RE: BİR SORUM VAR !..
Evet, bu hadis Beyhaki, İbn
Adiy, Deylemî gibi hadisçiler tarafından
rivayet ediliyor. Hadisin tam
meali şöyle:
`Ebu Bekir`in imanı bütün
insanların imanıyla tartılacak
olsa, Ebu Bekir`in imanı daha
üstün/ağır gelir.`1
Zaten insanlar arasında üstünlüğü
ve Allah katındaki yeri dolayısıyla
Hz. Ebu Bekir Peygamberimizden,
dolaysıyla bütün peygamberlerden
sonra geliyor. Çünkü peygamberler
Allah`ın özel elçileridir. Peygamberliğin
üstünde biri makam/derece olmaz.
Hz. Ebu Bekir`in imanı sıradağlar
gibi sağlam, kâinata
meydan okuyacak kadar güçlüydü.
O her konuda, her olay karşısında,
her anda ve her zaman Allah`a
olan imanını dile getirirdi. Hayatı,
düşüncesi, beklentisi, geleceği
hep iman üzerine kurulmuştu.
Kur`ân`ın tanımladığı
mü`min vasfının tamamı, en
ideal anlamda onda görülüyordu.
Canını, varlığını, servetini ve
her şeyini hiç çekinmeden ve en
ufak bir tereddüt göstermeden imanı
uğrunda feda etti.
İslamın ilk günlerinde herkes biraz
araştırıp soruşturduktan ve tereddütler
geçirdikten sonra iman ederken,
Hz. Ebu Bekir, Peygamberimizin
peygamber olduğunu duyar duymaz,
Peygamberimizle görüşmek
için evine gitti. Aldığı haberi Peygamberimize
açınca şu cevabı aldı.
`Ey Ebu Bekir, ben sana ve
bütün insanlara gönderilmiş Allah`ın
elçisiyim. İnsanları bir
olan Allah`a davet ediyorum.`
Peygamberimizin bu sözlerini duyan
Hz. Ebu Bekir anında iman etti.
İman ettiği zaman müşrikler tarafından
öldüresiye dövüldü. Uzun
süre baygın kaldı. Gözünü açar açmaz
sorduğu tek şey: `Resulullah
ne yapıyor` oldu.
Miraç sabahıydı. Peygamberimiz
çok kısa bir süre içinde bütün
gayb âlemlerini gezip gördüğünü
anlatıyordu. Müşrikler kendisiyle
alay ediyordu. Bu esnada Hz. Ebu
Bekir geldi. Müşrikler Peygamberimizin
anlattıklarını ilettiler. Hz. Ebu
Bekir de `O dediyse doğrudur`
dedi ve ondan sonra `imanda en
ileri düzey` olan `sıddîk` unvanıyla
anılır oldu.
Hz. Ebu Bekir sürekli Peygamberimizle
beraberdi. Onun en yakınıydı,
en samimi dostu ve arkadaşıydı.
Onun için en öncelikli, en önemli, en
hayati ve en ciddi iş Peygamberimiz
ve getirdiği hak din olan islamdı.
Çünkü O Allah`ın elçisiydi. Allah
adına konuşuyor, Allah adına hareket
ediyor, Allah adına çalışıyordu.
Bu açıdan Hz. Ebu Bekir de Peygamberimizin
en birinci yardımcısı
ve emrinden çıkmayan en yakın
dostuydu.
Onun bu özelliğini ve yakınlığını
Peygamberimiz şöyle ifade ediyordu:
`Bana Ebu Bekir`in malı kadar
kimsenin malı faydalı olmadı.
Ben Müslüman olmasını
teklif ettiğim herkesten bir zorluk
göndüm. Ebu Bekir hariç.
Zira o teklifim karşısında hiç
tereddüt etmeden kabul etti.`2
`Sohbetiyle olsun, malıyla olsun
bana en çok ikramda bulunan Ebu
Bekir`dir. Eğer ben Rabbimden
başkasını dost tutacak olsaydım,
mutlaka Ebu Bekir`i dost
edinirdim. Ancak İslam kardeşliği
ve İslam muhabbeti var.`3
1 Keşfu`l-Hafâ, 2:165.
2 Tirmizi, Menakıb(3662)
3 Müslim, Fedailü`s-Sahabe:2.
alıntı
|