Konu Başlıkları: BİR SORUM VAR !..
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Temmuz 2009, 21:57   Mesaj No:4

kurtmehmet

Medineweb Sadık Üyesi
kurtmehmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kurtmehmet isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5446
Üyelik T.: 30 Kasım 2008
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:64
Mesaj: 682
Konular: 73
Beğenildi:19
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: BİR SORUM VAR !..

Evet, bu hadis Beyhaki, İbn


Adiy, Deylemî gibi hadisçiler tarafından


rivayet ediliyor. Hadisin tam


meali şöyle:


`Ebu Bekir`in imanı bütün


insanların imanıyla tartılacak


olsa, Ebu Bekir`in imanı daha


üstün/ağır gelir.`1


Zaten insanlar arasında üstünlüğü


ve Allah katındaki yeri dolayısıyla


Hz. Ebu Bekir Peygamberimizden,


dolaysıyla bütün peygamberlerden


sonra geliyor. Çünkü peygamberler


Allah`ın özel elçileridir. Peygamberliğin


üstünde biri makam/derece olmaz.


Hz. Ebu Bekir`in imanı sıradağlar


gibi sağlam, kâinata


meydan okuyacak kadar güçlüydü.


O her konuda, her olay karşısında,


her anda ve her zaman Allah`a


olan imanını dile getirirdi. Hayatı,


düşüncesi, beklentisi, geleceği


hep iman üzerine kurulmuştu.


Kur`ân`ın tanımladığı


mü`min vasfının tamamı, en


ideal anlamda onda görülüyordu.


Canını, varlığını, servetini ve


her şeyini hiç çekinmeden ve en


ufak bir tereddüt göstermeden imanı


uğrunda feda etti.


İslamın ilk günlerinde herkes biraz


araştırıp soruşturduktan ve tereddütler


geçirdikten sonra iman ederken,


Hz. Ebu Bekir, Peygamberimizin


peygamber olduğunu duyar duymaz,


Peygamberimizle görüşmek


için evine gitti. Aldığı haberi Peygamberimize


açınca şu cevabı aldı.


`Ey Ebu Bekir, ben sana ve


bütün insanlara gönderilmiş Allah`ın


elçisiyim. İnsanları bir


olan Allah`a davet ediyorum.`


Peygamberimizin bu sözlerini duyan


Hz. Ebu Bekir anında iman etti.


İman ettiği zaman müşrikler tarafından


öldüresiye dövüldü. Uzun


süre baygın kaldı. Gözünü açar açmaz


sorduğu tek şey: `Resulullah


ne yapıyor` oldu.


Miraç sabahıydı. Peygamberimiz


çok kısa bir süre içinde bütün


gayb âlemlerini gezip gördüğünü


anlatıyordu. Müşrikler kendisiyle


alay ediyordu. Bu esnada Hz. Ebu


Bekir geldi. Müşrikler Peygamberimizin


anlattıklarını ilettiler. Hz. Ebu


Bekir de `O dediyse doğrudur`


dedi ve ondan sonra `imanda en


ileri düzey` olan `sıddîk` unvanıyla


anılır oldu.


Hz. Ebu Bekir sürekli Peygamberimizle


beraberdi. Onun en yakınıydı,


en samimi dostu ve arkadaşıydı.


Onun için en öncelikli, en önemli, en


hayati ve en ciddi iş Peygamberimiz


ve getirdiği hak din olan islamdı.


Çünkü O Allah`ın elçisiydi. Allah


adına konuşuyor, Allah adına hareket


ediyor, Allah adına çalışıyordu.


Bu açıdan Hz. Ebu Bekir de Peygamberimizin


en birinci yardımcısı


ve emrinden çıkmayan en yakın


dostuydu.


Onun bu özelliğini ve yakınlığını


Peygamberimiz şöyle ifade ediyordu:


`Bana Ebu Bekir`in malı kadar


kimsenin malı faydalı olmadı.


Ben Müslüman olmasını


teklif ettiğim herkesten bir zorluk


göndüm. Ebu Bekir hariç.


Zira o teklifim karşısında hiç


tereddüt etmeden kabul etti.`2


`Sohbetiyle olsun, malıyla olsun


bana en çok ikramda bulunan Ebu


Bekir`dir. Eğer ben Rabbimden


başkasını dost tutacak olsaydım,


mutlaka Ebu Bekir`i dost


edinirdim. Ancak İslam kardeşliği


ve İslam muhabbeti var.`3


1 Keşfu`l-Hafâ, 2:165.


2 Tirmizi, Menakıb(3662)


3 Müslim, Fedailü`s-Sahabe:2.

alıntı
Alıntı ile Cevapla