Konu Başlıkları: ORUÇ HAKKINDA SORU CEVAP KISMI
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Ağustos 2009, 05:16   Mesaj No:6

Yitiksevda

Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart re: ORUÇ HAKKINDA SORU CEVAP KISMI

Resullah, Ramazan ayının dışında bir ay oruç tuttu mu? Örnek olarak, peygamber Şaban ayının tümünü oruçlu geçirdi mi?

Bu konudaki hadisler

Hayır! Ramazan dışında peygamber bir ayı tamamen oruçlu geçirmedi.

İbn-i Abbas “Resullah Ramazan dışında hiçbir ayı tam olarak oruçlu geçirmedi.” [1]

Ebu Hureyre “Şaban ayı yarılandı mı artık oruç tutmayın” [2]

Evet! Ramazan dışında Şaban ayının tümünü oruçlu geçirirdi.

Hz Aişe “Resullah Şaban ayının tamamında oruç tutardı.” [3]

Ümmü Seleme “Resullah şaban ayında tam olarak oruçlu tutardı.” [4]

Bazen tamamını bazen de bir kısmını tutardı.

Ebu Hureyre “O, pek azı müstesna (Şabanı oruçlu geçirirdi, Hatta onun tümünde de oruç tutardı. “ [5]

Bu konuda alimlerin ihtilafları

Alimlerimiz her konuda olduğu gibi bu konuda da ihtilaf etmişlerdir.

İhtilafın sebebi birbiriyle çelişkili olarak nakledilen hadislerdir. Alimlerimiz bu çelişkili rivayetlerin arasını bulabilmek için hadisleri olmayacak te’villerle açıklamaya çalışmışlardır. Bu te’villerden bazıları;

Bazıları, “bir ayın çoğunu oruçlu geçirince tamamını geçirdi demek caizdir” Diyerek te’vil etmiş ve çelişkileri gidermeye çalışmıştır.

Bazıları da; “demek ki bazen tamamını oruçlu geçirirdi, bazen de çoğunu geçirirdi. Bunu insanlar o ay oruç tutmayı farz sanmasınlar diye bir hikmete binaen yapardı.” Diyerek te’vil etmiş ve çelişkileri gidermeye çalışmıştır.

Bazıları da; “başından, ortasından ve sonundan biraz tutmakla hepsi denilebilir” diye te’vil etmiş ve çelişkileri gidermeye çalışmıştır.

Bazıları da; Hz Aişe’nin olayı abarttığını açıklayarak olayı te’vil etmiş ve çelişkileri gidermeye çalışmıştır.

Bazı alimlerse bu te’villerin bir zorlama olduğunu belirtmiş ve kendileri de daha başka te’viller yapmışlardır.



SONUÇ:

Şu rivayetlere bir bakın. % 100 birbiriyle çelişkili olan bu rivayetleri peygamberin sözü önyargısıyla kabul eden alimlerimiz, gerçekten acınacak hale düşmüşlerdir. Bizi anlayamayanlar bu cümlemizi alimlere hakaret olarak değerlendirebilir, ama bu alimlere hakaret değil, günümüzdekileri uyarmak için yapılan bir çağrıdır. O alimlerin göstermiş olduğu cehdi bugün gösteremeyenlerin ve aklını kullanmaktan kaçmakla takva sahibi olduğunu sananların bizi anlayabileceğini ummuyoruz. Çünkü onlar gelenekteki bir yorumu nass kabul etme hastalığından kurtulamamışlardır. Biz ise o alimlerimizi hayırla yad ederiz, ama yeri geldiğinde de eleştiri hakkımızı kullanırız. Birbirini eleştirmeyen kaç alim var? Ebu Hanife’ye iftira atan zihniyet, bize de atmayı ihmal eder mi hiç? Biz bunları biliyoruz ve bunlara göğüs germeye de devam edeceğiz.



Biz ilk başta bu rivayetlerin metinlerine bakıyoruz. Biz mana olarak rivayet edilen bu hadisleri dikkate alarak bir hüküm verilebileceğini kabul etmiyoruz. Bu saçma te’villeri de…



Bize göre geleneksel bilgilerin tutarsızlığı apaçık ortadadır. Örnek olarak, Hz Peygamber şaban ayında oruç tutmasaydı, peygamberin hanımları bundan habersiz olamazlardı. Eğer tutmuş olsaydı, İbn-i Abbas gibi ümmetin en başta gelen müfessir sahabelerinden birinin bundan habersiz olması mümkün değildi. Bize göre, bunların hepsi yalancı ravilerin ihtilaflarıdır. Kesinlikle Peygamberin ve sahabelerin ihtilafları değil… Çünkü, eğer Allah’ın rasulü olan peygamber ki her davranışı kontrol altında bir ay oruç tutsa yada tutmasa bize net olarak aktarılabilmeliydi. Ama aktarılamamış, bunu bile sağlıklı aktaramayanların diğer rivayetleri nasıl sağlıklı aktarılabilecek? Bir şey daha belirteyim, aynı sahabe ki Hz Aişe yi kast ediyorum. Hem tamamında hem de çoğunda tuttu bile diye söylemişmiş… Yalan Hz Aişe adına uydurulan bir yalan… Çünkü O’nun gibi fakih bir sahabi, böyle bir olaydan habersiz olamaz. Demek ki o biliyordu, ama onun bildiği şeyler, hadislerle bize sağlıklı olarak nakledilememiş…

