Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Temmuz 2009, 16:43   Mesaj No:36

KuM TaNeSi

Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 885
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cennette gördükleri

Alemlerin efendisi olan sevgili Peygamberimiz İsrafil aleyhisselam ile birlikte Cebrail aleyhisselamın yanına geldiler. Allahü teâlânın emrini yerine getirmek için Cebrail aleyhisselam Peygamber efendimizi Cennet'e götürdü.
Melekler ellerinde nur dolu tabaklarla bekliyorlardı. Cebrail aleyhisselam;
"Ya Resulallah! Bunlar Âdem aleyhisselamdan seksen bin yıl önce yaratıldı. Bu makamda tabaktakileri sana ve ümmetine saçmak için sabırsızlanırlar. Kıyamet günü Hazretin ve ümmetin Allahü teâlânın emriyle Cennet'in eşiğine ayak basınca bu melekler tabaklardaki cevahiri üzerinize saçacaklardır" dedi.
Cennet'te vazifeli olan Rıdvan ismindeki melek onları karşıladı. Peygamber efendimize müjdeler verdi ve; "Hak teâlâ ikisini senin ümmetine birini de diğer ümmetlere vermek için Cennet'i üç kısım etti" dedi ve Cennet'in her tarafını gezdirdi.
Habib-i ekrem efendimiz buyurdular ki:
"Cennet ortasında bir ırmak gördüm. Arş'ın yukarısında akar. Bir yerden su süt ve bal çıkar. Asla birbirine karışmaz. O ırmağın kenarı zebercedden idi. İçindeki taşlar cevahir balçığı anber otları za'feran idi. Etrafına gümüş bardaklar koymuşlar sayıları gökteki yıldızlardan ziyade idi. Çevresinde kuşlar olup boyunları deve boynu gibi idi. Her kim onların etinden yese ve o ırmaktan içse Hak teâlânın rızasına mazhar olur.
Cebrail'e; "Bu ırmak nedir?" diye sordum. "Kevser'dir. Hak teâlâ onu sana vermiştir. Sekiz Cennette olan bostanlara bu Kevserden akar" dedi.
Irmağın kenarında çadırlar gördüm. Cümlesi inci ve yakuttan idi. O çadırlarda huriler gördüm. Yüzleri güneş gibi parlar idi. Derlerdi ki:
"Biz sevinçli ve neş'eliyiz. Bize hiç üzüntü gelmez. Biz gençleriz hiç yaşlanmayız. Biz iyi huyluyuz hiç kızmayız. Biz hep böyleyiz hiç ölmeyiz."
Saadet köşklerine ve ağaçlarına erişip onların nağme ve sedaları her yeri kaplar. Öyle hoş sesleri vardı ki o nağmeler dünyaya gelseydi ölüm ve mihnet dünyada olmazdı.
Cebrail "Bunların yüzlerini görmek ister misin?" dedi. "İsterim" dedim.
Bir çadırın kapısını açtı. Baktım. Öyle güzel suretler gördüm ki eğer bütün ömrümce onların güzelliğini anlatsam bitiremem. Yüzleri sütten beyaz yanakları yakuttan kırmızı ve güneşten parlaktı. Derileri ipekten yumuşak ve ay gibi ışıklı kokuları miskten daha güzeldi.
Saçları gayet siyah kimi örülmüş kimi toplanmış kimi salıverilmiş otursa etrafında çadır gibi olur kalksa ayağına kadar uzanırdı. Her birinin önünde bir hizmetçi dururdu.
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
"Sekiz Cennet'in bağ ve bostanını ve türlü nimetlerini gördüm. Cehennem'i ve derecelerini de görsem diye hatırıma geldi."
Cebrail elimi tutup Cehennem'in en büyük meleği Malik'e götürdü:
"Ey Malik! Muhammed aleyhisselam asilerin Cehennem'deki yerlerini görmek ister O'na Cehennem'i göster" dedi
Malik Cehennem'in tabakalarını açtı. Yedi tabakanın hepsini gördüm.
Efendimiz Cehennemdekilerin halini görünce çok üzüldü. Merhametinden çok ağladı. Bütün melekler de ağlaştılar.
Alıntı ile Cevapla