Durumu: Medine No : 5807 Üyelik T.:
24 Aralık 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
153 Konular:
68 Beğenildi:1 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | RE: Allah nasıl anlatılmalı?
İnsan, tamamen hür ve serbest olamaz. Zira insan kendi kendisine yeterli olan ve başkasına ihtiyaç duymayan bir varlık değildir. Böyle kendi kendisine yetersiz olan bir varlığın, tamamen hür ve serbest bırakılması; aslında onu başıboşluğa, şaşkınlığa ve belirsizliğe atmak demektir.
Bu sebeple insan, mutlaka bir rehbere bağlanmak, bir görüp gözetene inanmak ve kendisini şefkatle koruyanı bilmek ve sevmek ihtiyacındadır. Yaratılıştan getirdiği bu ihtiyaç tatmin edilmezse, bu sıfatları sonsuz olarak kendisinde bulunduran BİR'inin yerine başkalarını koyar. Zira Bir'e aşkla bağlanmak öylesine şiddetli bir ihtiyaçtır ki, aslını bulamayan, sahtesine katlanmak mecburiyetinde kalır.
Bu yüzdendir ki tarih, akıllı insanlara yakışmayacak tapınmalardan bahseder.
İnsan, inancını taşıdığı bir Yüce'ye aşkla bağlanamazsa, kendi başına kalamaz ve Şeytan'a meyleder.
Çünkü, GÖNÜL BOŞLUK KABUL ETMEZ...
Manevi varlığımızın gıdası, imandır. Ruhumuz, olumlu, ya da olumsuz, mutlaka bir inanca muhtaçtır. Var ve Bir olana inanmazsa, yaratıkların binlercesini tanrı edinmek zorunda kalır.
Bir başka deyişle, Allah'tan uzaklaşan, otomatikman, bütün yaratıkları yaratıcı bilmek mecburiyetinde kalabilir. Bu sebepledir ki, bazıları, Allah 'ın sıfatlarını ve isimlerini bazı insanlara, hatta cansız tabiata bile verebiliyorlar.
Dolayısıyla, dünya tarihi gösteriyor ki, Allah'tan kopanlar, insandan hayvana, bitkiden cansız varlıklara, putlara kadar çok çeşitli tanrılar edinmişlerdir.
“Bu durum neyi açıklıyor?”
“Demek ki, insanoğlu, Allah'sız olamıyor. Doğrusunu bulamayınca, mutlaka kendisine bir başka tapacak şey icat ediyor.
* * *
Şair 'in dediği gibi;
"Beşerin böyle dalaletleri var
Putunu kendi yapar, kendi tapar...”
(İnsanın böyle sapkınlıkları var: kendi yaptığı putu tanrı sayıp tapar.)
Bütün bu gerçeklerin bize söylediği şudur:
İnsan, Yaratıcı'sız olamaz. Her kişi, Yaratıcı'yı bulmaya, tanımaya ve bütün varlığıyla O'na inanmaya mecbur ve muhtaçtır.
Yine bu sebeple, tarih boyunca, inançsız bir millete rastlamak mümkün değildir.
Dünyanın neresinde olursa olsun, her topluluk, muhakkak bir Yaratıcı 'nın varlığına inanmaktadır. Demek ki, Allah'a inanmak, sonradan edinilmiş bir ihtiyaç değildir. İman, bütün insanların doğuştan getirdiği temel bir ihtiyaçtır. Maddi varlığımızın yemeye, içmeye ve hava almaya ne kadar ihtiyacı varsa; manevi varlığımız da, imana, Allah'a inanmaya o derecede muhtaçtır.
Bazı insanların en olmayacak şeyleri tanrı edinmeleri de, bu ihtiyacın şiddetini ve vazgeçilmezliğini gösteren bir işarettir... Bu durum, aç kalan insanın, ekmek bulamayınca, taş, toprak, leş yemesi gibidir.
İşte bu ihtiyaç için, herkesin herkese, Yüce Yaratıcı'yı tanıtması ve sevdirmesi gerekir. Tabii ki, anne babanın çocuklarına Allah'ı anlatmaları, temel bir eğitim görevidir.
Çocuklarının gelişmekte olan iç dünyalarını sağlam ve tutarlı kılabilmek için başka bir yol yoktur. Çünkü Allah inancının boşluğu, başka hiçbir şeyle doldurulamıyor.
* * *
Ya Allah, ya da Şeytan seçilecek ve bunlardan biri insanın hayatına hakim olacaktır. Terazi iki kefelidir ve üçüncü bir seçim imkanı yoktur.
|