Allah’ın dinini anlamak isteyenlerin yapmaları gereken ilk şey bu hurafelerden uzak durmaya çalışmaktır. Aksi halde 20 ayetin anlamını çarpıtan bir hadisin te’villeriyle uğraşır dururlar….



KONU 9: Peygamber, zilhicceden 10 gün orucu her zaman tutuyor muydu?



Bu konudaki hadisler



Peygamber, Zilhiccenin 10 gününde hep oruç tutmuştur.

Huneyde İbn-i Halid hanımından, o da Resullah’ın zevcelerinden birinden anlatıyor. Resullah zilhicce’den dokuz günle Aşura günü oruç tutardı….” [6] Bu bazı rivayetlerde dokuz gün değil 10 gün geçmektedir.

Hafsa “Resullah yaşadığı müddetçe zilhicceden on gün oruç tutmuştur. [7]



Peygamber, Zilhiccenin 10 gününde hiç oruç tutmadı.

Hz Aişe “Resullah zikredilen on günde hiç oruç tutmamıştır.” [8]





Bu konuda alimlerin ihtilafları



Alimlerimiz bu konudaki çelişkileri de kısa bir manevra ile çözmeye çalışmışlardır. Şöyle ki; Peygamberimiz bu günlerde oruç tutmuş ama bunu Huneyde İbn-i Halid’in hanımı bilmesine rağmen ikibin hadis rivayet eden Hz Aişe görmemiş!!!





SONUÇ:

Yazarken hem üzülüyor hem de seviniyorum. Binlerce yıl İslam toplumunun bu rivayetleri esas alarak kurulmuş olan İslam anlayışıyla karşı karşıya kalması beni cidden üzüyor.

Bakıyorum bazı alimlerin te’villerine acaba bu te’vile kendileri inanıyorlar mı? Hz Aişe Peygamberin oruç tutuğundan bile haberi yokken Huneyde İbn-i Halid hanımının haberi oluyor. Bu nasıl iş? rivayet uydurma vb bir şey denilse anlarımda, Hz Aişe’nin görmemiş olmasını hiç kabul etmem. Bu zihniyetin mantıksızlığı net olarak ortada… Demek Peygamber oruç tutmuşta Hz Aişe görmemiş…

Bize göre Peygamberimiz in her iki mübarek hanımı da aynı şeyi biliyordu. Ama bunlardan yüzlerce sene sonra bu olayı tartışanlar bunları tam olarak bilmiyordu. Biri Hz Aişe adına, diğeri Hafsa adına uydurdular bu rivayetleri… Daha sonra bu rivayetler toplanıp kitaplara geçti… Sonrakilerde Ebu Hanife ve İmam Malik’e rağmen Şafii’nin koymuş olduğu Kur’an dışı hadis anlayışını itham edilmemek için kabul ettiler. Ve başladılar bu çelişkili rivayetlerden dini anlamaya ve te’villerle bu çelişkileri gidermeye…

Bütün bunlarla anlatmak istediğim Zilhiccede oruç tutulur mu tutulmaz mı sorusuna cevap aramak değildir. Bu ameli konuların bile ravilerce doğru aktarılamadığının ispatı için ben bunları örnek olarak veriyorum. Bu rivayetlerin üzerine inanç bina edilemeyeceğini ispatlamak için bunları yapıyorum. Ezanı bile tek şekilde nakledememiş olan ravilerin sözlerinin dinde belirleyici bir delil olamayacağını ispatlamak için yapıyorum. Artık insanlar Kur’an merkezli Sünnet anlayışının esas alındığı sahih din anlayışıyla, hadislerin Kur’an ayetlerine hakim kılındığı hurafe merkezli din anlayışı arasındaki tercihini sağlıklı yapabilsin diye bu konuları açıklıyorum.

[1] -Buhari, Müslim, Nesei

[2] -Ebu Davud, Tirmizi

[3] -Buhari, Müslim, İbn-i Mace

[4] -Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei, Ahmet İbn-i Hanbel, Tirmizi

[5] -Müslim

[6] -Ebu Davud Nesei

[7] -Ahmet İbni Hanbel

[8] -Müslim
Alıntı ile Cevapla