Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Eylül 2009, 10:04   Mesaj No:33

sevginin_bedeli

Medineweb Aktif Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:sevginin_bedeli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 9822
Üyelik T.: 20 Ağustos 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 196
Konular: 26
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli

Alıntı:
YitikSevda Üyemizden Alıntı
Biz misafirlerimizi sorular ile ağırlıyoruz öyle yerinde oturmak yok

Günümüz dünyasında Bir çok hristiyan ve yahudinin dahi bu çarpık medeniyet anlayışlarının çöktüğünün farkına varmalarına rağmen İslam toplumları neden halen böyle bir medeniyetin peşinde sürüklenmekteler?

İyi bir müslüman olmak sade ibadi yönleri ilemi yoksa Allah yolunda tüm gayretini sarfetmekmi?

Kuranın kaderciliğe bakış açısı ile günümüzde anlaşılmaya çalışılan kader anlayışı arasındaki fark nedir?

İslam toplumunda ilk mal yığma anlayışı saltanat adı altında yapıldığını bilmekteyiz halen dahi o malları yığıp İslam adına zorbalıkla kendi saltanatını kuran şahsiyetlere neden toz kondurulmuyor?

İnşaallah sorularım ile sizlere rahatsızlık vermemişimdir yalnız bazı hakikatlerin sunulması adına sizlere soru sordum hem misafirlik hemde bilgi paylaşımı Allah kolaylık versin.

Biz misafirlerimizi sorular ile ağırlıyoruz öyle yerinde oturmak yok

çayınız, yemeğiniz ve meyveniz yok bari sorularınızı esirgemeyin. demi ama...



Günümüz dünyasında Bir çok hristiyan ve yahudinin dahi bu çarpık medeniyet anlayışlarının çöktüğünün farkına varmalarına rağmen İslam toplumları neden halen böyle bir medeniyetin peşinde sürüklenmekteler?

sanırım islam toplumlarının batı medeniyetine olan hayranlığının temelinde bilgisizlik vardır. ama öyle sıradan bir bilgisizlik değil iki yönlü bilgisizlik. hem kendi elinde var olanı hem de hayranı olduğu hakkında bilgisizlik.
bunun anlamı şu aslında islam öğretisi tam anlamıyla bir medeniyet projesidir. ancak bu porje yüzyıllardır rafa kaldırılmış, ne dediği/demek istediği konusunda kafa yorulmayan 12-13 asır öncesinde yapılan yorumlarla anlaşılmaya çalışılanbir bir projedir. şunu hemen belirtmek gerekir ki insana sadece yaptığının karşılığı vardır. dolayısıyla elinizdeki dünyanın en mükemmel projesi de olsa eğer onu kullanmayı öğrenme zahmetine bile katlanamıyorsak bizim bundan faydalanmamız imkansızdır.
diğer taraftan hayranı olduğumuz batı medeniyeti tamamen pragmatist bir karaktere sahiptir. insani değerlerin tamamen göz ardı edildiği/gerektiğinde insanların can, mal, namuslarının tarumar edildiği ve bunun da yine insanlık adına yapıldığını utanmadan savunan bir medeniyet.
eğer ki islam toplumları/bireyleri bu iki medeniyet hakkında gerekli bilgiye sahip olsaydı eminim ki sürüklenme söz konusu olmazdı. işlamın toplumsal bazda en temel şartlarından biri ve bence en önemlisi kişinin can,mal, namus, dil, din güvenliğinin sağlanmasıdır. şimdi şöyle bir soruyla kapalım. saydığımız konularda güvenliği sağlanmış bir toplum daha ne ister?



İyi bir müslüman olmak sade ibadi yönleri ilemi yoksa Allah yolunda tüm gayretini sarfetmekmi?

