Konu Başlıkları: FATİH TEZCAN / TANRI - ANNE
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20Haziran 2009, 20:06   Mesaj No:3

AŞK'ÜL İSLAM

Medineweb Sadık Üyesi
AŞK'ÜL İSLAM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AŞK'ÜL İSLAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38
Üyelik T.: 30Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 984
Konular: 245
Beğenildi:29
Beğendi:0
Takdirleri:146
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: FATİH TEZCAN / TANRI - ANNE

Kur’an temelli ve Resul misalli İslam’ı değil,
ama diğer yandan Türk’ün hayat tarzı olan ve büyüklerin çok büyüklendiği Şaman’ı da değil,
ikisinin birden diri tutulmaya çalışıldığı bir hayatı, ‘dinî ananeyi’ seçen Türk Müslümanlığı’ndan sadece bir profildir bu anne…
Üstelik bu ‘Gelenek Dini’nin’ bir de ‘fakirlik tecrübeli bir cimrilik’ ve ‘yoğun aile ve devlet baskısı sonucu doğal olarak gelişmiş baskıcı kişilik’ ile yoğrulduğunu hesab edin…
Vahametin farkında mısınız?
İşin trajedik tarafı, bu anne,
yüzünden Kur’an okumak, peygamberden salavat karşılığı şefaat istemek, menkıbelere ağlamak gibi hissi ağırlığı olan ‘dini’ kisveli bir takım işlerle de uğraşmaktadır ve televizyon programlarında gördüğü adamları da ‘âlim’ falan sanmakta, dinlemekte, örnek almakta ve göstermektedir…
Trajedik olan bunlar değil, bunların hiçbirisinin bu anne’yi evladına, evladının sevdiğine, istediğine, talibine adaletli ve merhametli yaklaşmaya sevk edecek bir mahiyet arz etmemesindedir!
Bu anne’ye ‘Karar ver! Ana mısın Allah mısın!’ diyecek hiç kimse olmaması doğal olabilir ama işte tam da burada trajediye yol açan şey şudur ki,
Hayat düzenleme konsepti olan Din’e dair hiçbir unsurdan ‘Haddini bil kadın! Sen ana’sın, Allah değilsin, o da kızın veya oğlun, kulun değil, evladın ama malın değil!’ sesinin yükselmemesidir!
Bu anne kendisine yalnız Allah’ın Kitabı’nı, Peygamberlerin hayatını yeterli görmeyen toplumun ürettiği bir insandır…
O’nun inandığı Allah onun asla Rabbi, terbiye edicisi olmamıştır zira…
Ve o da zaten evladını tevhidi, pür İslami bir terbiye ile büyütmüş de değildir…
‘İslam:Hayat:İslam’ şeklinde özetlenebilecek bütünlükte bir anlayışa ve yaşayışa,
Siyasi-sosyal-şahsi bir çok nedenle katılmayan ve aşırı bulma sığlığına düşen,
‘Din:ahlak’ söyleminin yansıması olan yüzeysel ve mistik hayat tarzından ise taviz vermeyen, geleneksel pasifist din anlayışına dayanan bir görüşe ve pratiğe göre hasbelkader oluşturulmuş bir terbiye sürecidir bu anne’nin çocuk büyütme süreci…
Bu anne’nin olası bir evlilik sırasında neler yapacağı ancak ayrı bir yazı konusu olabilir…
El an söz konusu evlilik ise artık bu anne’den daha büyük bir fitne yoktur ve olamaz da…
Evet, çok net, bu anne artık bir fitne’dir!
Çünkü bu anne’dir tercih ve kararlarını Allah’ın Dini’ne göre yapmaya çalışan evladının bu seçimini hiçe sayan…
Bu anne’dir Allah’lık yapmakla suçlanmaya ‘töööbe’ diyen ilahe!
Bu anne’dir Kur’an’daki ‘evleneceklere engel olmayın’ ayetini ‘tecrübe’ diye etiketleyip yutturmaya çalıştığı ‘kibir’ ayaklarının altına alan…
Bu anne’dir işte ‘kızını çabuk evlendir ya Ali’ diyen Resul’un yaşasa azarlayacağı ve bu diktatörlüğünden men edeceği!..
Bu anne’dir bu kafadır bu düzendir parklardaki, bahçelerdeki sevişme rezaletlerinin görülmeyen yüzü…
Bu annedir, evliliğine izin vermediği sevdiğinin hayallerini eşinin koynunda dahi unutmayan evladının bu günah yüklü özlemlerinin sebebi…
Bu anne’dir ‘mutluluk gözyaşları’ yalanıyla gizlenen özlem ve aşk yaşlarının sebebi…
Bu anne’dir işte evlerden yükselen kavga seslerinin, geçimsizliklerin gizli başrol oyuncusu…
Bu anne’dir boşanma avukatlarının dua ettiği…
Bu anne’dir yirmi-otuz sene sonraki yeni dramların bilinçaltı yönlendiricisi…
Düşünüyorum da bir evlad için ‘Allah’ım! Annemin şerrinden sana sığınırım!’ duasından daha acı bir dua olmasa gerekir…
Daha acı bir dua olmaz ama daha acı bir durum olabilir ki o da,
bu tanrı-anne’nin kulu olmuş evlatların,
evlilik arifesinde devasa ümitler verdikleri sevdiklerini
veya hatta bir şekilde evlendikleri eşlerini,
ulu manitu’ya kurbanlar sunan kabile yerlilerinden farkı kalmamacasına ilkel ve iğrenç bir kulluk mantığı içinde üzmeleridir.
‘Anne’yi öncelemek’ savunması,
Allah’a ve sevdiğine sadakatini önemsemeyen kişiliksizin ‘Tanrı-anne Tapınması’nı perdelemesinden başka bir şey değildir ve bu tapınmanın ritüelleri dayatmalar, kavgalar, ayrılmalar, terk etmeler veya boşanmalardır…
‘Allah öylesiyle karşılaştırmasın’ demek artık ne kadar gerçekçi bilmiyorum…
Ve’l hasıl-ı kelam,
Anneniz bu tanrı-anne değilse, lütfen unutmayınız ki,
Anneniz size bu toplumun bir fitnesi değil, Allah’ın bir hediyesidir…
Bu gibi yazıları alıp ‘o anne’nin’ başucuna götüren kardeşleriniz için dua etmeyi unutmadan,
Siz sizin annenizin alnından ve elinden öpebilirsiniz…

Fatih Tezcan
Alıntı ile Cevapla