeyhlerini yanılmaz kabul ettiler. Yukarıdaki ayetlerin ikazına rağmen Allah'ın yerini hiçbir zaman tutamayan kimseleri, kurtarıcı erdirici, Allah'a yaklaştırıcı şefaat ediciler olarak kabul ettiler.
Şeyhi olmayanın şeyhi, şeytandır. gibi ilkeler geliştirip saf cahil kitleleri ağlarına düşürdüler. Şeyhlerin Allah tarafından bilgilendirildiğini savunup, dini ilimleri bilenleri zahiri kimseler olarak gösterdiler. Müsbet ve zahiri bilgileri küçümsediler. Mensuplarını okuldan, okumaktan uzaklaştırıp şeyhin ürettiği safsatalara boyun eğdirdiler.
Hatta dört Reşid Halife'nin de kendi tarikatlerinden olduğunu ileri sürdüler.
Tarikatlerin temel ilkelerinden birisi de itaati mutlaka ve teslimiyeti külli ilkesidir. Yani müridin kayıtsız şartsız şeyhine itaati ve top yekün, her şeyiyle ona teslimiyetidir.
Bu ilke resmen kulluk demektir. Hem de bu, sıradan bir kulluk değil, ileri derecede bir kulluktur.
Allah islah etsin daha çok şey var ama herkes idrak edebilecekmi diye şüphem olduğu için yazmıyorum vicdani olarak düşünelim Allaha karşı olan sorumluluklarımızı iyice öğrenip yaşayalım.....
|