RE: Kur'an-ı Kerim Okuma Biçimleri 4.Konulu Okuma
Konulu okuma biçiminde okuyucu Kur'an-ı Kerim karşısında aktiftir. Buna karşın konulu anlamaya çalışan okuyucu çalışmasına Kur'an metninden değil hayatın gerçeklerinden yola çıkar. O, insan düşüncesinin ve deneyiminin ideolojik, sosyal ya da ekonomik problemlerle ilgili ortaya koyduğu sorular ve çözümleri dikkate alarak tezahür eden problemlerden özel bir konu üzerine odaklaşır. Bunun için Kur'an'a yönelir ancak o, pasif değildir. Kendisini Kur'an'ın önüne birçok insan düşüncesinden bir problemi yerleştirir. Kur'an ile bir diyalog kurar. Okuyucu sorar, Kur'an cevaplar.
Okuyucu Konuya kapasitesi ölçüsünde eğilir. Meraklı ve düşünen bir kafayla, araştırdığı konuyla ilgili Kur'an'ın bölümlerinden başlayarak Kur'an-ı Kerim'e sorular sorar. Amacı, Kur'an'ın araştırılan konuyla ilgili kalkış noktasını o konudaki görüşler ile karşılaştırarak tespit etmek ve metinin ilham ettiği sonuca ulaşmaktır. Konulu okuma biçimi, realiteden şeriata giden bir yoldur.
Konulu okuma biçiminde Kur'an-ı Kerim, ayet ayet okunmaz. Tersine, Kur'an-ı Kerim’in ilgilendiği çeşitli doktirinel, toplumsal konular arasından özel birini işlemeye çalışır. Örneğin Kur'an’daki tevhid doktirinini, Kur'an’daki peygamber kavramını, Kur'an’ın ekonomiye yaklaşımını, tarihin işleyişini şekillendiren yasaları Kur'an’a göre ele alır. Bu çalışmalar aracılığıyla bu metod, hayatla ve evrenle ilgili çeşitli konular arasından özel bir konuyla ilgili Kur'an’ın görüşünü belirlemeye çalışır. Konulu okuma, çeşitli doktrinel ve sosyal problemler arasından birini ele alan ve Kur'an’ın ona karşı tavrını belirlemeye çalışan bir yöntemdir.
Bu metodu Hz. Muhammed (sav)'in de kullandığını biliyoruz. Resulullah (sav), "iman edip imanlarına zulüm karıştırmayanlar" ayetini " şirk en büyük zulümdür" ayetini okuyarak cevap vermiştir. Demek ki bu tarz Kuranı anlamayı Hz. Peygamber de kullanmıştı. Bu örnek en azından ilke olarak Peygamberimizin de böyle bir anlama biçimini kullandığını göstermektedir.
Peygamberimizin, döneminde konulu okuma metodunu çok az uygulaması bu dönemde de az yapılmasını gerektirmez. Ayrıca o dönemde kelimeler ve kavramlar hakkında farklı anlamalar söz konusu değildi. Olsa bile Hz. Muhammed (sav)'ın manevi iklimi müminleri kuşatıyor ve bu farklılıklar gideriliyordu. Aynı atmosfer günümüzde de devam etmediği için Kur'an ve İslam kavramlarında çalışmalara ihtiyaç var. Bu ihtiyaç, değişik alanlardaki geniş ve çeşitli kültürel deneyimiyle Batı ve İslam dünyası arasındaki etkileşimin bir sonucu olarak yeni görüş ve düşüncelerin ortaya çıkmasıyla daha da artmıştır. Günümüzde İslam'ın bunlarla ilgili destekleyici ya da olumsuz görüşlerini tespit etmek bir gerekliliktir. Bu görüşler tespit edildiğinde insanın zihni deneyiminin hitap etmeye çalıştığı farklı insani tecrübe alanlarındaki sorunları çözmemizde bize yardımcı olabilir. Analitik okumanın alternatifi konulu okuma değildir. Konulu okuma bir ilerideki aşamadır. Konulu okumalarda Kur'an'ı baştan sona ayet ayet yorumlayan analitik tefsir kitapları zengin bir birikimi oluşturmaktadır.
Kur'an'ın anlaşılmasında birinci esas yine kendisidir. Çünkü birçok ayet bir diğerinin anlaşılmayan ya da özet anlatılan kısmını izah eder
Bu tarz okuma bir terminoloji olarak bu yüzyılda gündeme gelmişse de tarihte örnekleri söz konusudur. İbn Kuteybe'nin Tevil'u Müşkil'il Kur'an (Kur'an-ı Kerim'in Zor Anlaşılan Bölümlerinin Yorumu), İbn Kayyım'ın el-Beyan fi aksam'il Kur'an (Kur'an-ı Kerim'in Bölümlerinin Açıklanması) adlı çalışmaları örnek olarak verilebilir. Bu metodu sistematik hale getirmeye çalışan Muhammed Bakır es-Sadr (Allah kendisinden razı olsun) Kur'an Okulu adlı bir eser yazmış ve bu metoddan ayrıntılı bir şekilde bahsederek bir de Kur'an-ı Kerim'de tarih ve sünnetullah kavramlarını üzerinde örnek bir inceleme yapmıştır. 5.Nuzul Sırasına Göre Okuma
İslami Hareketin seyrini Kurani bağlamda tespit edebilmek için nüzul sırasına göre Kur'an-ı Kerim okunursa iniş dönemi ve merhaleleri daha açık bir biçimde izlemek mümkün olabilir. Aynı şekilde nebevi tavırdaki sürecin izlenmesi sağlanmış olmakta, öyle ya da böyle okuyucu Kur'an'ın indiği ortama, onun karşılaştığı şartlar, ilişkiler boyutlar ve kavramların atmosferine girmekte, kendisi için tenzilin hikmeti berraklaşmaktadır. Böylece Kur'an-ı Kerim'in mücadele yöntemi ortaya konabilir ve hareketin safhaları tespit edilebilir. Ancak bunun sıra takip etmediği gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız. Yani Mekke'de zamansal olarak Resulullah (sav) ile müminlerin karşılaştıkları her problemi bizim de beklememiz gereksizdir. Bu tür bir okuma mutlak bir seyri değil o dönemdeki hareketin gelişim safhalarını bize verir. Günümüzdeki insanların sapkınlıklarına, yanlış itikat ve amellere sahip Müslümanlara biraz daha müsamahakar davranmayı öğrenebiliriz.
Kur'an-ı Kerim'i nüzul sırasına göre okuma konusunda İzzet Derveze örnek bir tefsir hazırlamış ve Kur'an-ı Kerim'den yola çıkarak kronolojik bir seyir ortaya koymaya gayret göstermiştir.
---------------devamı var-------------------------
|