Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Ekim 2009, 01:19   Mesaj No:3

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.079
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart RE: Ebubekir Sifilden Ayetlerin Iniş Sebebi Ve Geçerliliği

Günümüzde birçok itikadî bid’at fırkası mevcut Bu fırkalardan kimisi geçmişten beri varlığını sürdürüyor (Şia gibi); bir kısmı ise evvel yok idi, yeni çıktı
“ Modernizm ” denen düşünce akımı, işte bu nevzuhur bid’at fırkalarının başında geliyor Bu cereyanın mümessillerinin Kur’an , Sünnet, Fıkıh, Kelam… ve diğer sahalarda Ehl -i Sünnet çizgiye aykırı düşen bir hayli görüşleri mevcut


Sözlerim makaleyi kaleme alan zatadır:

Şia Mezhebine Bidat diyebildiğiniz kadar İsraile Amerikaya ve Büyük Şeytanların dostlarına diyebiliyormusunuz ey zihniyet sahipleri ?

Bidat açılımını,Ehli Sünnet dininize göre,yorumladığınız için,size lafım yok. Çünkü Bizlere emanet olarak bırakılan,Kuran ve Sünnettir,bunun dışında türemiş olan grup vs lere,Ancak Kuran ve Sünnete göre bakılır,yoksa sizin gibi zihniyetlerin sahip olduğu,Ehli Sünnet veya Ehli Şia dinine göre bakılmaz?

Birde Levh-i Mahfuz gaybi bir konu olduğu halde bu kadar emin bir şekilde
hakkında yorumda bulunabiliyor?

22. ayetteki Korunmuş levhada ifadesinden, Kuran'ın korunduğu ve korunacağı anlaşılmaktadır ki, zaten Başka ayeti kerimelerde bu manada beyanlar mevcuttur:

Hiç şüphesiz, Zikri (Kuran'ı) Biz indirdik Biz. Ve Biz kesinlikle onun için koruyucularız.(Hicr 9)

Görüldüğü gibi bu ayetlerde Kuran'ın korunduğu, değişmediği, Allah'ın sözünün ele alınan her konuda en son merci olduğu telkin edilmektedir.
Bu ayeti kerimelerde kullanılan Levh-i mahfuz kuranın kesinlikle kaybolmayacak şekilde muhafaza edildiğini bildirilmektedir.Ama nedense Klasik kaynaklarda bu özel isim haline getirilmiş bir şekilde Bu ismin etrafında altındandır,yakuttandır,arşın sağ tarafındadır,
semadadır, İsrafilin alnındadır,gibi söylentilerin kaynak bakımından doğruluğu kesin olmayan söylentilerden ibarettir.Gaybi olan konularda Geleneksel zihniyet sahipleri, nedense hep şekiller tayin etmek ile uğraşmışlardır.

Şunuda belirteyim,İslam dininde olmayan Ruhban din anlayışı sahipleri,her daim kendi karşılarına hakikatleri sunarak, Kuran'ı onların tekellerinden kurtarma çabası içinde olanları, daima ''Modernist,Bidat ve Sapıklık'' ile suçlamayı,kendilerine görev edinmişlerdir.Bu hakikati görmek istemeyen, Ruhban din sınıfı,Zaten yıllarca Kuran'ı biz anlayabiliriz! mantıkları ile, Muhammed (s.a.a) Ümmetini,kendi Heva ve Hevesleri uğruna,kullanmaktan geri durmamışlardır.Semerkand dergisini çok iyi bilirim,ve Zihniyetlerinide şimdi amacım kimse ile tartışmak değildir.Lakin her gördüğünüze doğru gözü ile bakmayın ve Allah'ın bizden istemiş olduğu, Akletme yetisini kullanarak bakın ve Yanlışa yanlış, doğruyada doğru diyebilmeyi , ilke edinelim. Allah bu tür Müslümanları karalayan,zihniyet sahiplerine basiret versin diyorum:

Bu zihniyete sahip olanlara göre,Dini sade Belli kesimler anlar?
İslam dininin evrenselliğini,Tekkelere Hapsedenler her daim,Karalama ve Tekfiri kendilerine ilke edinmişlerdir.
Alıntı ile Cevapla