RE: FATİH TEZCAN / TANRI - ANNE
Bu anne’nin Müslümanlık iddiası buraya kadardır, zira bu anneye Bakara Suresi’ndeki ‘evleneceklere engel olmayın!’ ayetini söyleseniz de hiç ama hiçbir şey değişmeyecektir!
Hatta ona din, iman, Kur’an hatırlatmak gibi bir küstahlığa(!) kalkıştığınız için suçlanacaksınızdır…
Bu anne’nin mezhebi Hanefilik iddiası da buraya kadardır ve bu anneye, İmam Azam Ebu Hanefi’nin o ayete göre içtihad yaparak evleneceklere engel olmanın İslam dışı olması hasebiyle anne-baba’nın sadece bilgisinin olmasını yeterli görmesi hiçbir anlam ifade etmeyecektir!
Hem evlat kimindir?
Allah’ın mı? Değildir…
Ebu Hanife’nin mi? Değildir…
‘Ben senin annenim annen!’ haykırışı, Allah’ı da, dinini de, akl-ı selim’i de aranızdan çıkarmak için yeterlidir!
Bazı hadislerin ve İmam Şafi’nin bu hadislere dayanan ve anne-baba’nın iznini mecbur tutan içtihadının yeniden yorumlanmamasının sonucunda yaşananlar ortadadır…
Bu anne’nin diktatoryasında ve konu etmediğimiz baba, ağabey, kardeş, abla, sülale ve töre isimli terör baskılarında daima
1.’Osmanlı terbiyesi’ adı altında yapılan birey pasifizminin,
2.Şafi paradigmanın ‘evlilikte anne-babanın izni şartının’ Kur’an’ın maksadı olan özgür insan tipiyle tezadının fark edilmemesi ve/veya suiistimalinin,
3.Yıllarca ezen devletin bu baskısının kişiliğe işlemesinin,
4.Tarikat üyeliğinden kaynaklanan ‘hazretin sözünden çıkmama, fetvasız iş yapmama’ kültünün,
5.Büyük sıkıntılarla ve daha büyük hırslarla biriktirilen ‘cukka’nın, onaylanmayan bir adayla başlanacak yeni bir hayata harcanmak istenmemesinin,
6.En hafifi ’Falan hanım’ın kızı annesinin arzu etmediği birisiyle evlenmek istiyormuş’ dedikodusundan başlayan gıybet ve alaylara maruz kalmaktan kaçınmak diye özetlenebilecek sosyal bir fobinin,
7.Pek tabii ki sordun mu ‘gönüldeki kuş’ denilen ama aslında eldeki kul’dan veya ‘evdeki mal’dan başka hiçbir şey görülmeyen evlad’ın, haybeye(!) evden uçup gitmesinin dilenmemesinin etkisi vardır…
Tecrübe zannedilen magazinsel bilgi kirliliği ve kalabalığının,
Kur’an’sız bırakılan bir toplumun ifrazatı olduğunu bilmeyecek, anlamayacaktır anne’miz zira zaten Kur’an’ı okumanın sevap almak için yeter sebeb olduğunu sanan bir öğretiden gelmektedir…
Kur’anî Düşünme, Özgür Müslüman tanımlamalarınız hiçbir şey ifade etmeyecektir onun dünyasında zira bir anlam karşılığı yoktur bunların bu anne için…
Mevzu, İslam’ı Yaşamak ise, yaşayanlar yaşamışlardır, onlar evliyadır ve onlara sorsanız da sanki annenin sözünün ezilmesini mi söyleyeceklerdir!
Haşa! O nasıl soru!
Anne bir tanedir ama sevgili bin tanedir tabii ki o kafaya göre ve insan annesine Of! Bile dememelidir ya, tamam işte, nutuklar tutulmuştur, mantıklar tükenmiştir artık…
Bilmem kimin oğlunun, yan komşunun kızının, şu akrabanın yaşadığı olumsuzluklar aklını kaçıracağınız hız, tekrar ve vurgularla birer birer önünüze getirilecektir…
Siz gözyaşlarınıza boğulsanız, kendinizi odalara kapatsanız,
‘Bana ne anne bunlardan ya, ben seviyorum! Seviyorum! Anlamıyor musun, hem durum öyle değil böyle ‘deseniz dahi bir tuğla alamazsınız bu kadının kibir kalesinden…
Yılların psikolojik silahları bir bir tecrübe toprağından çıkarılır!
Evden çıkışta zorluklar… Maddi cezalar… Suçlama ve iftiralar…
İnternet, telefon ve her nevi iletişim aracına yasaklar…
Arkadaşlardan kuşkulanmalar ve alaka kestirmeler, irtibatı zorlaştırmalar…
‘Kafanızı değiştirebileceğine inanılan lokal kanaat önderlerinin haberdar edilerek caydırma nutuklarının attırılması…
Anaca değil düşmanca hareketler…
Size ve sevdiğinize edilen kaba hakaretler…
Ve hatta son raddede dayaklar…
…
|