Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 Arkadaşları:3 Cinsiyet:Erkek Memleket:MALAZGIRT Yaş:48 Mesaj:
5.077 Konular:
295 Beğenildi:128 Beğendi:24 Takdirleri:153 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | RE: 13. Haftanın Konusu (TAHRİF)
B- ISTILAHİ TANIMI
Tahrif, iki manaya hamledilme ihtimali olan kelimeyi tek bir manaya gelecek şekilde söylemektir. Kelime ve harflerin yerlerinden tahrifi yani onların manasını bozacak şekilde değiştirilmesi anlamındadır. Bunun yakın bir kullanımı Kuran-ı Kerim’de Yahudilerin Tevrat’ın manasını benzerleriyle değiştirmesi şeklinde geçmektedir.
“Şimdi ( ey müminler siz, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa bunlardan bir grup vardır ki, Allah’ın sözünü işitirlerdi de düşünüp akıl erdirdikten sonra bile bile onu değiştirirlerdi”. (yuharrifûnehû) ( يحرفونه)
Tahrif, bir sözü anlamını değiştirecek şekilde bozma manasındadır. Sözcük anlamında bir sözün harflerinin yerini değiştirmeyi dile getirir. Tahrif edilmiş olana da muharref (bozulmuş) denir.
Tahrif, bir kelimede harflerin yerini veya bir harfi değiştirme, bozma, bir ibarenin anlamını değiştirme, tahrif etmek, değiştirmek, bozmak, dini bir yazının veya sözün değiştirilmesi anlamına gelir.
Tahrif, “Hadislerde ve Kuran’da geçen herhangi bir kelimenin bile bile değiştirilmesi” anlamına gelir.
İslam dinine göre tahrif birkaç türlüdür:
a) Bir kelimenin bazı harflerini, bazılarını yanlış söyleyerek (telaffuz ederek) ona başka anlam vermek,
b) Bir hadis veya ayete yorum yoluyla yanlış anlam vermek,
c) Metinler arasında bile bile değişiklik yapmak, Kurân’da, Hadislerde olmayan bir kelimeyi onlara ekleyerek, varmış gibi göstermek.
İslam Dini’de çeşitli açılardan bozulmaya çalışılmıştır. Bunların başında da İsrailiyât adı verilen Yahudi masalları gelir. Birçok tefsirciler bu masalları, İslam dinine sokmuşlar ve Müslümanları tanrısal ve tarihsel temelden yoksun bırakan bu masallara inandırmışlardır. Büyük bilgin geçinen kimi İslam yazarlarının yapıtlarında bile örneğin Hz. Davud’un bir kadına aşık olarak kocasını öldürsün diye savaşa gönderdiği gibi masallar anlatılmıştır. Hemen her peygamber üzerine yüzlerce öykü uydurulmuştur ki bunları ne Kuran’da ne de hadislerde bulabilirsiniz. Hz. Peygamber’in ağzından birçok hadisler uydurulmuş, birçok hadislerin anlamları kasten değiştirilmiştir.
Denilebilir ki sadece Kuran’a ayet uydurmaya cesaret edememişler, ama onu da yanlış yorumlarla bozmaya (tahrife) çalışmışlardır.
II- İSLAM LİTERATÜRÜNDE TAHRİF
A- NASSLARDA TAHRİF KAVRAMI
1- Kurân’da Tahrif Kavramı
a- Kurân’da H.R.F. Maddesi ve İştikâkı
Harafe maddesi Kurân’ı Kerim’de fiil olarak tef’il vezninde çoğul kullanımlarıyla birlikte dört ayeti kerimede, kelimenin kökü olan harf şeklinde iki ayeti kerimede olmak üzere toplam altı yerde geçmektedir. Fiil şeklinde geçen ayetlerde değiştirme, bozma anlamı vardır. Daha geniş bilgi ikinci bölümde verilecektir.
b- Kurân’da Tahrif Istılahı
Harrefe fiilinden türeyen tahrif lafzı Kurân’ı Kerim’de daha önce belirttiğimiz gibi tef’il vezninde çoğul ve fiil kullanımlarıyla dört ayeti kerimede geçmektedir. Kutsal kitapların değiştirilmesi anlamlarına gelir.
