re: Kuran'daki deyimler(el keşşaf tefsiri)/medineweb NAHL:112
فَأَذَاقَهَا اللّهُ لِبَاسَ الْجُوعِ وَالْخَوْفِ Zemahşeri konuyu aşağıdaki şekilde açıklıyor:
‘’İzake/tattırma’’kelimesinin insanlara dokunan bela ve sıkıntılar için kullanımı fazlasıyla yaygınlaştığı için adeta hakiki(ağızla bir şeyin tadına bakma )anlamıyla kullanılır olmuştur.
Nitekim ‘’zake fülanun elbes’veddarre ‘’ falanca sıkıntı ve zarar tattı.’’Ezakehul azebe’’Azabı onlara tattırdı (şeklinde sözler söylüyorlardı.
Elem ve zarardan duyulan nahoş hisler,acı ve buruk tadlardan duyulan sıkıntıya benzetilmiştir.Burada libas kelimesinin kullanılmasının sebebi insanı her yönden etkileyen (korku ve açlık gibi) sıkıntıların insanın bedenini örten elbiseye benzemesidir. ‘’İzake/tattırma’’ kelimesinin korku ve açlık elbisesi için kullanımına gelince korku ve açlıktan insanları-elbise gibi-sarıp sarmalayan sıkıntılar peydah olduğu için Allah sıkıntı ve korkudan meydana gelenleri-her ne iseler-onlara tattırmıştır. Keşşaf 2/.596-597
Sembolik ifadelerle dantela gibi örülmüş bir ibareyle karşı karşıyayız.Kendilerine bahşedilen nimetlere nankörlükle karşılık veren insanların,nasıl da korku ve açlık gibi canlıya hem biyolojik hem de psikolojik olarak yakıp yıkan iki tehlikeyle karşı karşıya bırakıldığı mecazi ifadelerle anlatılmaktadır.
Lafzen giysi/elbise (libas)insanı bir elbise gibi her yandan kuşatan felaketi anlatan için klasik arapça’da kullanılan deyimsel bir ifade (Tacul arus yukarıdaki ayete özel bir atıfta bulunarak)
Meallere baktığımızda,mütercimlerin kelimelerin gerçek anlamlarını tercih ederek;oldukça yoğun bir şekilde hissedildikleri halde mecazi anlamları yok saydıklarını görmekteyiz. Diyanet İşleri : açlık ve korku ızdırabını tattırdı.
Abdulbaki Gölpınarlı : açlık ve korku elbisesine bürür
Adem Uğur : açlık ve korku sıkıntısını tattırdı.
Ali Bulaç : açlık ve korku elbisesini tattırdı.
Ali Fikri Yavuz : açlık ve korku elbisesini taddırdı (açlık ve korkuyu hissettiler).
Bekir Sadak : aclık ve korku belasını taddırdı.
Celal Yıldırım : açlık ve korku elbisesini (giydirerek nankörlüğün acısını) tattırdı.
Diyanet İşleri (eski) : açlık ve korku belasını tattırdı.
Diyanet Vakfi : açlık ve korku sıkıntısını tattırdı.
Edip Yüksel : açlık ve korku belasını tattırdı.
Elmalılı Hamdi Yazır : açlık ve korku libâsını tattırıverdi
Davuoğlu : açlık ve korku elbisesini tatdırdı.
Atay : Açlığa ve korkuya bürünmeyi tattırdığı
Fizilal-il Kuran : açlık ve korku elbisesi giydirdi.
Gültekin Onan : açlık ve korku elbisesini tattırdı.
Hasan Basri Çantay : açlık ve korku libasını (giydirip bunların acılarını) tattırdı.
İbni Kesir : açlık ve korku belasını tattırdı.
Muhammed Esed : açlık ve korku felaketi tattırdı.
Ömer Nasuhi Bilmen : açlık ve korku libasını tattırdı.
Şaban Piriş : açlık ve korku giysisi giydirdi.
Suat Yıldırım : açlığı ve korkuyu tattırdı, (açlık ve korku elbise gibi kaplayıverdi bütün vücutlarını).
Süleyman Ateş : açlık ve korku elbisesi tattırdı.
Tefhim-ul Kuran : açlık ve korku elbisesini tattırdı.
Ümit Şimşek : açlık ve korkuyu tattırdı.
Yaşar Nuri Öztürk : açlık ve korku elbisesini/birlikteliğini/karmaşasını tattırdı.
Eryarsoy Ağır akça : açlık ve korku elbisesini (giydirdi,bunların acılarını)tattırdı. Değerlendirme:
Mütercimler,çoğunlukla ‘’libas/elbise’’ kelimesinin literal anlamından vazgeçmeyerek bunu olduğu şekliyle tercüme etmişlerdir ki Zemahşeri ve Esed’den yaptığımız alıntılardan da anlaşılacağı üzere böyle bir tercihte bulunmak hatadır.Oysaki ‘’elbise’’yerine ‘’kuşatmak’’ kelimesi tercih edilseydi ortaya çıkan metin daha anlaşılır olurdu.’’Libası’’ elbise olarak tercüme etmenin doğal sonucudur ki ‘’Ezake/Tattırdı’’ kelimesinide ‘’giydirdi/giydirmiştir’’ şeklinde tercüme etmişler.Bu da hatalı bir tercümedir.Burada bir paradoks söz konusudur.Sembolik bir anlatımla tercüme edilmesi gereken ‘’Libas’’ kelimesi gerçek anlamıyla;tercüme edilmesi gereken’’Ezake’’ kelimesi sembolik anlamıyla tercüme edilmiştir.
Açlık ve korku elbisesine bürünmeyi tattırdı gibi tercümelerde hatalıdır.Elibise tadılmaz,açlık ve korkudan hasıl olan Sıkıntı/Zorluk tadılır.
D.İ.B ,Eryarsoy,T.D.V,Yavuz ve Yıldırım’ın tercümeleri diğerlerine oranla daha anlaşılır ve doğru kabul edilebilir.Ancak iyice düşünüldüğünde söz konusu tercümelerin de ideal tercümeler olmadığı anlaşılacaktır.Bizce lafızlara takılmayarak kelimelerin mecazi yönlerini ihmal etmeden yapılabilecek tercümeler daha doğru olacaktır. Öneriler:
-Kuşatıcı bir açlık ve korku felaketi tattırdı….(Esed)
-Onları,açlık ve korku felaketiyle (çepeçevre)kuşattı…
|