şimdi kuranı dikkatlle incelediğimizde ibadetten ayrı salih amelden ise ayrıca bahsetmektedir. aslında ibadetlerimizin her nekadar toplumsal boyutuna önem veriyor olsak da ibadetlerin daha çok ferdi olduğunu düşünüyorum. ibadetin toplumsal boyutunu reddetmiyorum bunu söylerken. ancak salih amel tamamen tpolum yararına yapılanlardır diye düşünüyorum. dolsyısyla kişi ibadi yönünü geliştirerek allahla olan ilişkini salih amel işleyerek de toplumla ilişkisini calı tutmak durumundadır. zaten asla bir daha geri gelmeyecek olan asrı saadette de esas olan bu değil miydi?


Kuranın kaderciliğe bakış açısı ile günümüzde anlaşılmaya çalışılan kader anlayışı arasındaki fark nedir?

Bugün her kişi, ne işlemişse onun karşılığını alır, bugün kimseye haksızlık edilmez. Muhakkak ki Allah hesapları pek çabuk görür. (mü'min 17)
yukarıdaki ayeti kerimeyi okuyunca kuranın kader anlayışını çok ne olarak anlayabiliyoruz. aslında çok net olan ayet için şu söylenebilir. kişi kendi yaptığının/seçtiğinin/ektiğinin/ biçtiğinin dışında hiçbir karşılık olmayacaktır.
beri tarafta ayet ne ne işlenmişse kişi tarafından işlendiğini vurgulamaktadır. buradan anlaşılan şu ki kişi üzerinde herhangi bir cebr/zorlama söz konu değildir. benim anladığım kadarıyla kuran şunu söylemektedir: kişi kendi kaderinin sahibidir/ yaratıcısıdır. (umarım yaratıcı kelimesine kızan olmaz.)

günümüzde ise kader anlayışı tamamen değişik olarak anlaşılmakta olup kişinin içinde bulundauğu/ daha önce yaşamış olduğu ve yaşayacak olduğu herşeyin allah tarafından önceden kararlaştırıldığını, dolayısıyla kendisinin bunu değiştirme veya duruma müdahale etme gibi bir şansının olmadığı şeklinde haşa allahı suçlayıcı bir yaklaşım haline gelmştir. elbette bu yaklaşım sahiplerini hiçbir şekilde kurtaramayacaktır. allah akıl nimetini verdiği her kişiye kendi kararını verme yetisi vermiştir. biz ister bunu kullanalım ister kullanmayalım bundan sorumluyuz.

kader konusu çok karmaşık ce çetrefil bir konudur ve asırlardır tartışılmaya devam ediyor. belki ilgilenenler vardır diye buraya bir kitap ismi yazacağım. bu kitabın kader hakkındaki yaklaşımlarımızı sorgulamamız açısından okunması gerektiği kanısındayım.
kitabın adı: KADER VE İKTİDAR.
yazarı: AHMET BAYDAR
yayın evi: beyan yayınları


İslam toplumunda ilk mal yığma anlayışı saltanat adı altında yapıldığını bilmekteyiz halen dahi o malları yığıp İslam adına zorbalıkla kendi saltanatını kuran şahsiyetlere neden toz kondurulmuyor?

dün foruma bir yazı asmıştım . sayın r. ihsan eliaçık beyefendinin bir yazısıydı bu. sorduğunuz sorunun cevabının ip uçları o yazıda ciddi bir şekilde fark ediliyor düşünüyorum. bu yazının linkini buraya ekliyorum.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

İnşaallah sorularım ile sizlere rahatsızlık vermemişimdir yalnız bazı hakikatlerin sunulması adına sizlere soru sordum hem misafirlik hemde bilgi paylaşımı Allah kolaylık versin.

ne münasebet kardeşim aksine sorularız ben çokçok memnun etmektedir. kesinlikle rahatsız olmam söz konusu değildir. eğer sorularınıza sizi tatmin edici doğru cevaplar verdiysem bunları bana söyleten rabbime şükürler olsun...
hatalar yanılmalar kusurlar kesinlikle bendendir.