RE: CEBRAİL, RUH ül KUDÜS, eR rUH üL EMİN, RUHULLAH (lütfen ön yargısız okuyalım) CEBRAİL, RUH ül KUDÜS, ER RUH üL EMİN, RUHULLAH
Hakkı YILMAZ (6. bölüm) Nahl 102: De ki: "İman etmiş kimseleri güçlendirip kökleştirmek / tutundurmak için ve Müslümanlara bir müjde ve kılavuz olmak üzere, senin Rabbinden ona birçok Ruhü'l-Kudüs hakk ile inmiştir.
Böyle olmasına rağmen mevcut meallerde Nahl suresinin 102. ayetinin çevirisinde yapılmış olan yanlışlıklar, bizim bu ayet üzerinde biraz daha durmamızı gerektirmektedir. Çünkü bu ayet genellikle Ruhü'l-Kudüs"ün "Cebrail" olduğu peşin kabulü sebebiyle: "Onlara de ki: Kur'an'ı Cebrail, iman edenlere sebat vermek, Müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbinin katından hak olarak indirdi" şeklinde çevrilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan mealdeki çeviri:
Ey Muhammed! De ki: "Kur'an'ı, Ruhu'l-Kudüs [Cebrail] inananların inançlarını sağlamlaştırmak, müslümanlara doğru yolu göstermek ve onlara bir müjde olmak üzere hak olarak indirdi."
Yaşar Nuri Öztürk'ün çevirisi:
De ki: "İman edenleri güçlendirip kökleştirmek için ve Müslümanlara bir müjde ve kılavuz olarak, Ruhulkudüs onu, senin Rabbinden indirdi.
Elmalılı Hamdi Yazır çevirisi:
Söyle onlara: "Onu Rabbinden hak olarak Rühu'l-Kudüs [Cebrail], iman edenlere sebat vermek ve müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için indirdi."
Suat Yıldırım çevirisi:
Söyle onlara: "İman edenlere tam bir sebat vermek ve Allah'a teslimiyet gösterecek Müslümanlara bir hidâyet ve müjde olmak üzere Kur'ân'ı, Rabbin tarafından gerçek olarak getiren, Ruhu'l-Kudüs'tür.
Oysa bizim çevirimizde "Ruhü'l-Kudüs"ün indirmesi değil, inmesi söz konusudur.
Ayetin "Kul [De ki]" ifadesiyle başlaması, bu ayetin birilerine cevap niteliğinde olduğunu göstermektedir. Bu sebeple ayet, paragrafı oluşturan diğer ayetlerle birlikte değerlendirilmelidir. Ayetin ait olduğu paragraf 101-103. ayetlerden oluşmuştur. Buna göre paragraf şöyledir:
Nahl 101-103: Ve Biz bir ayet yerine başka bir ayet getirdiğimiz zaman -Allah ne indirdiğini daha iyi bilen olmasına rağmen- onlar, "Sen, ancak bir uydurucusun" dediler. İşin doğrusu onların çoğu bilmiyorlar.
De ki: "İman etmiş kimseleri güçlendirip kökleştirmek / tutundurmak için ve Müslümanlara bir müjde ve kılavuz olmak üzere, senin Rabbinden ona birçok Ruhü'l-Kudüs hakk ile inmiştir.
Ve kesinlikle Biz biliyoruz ki, onlar "Sadece, ona bir beşer öğretiyor" diyorlar. Ona [Peygambere] öğretiyor zannında bulundukları kimsenin dili yabancıdır. Bu [Kur'an] ise apaçık bir Arapçadır.
devam edecek...
|