2- Hadislerde Tahrif Kavramı
a- Hadislerde H.R.F. Maddesi ve İstikâkı
Harefe’nin hadislerdeki anlam ve alanı lügavî manasına oldukça yakındır. Harefe maddesinin anlam sahasını inceleme bakımından isim ve fiil kullanımları olarak ikiye ayırmak, anlam gruplandırması bakımından kolaylık sağlar.
aa- İsim Kullanımları
Harf: Harefe maddesinin isim kullanımlarından ilki bildiğimiz heceleri oluşturan harftir. Örneğin Peygamber (s.a.v.) :
Abdullah’tan rivayet edildiğine göre : “ Bu Kurânı öğrenin. Çünkü siz onun her harfini tilâvet etmekle on ecir elde edeceksiniz” demiştir.
Yine İbn Abbas’ tan rivayet edilen bir hadiste: Peygambere hitaben : “ Müjde! Sana senden önce hiçbir peygambere verilmeyen iki nur verildi. Fatiha-i Kitap ve Sûre-i Bakara’nın son ayetleri! Bundan okuyacağın her harfe mukabil mutlaka sana o harfin tazannum ettiği sevap verilecektir” denilmiştir.
Lehçe: İbn Abbas’tan naklen: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.”Cibril bana Kuran-ı bir okuyuş üzerine okuttu. Ben ona müracaat ettim ve durmadan bunun artmasını istedim. Oda bana arttırdı. Nihayet yedi türlü okunuşa erişti.”
Yine İbn Hişam’dan naklen Ömer İbn Hattab’ın şöyle dediği nakledilmiştir. “Ben Resulullah’ın sağlığında (namazda) Hişam İbn Hâkim’i el-Furkan suresini okurken işittim ve onun okuyuşuna kulak tutup dinledim. Bir de baktım ki Resulullah’ın bana okutmadığı bir takım lehçelerle okuyordu.”
Aynı hadis içerisinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “ Şüphesiz bu Kuran yedi harf ( Yedi lügat ve yedi lehçe) üzerine indirilmiştir. Bunlardan hangisi kolayınıza gelirse onu okuyunuz” buyurmuştur.
Bu üç Hadis’i Şerif’te de harf, lehçe anlamında kullanılmıştır.
Hadis: Harf hadis anlamında Müslim’de geçen bir hadiste kullanılmıştır. Bu
Hadis içerisinde:
Zühri’nin Peygamber (s.a.v.)’den rivayet ettiği doksan kadar hadisi vardır.” Diye bir cümle geçmektedir. Burada ( روى حرفا ) şeklinde bir ibare vardır. Yani harf Hadis anlamında bir alternatif olarak kullanılmıştır.
Lafız: Abdullah b. Mesûd tabiinden birine şöyle dedi: “ Öyle bir zamanda yaşıyorsun ki o zamanın fakihleri pek çok, kârileri pek azdır; Kur’â’nın ahkâmı öğrenilir ama lafızları üzerinde gereği gibi durulmaz.”
Bu hadisi şerifte lafızlar ( روى حد يثا ) şeklinde ifade edilmiştir.
Meslek ( Hırfet ): Aişe (r.a.) şöyle demiştir. Ebu Bekr es-Sıddık halife yapıldığı zaman şöyle dedi: Muhakkak ki benim kavmim, benim kazanç cihetimin kendi ailemi geçindirmekten aciz olmadığını bilmiştir.
Harfe kökü burada ( حرفة ) şeklinde meslek, kazanç yolu ticaret veya zanaat gibi geçim vasıtaları anlamında kullanılmıştır.
ab-Fiil Kullanımları
Saptırmak, çevirmek
Harefe’nin kök manası sapmak, meyletmek, yönünü değiştirmektir. Bu temel anlamın geçtiği hadis Ebu Hureyre’den rivayete göre şöyledir:
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur; “(…) miraç gecesinde dünya semasına indiğimde duman ve ses karışımı bir manzara ile karşılaştım. Bunlar kimdir diye sordum. Denildi ki: Bunlar yeryüzünün ve semâvâtın melekûtunu tefekkür etmemeleri için insanoğlunun basiretini bağlayan (gözlerinin hakikati görmesine engel olan) bakışları çeviren, saptıran şeytanlardır. Eğer insanların gözlerini çeviren bu şeytanlar olmasaydı mucizeleri ayan beyan görebilecektiler.”
Eğip bükmek
Salim İbn Abdullah şöyle demiştir: Ben Ebu Hureyre’den işittim ki Peygamber (s.a.v.): “İlim kabzolunacak (yani kaldırılacak). Cehalet ve fitneler zuhur edecek, herc çoğalacaktır.” Buyurdu. Ya Resûlâllah, herc nedir diye soruldu. Resûlullah, katli kasteder gibi elini eğip indirerek,”işte böyle!” buyurdu.
