RE: PEYGAMBER DUALARI Kur’an’da Geçen Peygamber Duaları PEYGAMBER DUALARI
Kur’an’da Geçen Peygamber Duaları
(5. bölüm) İbrahim ve İsmail Peygamberler
Putların ve putların korkulu rüyası, cesaret ve hikmet timsali İbrahim Peygamberin Allah’a yakarışları çoğunlukla kabul edilmiştir. Fakat soyundan gelen herkesin ebediyyen şirkten ve cehennemden korunmasını istemesi, Sünnetullah’a aykırı olduğu için kabul edilmemiştir.
a) İstiğfar ve İnayet, Tevekkül ve Beraat Duası
Ey Rabbimiz! Sana güveniyor ve Sana yöneliyoruz; çünkü bütün yolların varışı sanadır. Ey Rabbimiz! Bizi hakikati inkar eden kafirler için bir oyun ve eğlence aracı yapma! Ve günahlarımızı bağışla, ey Rabbimiz, çünkü tek kudret ve hikmet sahibi olan Sensin.”(Mümtehine, 60/4-5.)
İbrahim peygamber ve onunla hak yolunda dayanışma içinde olan müminlerin bu yakarışı “üsvetün hasene/güzel örnek” olarak takdir edilmiştir. Düşmanlık ve nefreti hak etmiş müşrik bir toplumdan derin bir kopuş yaşarken İbrahim a ve dostları Allah ile bir pazarlığa girişmemişlerdir. Onlar her şeylerini feda edecekleri ve her şeyleri ile feda edilmeyi kabul edebilecekleri andı ile imana gelmişlerdir. Yine onlar tevekkül ile sığınılması güvenilmesi gereken tek dostun, tutulması gereken tek kulpun Allah’ın eli ve O’nun kulpu olduğu bilincini kuşanarak ellerini duaya kaldırmışlardır.
İbrahim a ve onunla birlikte bulunan müminlerin yapamadıklarından ve hatalı eylemlerinden dolayı istiğfar dilediği bu dua, aynı zamanda Kafirlerin fitnelerinin elinde izzetsiz, onursuz bir oyuncak olmaktan muhafaza edilmeyi de içermektedir. Bu bir imtihandan kaçmak fiili değildir; iyilik için seferber edilecek olanakların kafirlerin çıkardıkları fitneler tarafından yenilip yutulmasından endişe etmektir. Onların fitneden korunmayı dilemeleri, zalimlerle birlikte uzlaşarak yaşamayı da istemek de değildir. Çünkü onlar Allah’ın rızası dışında kalan ne varsa terk etmişler, Cahiliyye toplumuyla kurulması gereken beraat temelli bir ilişkinin imkanlarını göstermişler ve sönmeyen bir dua meşalesini biz müminlere miras bırakmışlardır.
b) Muttakilere Önderlik Yapacak Salih Evlatlar İçin Yakarışı
İbrahim peygamber ilerlemiş yaşına rağmen çocuk sahibi olamamış; fakat o sonsuz güç ve merhamet sahibi olan Allah’tan ümidini kesmemiş, içten yakarışlarla salih nesiller sahibi olmak için yalvarmıştır. Bu yakarışları karşılıksız bırakmayan Rabbimiz onu Risalet görevini devr edebileceği, namazında devamlılık gösteren, kuşaklar boyu muttakilere önderlik edecek salih evlatlarla ödüllendirmiştir. O da nankörlük etmeyerek bu ödüllere karşılık, dualarla Allah’ı hamd ederek yüceltmiştir. İşte onun salih evlatlar için yaptığı dualar ve bu kabulün ardından onların şeytani amellere karşı Allah’an güvence istediği yakarışları:
“Ey Rabbim! Bana dürüst ve erdemli olacak çocuk(lar) bağışla.” (Saffât,37/100.)
“Ey Rabbimiz! Soyumdan bazılarını ekilebilir toprağı olmayan bir vadiye –senin kutsal evinin yakınına- yerleştirdim ki, ey Rabbimiz, namazı devamlılık ve duyarlılık içinde yerine getirsinler; öyleyse insanların kalplerini onlara meylettir, ve onlara verimli-bereketli rızıklar bahşet ki şükretsinler.
