Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Ekim 2009, 18:16   Mesaj No:3

sevginin_bedeli

Medineweb Aktif Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:sevginin_bedeli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 9822
Üyelik T.: 20 Ağustos 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 196
Konular: 26
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Kürt sorunu: Gurur ve onur ihsan eliaçıktan güzel bir makale

Kürt sorunu: Gurur ve onur

R.İhsan ELİAÇIK

(3. ve son bölüm)

***

Bu ‘konsept’ten (temel bakış açısından) bakılınca, anayasaya Kürt sözcüğü sokulmak bir yana, Türk sözcüğü de çıkarılmalıdır. 1921 anayasasında olduğu gibi “Türkiye Devleti” ifadesinden başka “Türk” dahil herhangi bir etnik köken, “İslam” dahil herhangi bir din, “Sünni” dahil herhangi bir mezhep ve “Atatürk” dahil herhangi bir kişi ismine yer verilmemelidir.

20 Kânun-ı Sani 1337 (20 Ocak 1921) tarih ve 85 no’lu kanunla kabul edilen ve iki yıl kadar yürürlükte kalan 1921 anayasasına hakim olan anlayış aynen böyleydi. Bu anlayış ile güncellenerek yeniden hazırlanmalı, “kurucu anayasa” sıfatı ile referanduma sunulup milletçe onaylandıktan sonra yürürlüğe girmelidir. Kanımca Türkiye’nin dönüp dolaşıp geleceği yer bundan başkası değildir.

Etnik köken, din, mezhep veya şahıslar devletin değil; milletin veya millet içindeki kişi ve toplulukların vasfıdır. Bunlar milletin gönlünde yaşar ve atardamarlarından akar. Yok edici bir dış tehlike veya asimile edici bir iç tehdit anında, bir kedinin üzerine gelene canhıraş atılması gibi meydana atılır, tehlike geçince normal seyrine dönerler. Bunu gayet tabiî görmek gerekir. Bu, millet morfolojisinin tabiî refleksidir.

Devlet ise hepsinin “ortak kamu gücü” olup adaletten başka varlık gerekçesi yoktur.

Bu haliyle “Türkiye Devleti” bir ve bütündür. Türkiye Devleti ile vatandaşlık bağı olan herkese “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” denir. Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkesler, Zazalar, Rumlar, Ermeniler, Arnavutlar, Araplar vs. kendi dil, kültür ve geleneklerini özgürce yaşarlar. Kendi anadillerini özgürce öğrenirler ve öğretirler. Kendi çocuklarına kendi isimlerini, kendi yörelerine kendi adlarını özgürce verirler. Bütün diller, çocuklar, yöreler, beldeler, şehirler, dağlar, taşlar, ovalar, dereler vs. “milletimizin” ortak gücü, zenginliği, gururu ve onurudur.

Ben bu gururu ve onuru TRT Şeş’i seyrederken Kürtçe tek bir kelime bilmememe rağmen hissediyorum. Türkiye’nin batısı 24 saat Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’i izlerken “Vay be, demek bu Kürtçe 24 saat hiç durmadan konuşulabilen bir dil ha!” diye şok yaşıyor. Ben bizzat şahit oldum. “Evet” dedim, “Daha bir de Arapça, Farsça, Ermenice, Rumca, Arnavutça vs. olduğunu düşün. İşte senin gururun burada; Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, Fars’ın, Ermeni’nin, Rum’un yan yana olduğu yerde…”

Bir çok Kürt de, “küresel çakallar” olmadan bu sorunun çözülebileceğine inanamıyor. Ona da diyorum ki; “Bal gibi olur, olmak zorunda… Onuru başka yerde arama, burada ara; ekmeğini yediğin, suyunu içtiğin yerde…”
Alıntı ile Cevapla