RE: Kitab'a Yanlış Yaklaşımlar 5.Kur'an'ın nuruyla aydınlanmamış akıl / Aklını Kullanmamak
Kur'an'ın tanımladığı akıl, sözlerin içerisinden en güzel sözü seçerek hidayet bulandır. Veya sağduyu ve sezinin diğer adıdır. (Zümer: 18). Aklın zıddı olarak da "beyinsiz" (Bakara: 13) kelimesi kullanılmaktadır.İslam'a karşı kültürlerin tezgahından geçerek, şekillenen ve bir takım önyargılar kazanan aklın, Kur'an ayetlerini gerçek manasıyla anlaması mümkün değildir. Eğer bu kişi bu yapıdaki aklını kendisine rehber edinirse, haliyle Kur'an ayetlerinden bir çoğunu anlayamayacaktır ve reddetmeye kadar varacaktır. Müslümanlar arasında da bu sorun yaşanmıştır ve "akıl" "nakil" çatışması olarak varlığını hissettirmiştir.Fakat "akıl" kelimesinin, Kur'an'daki kullanımına baktığımızda selim aklın veya Kur'an'ın kabullendiği aklın Kur'an'la çelişmesi mümkün değildir. Çünkü selim aklın ve sahih naklin kaynağı birdir. Kaynağı bir olan bu iki unsurun çelişkiye düşmesi sünnetullaha aykırıdır.
Ayrıca Kur'an'ı anlamak için aklını kullanmayanlara da Allah pislik verir. (10/100)
Kur'an tarandığında yanlış yaklaşım ile ilgili ayrıca şu konularla da karşılaşılır: Hükmü çarpıtmaya çalışmak (10/15 7/162 41/40), hükmü aleyhe görerek karşı çıkmak. Örnek: infak...(5/70), hükmü gizlemek ( 2/174-175 3/187 3/71 2/159), kitabı terketmek (25/30), ilahi kelamı beşer sözü kabul etmek (6/91; 25/4; 36/15), öğüt almamak (6/50; 12/105), hiç bir ilme dayanmadan tartışmak (6/25; 18/54).
Bilindiği gibi son zamanlarda Kur'an-ı Kerim'e ciddi bir eğilim gözlemlenmektedir, îslami dirilişin kaynağı olan bu kitap gündemleşmektir. Bu islam düşmanlarını korkutmaktadır. Bu çerçevede Kur'an'a yönelen bu ilgiyi köreltmek için, bir kısım çabaların varlığı görünmektedir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir: A.Ondokuzculuk, "Yalnız Kur'an" ve "Rasullük" iddiası
"Amerika'da ikamet eden Reşad Halife isimli bir araştırmacı, Siyonizm işbirlikçisi Bahailerden aldığı cifr hesabına benzeyen ondokuz harf formülasyonunun aldatmacasıyla Kur'an üzerinde ilgi çekmeye başlamıştı. Bu tezi geleneksel hurufîlik ve cifr kültürü ile yetişen Edip Yüksel, yemlik iddiasıyla Türkçe'ye kazandırdığında en başta geleneksel kesimden büyük ilgi gördü. Bu şekilde kitlelerin ilgisini çeken Reşad Halife'nin ve bağlısı olan Edip Yüksel'in söylemi Türkiye'deki İslami camialar arasında gündemleşti. Ancak Edip Yüksel'in taşıdığı söylem daha sonra ondokuz hurafesiyle Kur'an'ın bazı ayetlerini iptal etmeye kalkıştı. Ayrıca Kur'an'ın kesin haberle bize aktanlışım ve Rasul'ün zaman ve mekanı aşkın uygulamalarım reddeden bu söylem, "yalnız Kur'an" sloganıyla ve "Rasul" kavramım saptırarak Kur'an'ın çağdaş taşıyıcılarının "Rasul" olabileceği ve vahiy veya ilahi işaretler alacağı iddiasıyla çağdaş batıniliğin temsilcisi oldu. Ve Edip Yüksel sayesinde Kur'an'la irtibata geçen kişilerde önemli bir zihin bulanıklığı ve kitlelerde de Kur'ani bilinçlenme süreci üzerinde şüpheler uyandırdı. İnsanlar, Reşad Halife'nin batini söylemiyle gündemleşen "Yalnız Kur'an" vurgusuyla "Temel Kaynak Kur'an" tespiti arasındaki farkı uzun süre birbirine karıştırdılar. Bu, aynı zamanda samimi niyetlerle Kur'an çalışmaları yapan bazı ders halkalarında da oluşan temel bir hataydı. Ancak süreç; hadis, akaid, fıkıh, tarih, siyer vd. bilgileri değerlendirmede Kur'an'ı temel belirleyici edinen, Kur'an'ın her türlü tuğyan ve egemen zulme karşı tavrını sosyalleştirmeye çalışan Müslümanlar lehine işledi. Sistemin zulmü dururken hayatın kenarında kalan "ilginç sorular'la insanları Kur'an adına oyalayan sözkonusu batini hareketin Kur'ani bilinçlenme çabalan üzerine düşürdüğü gölge İslami kamuoyunda tasfiye edildi.
--------------devam edecek-------------------
|