Konu Başlıkları: Tasavvuf Düşmanı Vehhabîler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08 Temmuz 2009, 15:40   Mesaj No:1

nuryuzlum

Medineweb Aktif Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:nuryuzlum isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5807
Üyelik T.: 24 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 153
Konular: 68
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Tasavvuf Düşmanı Vehhabîler

Tasavvuf Düşmanı Vehhabîler

M. Şevket Eygi - Milli Gazete
2009-07-08


--------------------------------------------------------------------------------

Tasavvuf Düşmanı Vehhabîler

"İSLAM'da tasavvuf yoktur, tasavvuf şirk, küfür ve dalâlettir" gibi sözler Ehl-i Sünnet ve Cemaat ulemasına ait değil; Vehhabîlere aittir. Binaenaleyh bu gibi aşırı görüşler biz Sünnî Müslümanları bağlamaz ve bunlara asla itibar etmeyiz.

Gerçek İslâm tasavvufunun Hind'ten, Kadim Yunan'dan, şuradan buradan geldiğini iddia edenler de yalan söylüyor.

Tasavvuf İslâm'ın ahlâk, zühd, bâtın boyutudur. Gerçek tasavvuf yüzde yüz Kitab'a, Sünnete, Şeriata uygundur.

İmamı Gazalî hazretlerinin, el-Munkizu min ed-dalâl kitabında buyurduğu gibi İslâm'ı en iyi anlayanlar, en iyi yaşayanlar, en takvalı ve kâmil Müslümanlar sûfîlerdir.

Evliyaurrahman'ın çoğu sûfîler içinden çıkmıştır. Gerçek sûfîler her asırda yeryüzünde Allah'ın şâhidleri olmuşlardır.

Gerçek sûfîler Resûl-i Kibriya aleyhissalatü vesselam Efendimizin vekilleri, varisleri, halifeleri olmuşlar ve onun sünnetini yaşamış ve yaşatmışlardır.

Gerçek sûfîler kuru lâfla değil, hâl ile İslâm'ı tebliğ etmişler ve nice insanın hidâyetine vesile olmuşlardır.

Gerçek sûfîlere bakan onlarda İslâm'ı görür.

Gerçek sûfîler insanın en büyük düşmanı olan nefs-i emmâre ile büyük cihad yapmışlardır.

Gerçek sûfîler yalancı, aldatıcı, azdırıcı dünya tuzaklarına düşmemişler ve Müslümanları da bundan korumak için çalışmışlardır.

Gerçek sûfîler emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmışlardır.

Gerçek sûfîler İslâm'ın baş emri olan beş vakit namazı dosdoğru kılmışlardır.

Gerçek sûfîler Kur'ân'ın ve Sünnet'in askerleri olmuşlardır.

İhlâs, sıdk, vefa, seha, mürüvvet, fütüvvet gerçek sûfîlerin hasletleridir.

Tasavvuf düşmanları bazı meczubîn'in şatahatını ön plana çıkararak saldırıyor. Şathiyat örnek olmaz. Tasavvuf şathiyat değildir.

Cihan tarihinin gördüğü en büyük ve doğru devlet olan (Kuruluş ve yükseliş devrini kasd ediyorum) Osmanlı'ya bakalım. Sultan Osman Gazi Han'dan, Son Padişah Vahidüddin Han'a kadar bütün Selâtin-i Osmaniye (nevverallahu merakidehum) tasavvuf ve tarikat mensubu idiler, bir veya birkaç şeyhe intisabları vardı. Tasavvuf ve tarikat olmasaydı Devlet-i Aliyye 600 sene değil, 60 sene pâyidar olamazdı.

Osmanlı sultanları dünya sultanı olarak mâneviyat sultanlarına tâbi olmuşlardır. Onların büyüklükleri ve sultanlıkları buradadır.

Selâtin-i Osmaniye'nin çoğu büyük velidir. Bu velayete tasavvuf ve tarikat sayesinde nâil olmuşlardır.

Osmanlı devleti sadece ordularıyla değil şeyhleri ve dervişleriyle de fütuhat yapmıştır.

Gazi Sultan MehmedHan-ı Sâni efendimiz henüz 21 yaşında iken İstanbul'u, biiznillahi teala, şeyhi ve mürşidi Akşemseddin hazretlerinin dua ve himmeti ile almıştır.

Asıl bid'at, Vehhabîlerin ve diğer bazı ehl-i bid'atin tasavvufu ve tarikati inkar etmeleri, bid'at saymaları, sûfileri müşrik ve kâfir ilan etmeleridir.

Tasavvufu kaldırın, Osmanlı'dan ne kalır?

Vehhâbîlik hareketi Osmanlı İslâm devletine ve Hilafet-i İslâmiyeye karşı tuğyan ve isyandır.

Vehhâbîlerin Osmanlılar gibi fütuhatı var mıdır?

Vehhâbîler, baştan beri İngiliz ve düvel-i muazzama-i Salîbiyye tarafından desteklenmiştir ve el'an desteklenmektedir.

Bugün ABD ayakta duruyorsa Vehhâbîlerin ABD bankalarında sakladıkları bir trilyon dolarla durmaktadır.

Tarih boyunca Fahr-i Kâinat Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize en büyük saygıyı Osmanlı sultanları, Osmanlı devlet ricali, Osmanlı Müslümanları göstermiştir.

Resûlullah'ın kubbesini yıkacağız, nâşını kabrinden alıp başka yere gömeceğiz, toprağını da düzleyeceğiz diyen Vehhâbîlerde Peygamber-i zîşan efendimize hürmet var mıdır?

Tarih boyunca Hulefa-i Râşidin (radiyallahu aleyhim ecmain) devrinden sonra Tevhid bayrağını en fazla yüceltmiş, en fazla fütuhat ve i'lâ-i kelimetullah yapmış devlet ve topluluk Osmanlı'dır.

Osmanlı atalarımız Din-i Mübin-i İslâm, Kur'ân, Sünnet ve Şeriat-ı garra-i Ahmediyye yolunda milyonlarca şehid vermiştir.

Bunca mü'mine, şehid, gaziye, fâtihe, din hizmetkârına, ulemaya, meşayihe, mürşitlere, evliyaullaha; müşrik, kâfir ve sapık diyenler ne kadar hayâsız ve insafsız kişilerdir.

Onlardan petro-dolarlar alıp mü'min, muvahhid, muhlis ecdadını sövenlere yazıklar olsun.

Yâ Rabbi içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helâk etme.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi nuryuzlum 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Röportaj: Namık Kemal ZEYBEK Anket'ler-Röportaj'lar namzet davadar 4 3045 29 Ağustos 2009 18:07
TÜRKİYE GERÇEĞİNİ YAVAŞ YAVAŞ ANLAYACAĞIZ ... İslami Haberler kurtmehmet 1 2081 27 Ağustos 2009 23:28
Sadaka-i Fıtır Oruç-Ramazan Kara Kartal 3 2280 24 Ağustos 2009 02:51
Oruçlunun Ağız Kokusu! Oruç-Ramazan nuryuzlum 0 2219 24 Ağustos 2009 02:46
Oruçlarda Niyet! Oruç-Ramazan nuryuzlum 0 1781 24 Ağustos 2009 02:44