Konu Başlıkları: Yeterki Kalbi Kırılmasın
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28Haziran 2009, 13:37   Mesaj No:2

*Gözyaşı*

Avatar Otomotik
Durumu:*Gözyaşı* isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 8513
Üyelik T.: 02Haziran 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 5
Konular: 3
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Yeter Ki Kalbi Kırılmasın

Bir hükümdarın pek çok cariyeleri vardı. İçlerinde pek güzel dilberler bulunmasına rağmen, siyah bir cariyeye daha fazla alaka ve sevgi gösterirdi. Diğerlerinin bunu çekemediğini fark eden padişah, bir gün kendilerine üzeri mücevheratla süsülü birer kristal bardak vermişti. Manevi değeri yanında maddi kıymeti de pek yüksek olan bu bardakları ellerinde tutan cariyeler, hayranlıkla bakarlarken padişah:

- Herkes elindeki bardağı yere vurup kırsın, demişti. Güzel cariyeler hediyelerini sinelerine bastırarak:

- Efendimizin bu kadar değerli bir hediyesini nasıl kırabiliriz! dediler. Siyah cariye ise padişahın emrini, hiç tereddüt etmeden ve vakit kaybetmeden der'akab yerine getirdi.

Bardak yere çarpılmış ve param parça olmuştu. Padişah siyah cariyeye hitaben:

- Diğer cariyelerim bu kadar kıymetli bardağı kıramadıkları halde sen neden kırdın? dedi. Siyah cariyenin verdiği cevap ise çok takdire şayandı:

- Bana efendimin kalbi lazım, kadehin ne kıymeti olabilir. Yeter ki onun kalbi kırılmasın!

Hükümdar, bu cevabın içerisinde diğerlerine gereken dersi vermiş bulunuyordu.

Yüzü güzel fakat özü çirkin bir kadın, kocasının kalbini kırmaya devam ettikçe, kalbte açtığı yaraya güzellik olamaz.
Alıntı ile Cevapla