RE: İslami AHLAK Temsilcisimiyiz!!! Şeyhlerin,pirlerin gaybı bilmesi(!!!)
Tarikat ve tasavvuf kitaplarına bakıldığında,hazretlerin hepsinin GAYBI bildiklerinin menkıbe menkıbe anlatıldığı görülür.Bu haberler ya şeyhlerin kendilerinden menkuldur ya da onların saf (!) müritlerinin sonradan uydurdukları ve genellikle birbirinin aynısı olan yalanlardır.Ama aslı astarı olmayan bu yalanların çoğu,Ehli kitap olanalrın azizleri için uydurdukları hikayelerin yeni azizlere,yani şeyhlere,üstadlara uyarlanması ile oluşturulmuştur.Çok memnuniyet vericidir ki, bu tip yalanların kahramanları olan GAYBI bilen KERAMET sahipleri sadece tarikat ve tasavvuf çevrelerinde itibar görmekte,aklını kullanan, dinini tanıyan çevrelerde ise fıkralara konu olmaktadır: Fıkralara konu olan bir misal:
Uyanık bir ŞEYH Hazretleri,müritlerinin çok olduğu bir kasabayı ziyaret eder.Kasabada şeyhin şerefine bir ziyafet verilir. Şeyh kendi düzenince halkı uyutabilmek için gereken çabayı harcamaktadır.İşte bu amaçla şeyh celallenir, büyük bir hışımla: HOŞT! HOŞT! diye bağırarak elindeki asasını duvara vurur. Durumu hayret ve dikkatle izleyen cahil halk,neler olduğunu sorar Şeyh: Hiç sormayın. İtin birisi Mekke’de Beytullah’ın duvarına işemeye kalktı da onu defettim. der.
Tabii cahil halkın gözünde hazret bin kat daha değerlenir. Ama halkın arasındaki bir genç bu numarayı pek yutmaz.
Biraz sonra yemek ikramı başlar.Herkese pilav üstü et ikram edilir. Ama şeyhin numarasını yutmayan genç, şeyhe ikram edilen tabağa önce etleri, etlerin üzerine de pilavı koyup Hazret’e getirir.Şeyh hemen gürler:
Hani benim tabağımda et?
Genç, taşı gediğine hemen koyuverir:
Şeyhim bu nasıl iştir? Taaa Mekke’deki, yüzlerce dağın arkasındaki Kabe’nin duvarına işeyen iti görüyorsun da, iki parmak pilavın altındaki eti göremiyorsun?
Fıkralara yansıyan bu rezillik yüzyıllar boyunca devam etmiş ve safsata bataklığında çırpınan bu insanların üzerine sürekli yağmıştır. Sahiplendikleri halis olmayan dinleri bu insanları dünyaya ne yazık ki kendilerine Müslüman dedikleri için Müslüman kimliği ile rezil rüsva etmiştir. Yaşadıkları bu rezilliğin sebebi bize göre,müritlerin büyük çoğunluğunun içinde bulundukları gafletten ama şeyhlerin büyük çoğunluğunun ise menfaatperest olmalarından kaynaklanmaktadır.
Sonuç:
Adı sanı ne olursa olsun, hiç kimse gaybı bilemez. Gaybı bilmek Allah’ın indindedir.Anlatılan ve yazılan aksi bilgilerin hepsi yalan ve uydurmadır. Bunların hepsi istismar malzemesidir.Allah’a (Kuran’a) ve peygamberimize rağmen bu sapık inanış maalesef cahil kitleler arasına yerleşmiştir.
(Alıntı)
|