Ey Rabbimiz! Şüphesiz gizlediğimizi de açığa vurduğumuzu da bilen Sen’sin: Çünkü yerde ve gökte olan hiçbir şey Allah’tan gizli kalmaz. En içten övgüler, kocamış halimle bana İsmail’i ve İshak’ı armağan eden Allah’a özgüdür. Duaları/yakarışları eşsiz bir şekilde işiten elbette benim Rabbimdir.
Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelen insanları namazda devamlı ve duyarlı kıl. Ve ey Rabbimiz, bu duamı kabul buyur; Hesab’ın görüleceği Gün, beni, anamı ve bütün müminleri bağışla.” (İbrahim,14/35-41.)
c) Sonsuza Dek Yaşayacak Bir Güvenlik Kuşağı İçin Yakarış
Azimet sahibi, görevine sıkı sıkıya bağlı olan put kırıcı İbrahim ve İsmail peygamberler, seçilmiş kabe ve çevresini kendileri ve gelecek Müslüman kuşaklar için şirkten arındırılmış güvenli bir bölge yapmayı amaçlamışlardır.
İbrahim peygamberin muttakiler için ebediyyen güvenli olacak bir belde istediği yakarışını Yüce Allah kabul etmiş bu günkü Kabe’nin içinde yer aldığı Mescid-i Haram’ı lutuf buyurmuştur.
İşte yeryüzündeki ilk mescid olan Kabe’yi Allah’ın buyruğu gereğince dünya üzerinde yaşayacak gelecek nesiller için şirkten azade kılınmış bir anavatan-bir başkent olarak inşa ederken İbrahim ve İsmail peygamberlerin yaptıkları dua:
“Ey Rabbim! Bu beldeyi güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan ebediyyen uzak tut! Çünkü ey Rabbim, bu tapınma nesneleri gerçekten insanların pek çoğunu yoldan çıkardı. Ey Rabbim! Buraları muvahhidler için ebedi bir güvenlik kuşağı kıl ve halkından Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman edenlere bereketli rızıklar bağışla. Ey Rabbimiz! Bu amelimizi kabul buyur. Sensin her şeyi bilen her şeyi duyan; bizi sana teslim olanlardan kıl ve soyumuzdan da sana teslim olacak bir ümmet çıkar. Bize ibadet yollarını göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz yalnız Sensin tevbeleri kabul eden, rahmet dağıtan. Ey Rabbimiz! Soyumuz içinden onlara senin mesajlarını iletecek vahyi ve hikmeti öğretecek ve onları arındırıp tertemiz kılacak bir elçi çıkar. Çünkü yalnız Sensin kudret ve hikmet sahibi. (Bakara,2/126-129.)
d) Dünyada Takva ve Hikmet; Ahiret’te Af ve Cennet İçin Yakarışı
İbrahim peygamber ıslah olmamakta direten, kalbini hidayete açmaya halkı ile hesaplaşırken destek ve yardımı sadece Allah’tan istemiştir. Ayrıca O, bir hicab duymadan diğer peygamberler gibi, Ahirette cennet nimeti ile lütuflanmayı istemiştir. Cenneti Allah’ın sonsuz merhametinin salih kullarına yönelilk bir tezahürü olarak gören İbrahim a cenneti birkaç huriden ibaret görerek küçümseyenler gibi, onu istemekten hicab duymamıştır.
İşte İbrahim a’ın Allah’tan olayları doğru değerlendirebilecek bir hikmetli kavrayış yeteneği, salihlerle dayanışmada ilahi destek istediği, takva temelinde yükselen hikmetle yoğrulmuş bir dünya hayatı ve onun meyvesi olan ebedi mutluluklar diyarını istediği yakarışı:
Ey Rabbim! Bana doğru ile eğrinin ne olduğuna hükmedebilme bilgi ve yeteneğini bağışla ve beni salih insanların arasına kat. Ve gerçeği benden sonrakilere ulaştırabilme gücü ver bana. Ve beni o nimetlerle dolu cennetin varislerinden biri yap! Ve babamı bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlar arasında. Ve herkesin yeniden diriltileceği gün beni utandırma! O Gün ki, ne malın ne mülkün ne de çoluk çocuğun bir yararı olmayacaktır. Yalnızca Allah’ın huzuruna kötülükten arınmış bir kalple çıkanlar kurtulacaktır.”(Şuara,26/83-89.) |