Yerini değiştirme
Harefe’nin türevlerinden harrefe; yerini değiştirmek, bulunulan noktayı değiştirme anlamında kullanılmıştır.
“Hz. Peygamber namazını kıldığında yerini değiştirirdi yani namaz kıldığı noktayı değiştirirdi.”
Harefe’nin temel anlamı olan meyletmek, sapmak burada yerini değiştirmek, yerinden sapmak, bulunulan noktadan meyletmek anlamında kullanılmıştır.
Yön değiştirme
Kıble tahvili akabinde bir kimse Peygamber ile beraber Kâbe’ ye doğru namaz kıldı da, namaz kıldıktan sonra yola çıktı. Nihayet, Beytü’l-Makdise doğru ikindi namazı kılmakta olan bir Ensar cemaatine uğradı. Onlara Peygamber ile beraber namaz kıldığını, Peygamberin Kâbe cihetine yöneldiğini şahadet ederek söyledi. Bu haber üzerine o cemaat namazlarını bozmadan Kâbe tarafına yönelinceye kadar meyledip döndüler.
Burada da yine harefe’nin kök anlamına uygun olarak yönünü, cihetini değiştirme anlamı vardır.
Dönmek
Hz. Aişe’ nin anlattığı bir hadiste: “ Sonra onun peşinden yola düştüm. Bâkia varınca durdu. Hem de epey durdu. Sonra üç defa ellerini kaldırdı, sonra geri döndü. Bende döndüm.( ثم انحرف فانحرفت )” demiştir.
Hadisi şerifte, yönünü değiştirmekten biraz daha farklı olarak yüzü döndürme, tam anlamıyla bir dönme vardır.
Başka bir hadis-i şerifte de Kuba halkına namaz esnasında kıblenin değiştirildiği haber verildi. Kuba halkı da Şam’ a doğru namaz kılarlarken Kâbe tarafına yöneldiler (و تحرف القوم حتى توجهوا نحو الكعبة ) şeklinde bir ifade vardır. Yönelmek, dönmek kelimesi yine harefe’nin türevlerinden inharefe fiili ile ifade edilmiştir.
Bilal ezan okurken Peygamber efendimiz kendisine, sağa sola dönerek; “İşte bu şekilde yap yani sağa sola dön, (انحرف يمينا و شمالا ) hafif meylet, yönünü çevir” demiştir.
Eğilmek
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “Helâya geldiğiniz zaman kıbleyi karşınıza almayın, kıbleyi arkanıza da almayın fakat Medinenin şark veya garb tarafına doğru dönünüz.” Ebu Eyyûb dedi ki: “ Sonra biz Şam’ a doğru geldik ve kıble tarafına doğru bina edilmiş birçok helâlar bulduk. Bu durumda biz kıble tarafına eğilip meyleder ( فننحرف ) ve yüce Allah’ tan mağfiret isterdik.” Sapma, çevirme anlamına yakın olan inharefe fiili burada eğilmek anlamında kullanılmıştır.
Meslek edinme
Hırfet’in fiil kullanımı ihterafe herhangi bir meslek, zanaat veya ticaretle uğraşma, kazanç elde etmek için çalışmak demektir. Hz. Ebu Bekir halife yapıldığı zaman: “Şimdi ben müslümanların işiyle meşgul kılındım. Onun için bundan sonra Ebu Bekir ailesi şu beytül maldan yiyecek ve Ebu Bekir de müslümanların Beytül mali hesabına kazanacaktır ( يحترف المسلمبن فيه ).
Peygamber döneminde iki kardeş vardı. Biri Peygamber’ in yanına sıkça uğrar, diğeri ticaretle uğraşırdı. Ticaretle uğraşan (محترف ) diğer kardeşini Hz. Peygamber’ e şikayet etti. Bunun üzerine peygamber şöyle dedi: “Allah bilir sen onun sayesinde rızıklanıyorsun.”
Tane Tane konuşmak
İbn Ebi Mahzûreden rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) onu yanına oturttu ve kulağına ezanı tane tane ( حرفا حرفا ) okudu. Yani kelime kelime, tek tek ve anlaşılır bir vaziyette demektir.
Ümmü Selemeden gelen bir rivayette İbn Cüreyc Peygamber (s.a.v.) kırâatini ayırırdı demiştir. Ümmü Seleme Peygamberin kırâatini harf diyerek
|