Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25 Ağustos 2009, 10:07   Mesaj No:5

sevginin_bedeli

Medineweb Aktif Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:sevginin_bedeli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 9822
Üyelik T.: 20 Ağustos 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 196
Konular: 26
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: İSLAM DAVETÇİSİ OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM!!

Alıntı:
YitikSevda Üyemizden Alıntı
Herkes katkı sağlama adına fikir beyan edebilir yanlız önemli olan verilen fikirlerin veya delillerin KURAN'a ve Sünnete ters düşmemesi kimi b yi sever kimileri a yı sever önemli olan ikisininde ittifak ettikleri hususlarda birleşebilmektir.

Sunduğumuz herhangi bir konunun doğruluğu ve yanlışlığından sorumlu olduğumuzu unutmayalım çünkü konudan bilgisi olmayan biri belki yanlış verdiğimiz bilgiyi doğru olarak algılar ve uygular işte bizler bu noktada Allahın huzurunda sorumlu duruma düşeriz.
sayın hocam bilgilendirmelerinizden dolayı teşekkürler ederim.
ancak bizler bir konu hakkında tartıştığımızda şöyle bir yanılgıya da düşüyoruz...
hepimizin mutlaka aynı düşünsel sonuca ulaşmamız gerektiği yanılgısı...
bunun böyle olmaması gerektiğini uzun yıllar sonra ancak anlayabildim... bu uzun yıllar sürecinde elbette çok yanlışlarım olmuştur allah affede...
sanırım şunu ifade etmem gerekiyor kimse kızmasın ama hz. peygamber efendimizle gençliği de dahil yıllarını geçiren hz. ebubekir, yine en çok yanında bulunan hz. ali hz. osman ve hz. ömer; diğer adıyla hulefai raşidin hz. peygamberden kaç hadis rivayet etmişler. allah için oturup düşünelim selim bir kafa ile...eğer bütün sahabe içinde peygamberi en iyi anlayan ebu hureyre olsaydı inanıyorum ki o ilk halife seçilirdi sahabe tarafından...
peki peygamberin getirdiği dini en iyi özümseyenlerin 4 halife olduğunu kabul ettiğimizde bu insanlar neden az hadis rivayet ettiler ya da neden hz. peygambere nisbet edilerek hadis nakledilmesine karşı çıktılar diye düşünme ihtiyacı/zorunluluğu hissediyorum. kaldı ki bu ve benzeri problemlerin yaşanabileceğini hz. peygamber önceden farketmiş ve kendine ait sözlerin yazılmasını yasaklamıştır. bütün bunlardan sonra derim ki kuranı kerimde hz. ibrahimin -ki tarih akışı içinde en önemli peygamberlerden biridir- allahı bile sorguladığını görüyoruz.
2/260- Hani İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah ona) “İnanmıyor musun?” deyince, “Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için” demişti. “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”kuranı kerim.
yüce rabbimizin bu örneği vermesini çok ama çok manidar buluyorum. dolayısıyla araştırarak inanmanın her zaman körü körüne inanmaktan evla olduğu kabul edile gelmiştir.
bir konu da tartışıyorsak eğer birbirimize zorla hakaretle bir şeyleri dayatmak yerine delillerimizi ortaya koyalım isteyen istediği gibi inansın veya devam etsin ....
yani kızmanın hiçbir anlamı yok derim.
vesselam
Alıntı ile Cevapla