Durumu: Medine No : 2923 Üyelik T.:
06 Ağustos 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
82 Konular:
13 Beğenildi:0 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
| RE: Kur'an ve Sünnete Göre : Kurban Nasıl Kesilir ? Kurbana; Adak ve Akika Kurbanlarının Katılması Kurban ortaklarına akika ve adak kurbanı kesecek olanlar da katılabilir. Durr'ul-muhtar'da deniyor ki: Büyük baş hayvana ortak olan 7 kişiden birisi Hıristiyan olsa veya bir müslüman sırf et için ortak olsa, onlardan hiçbirisinin kurbanı olmaz. Çünkü kan akıtmak parçalanmaz. (Hidaye) Bunu şerh eden İbni Âbidin diyor ki: "Kan akıtmak parçalanmaz" sözünün illeti (sebebi, hikmeti) şudur: Kurbanın bazısında kurbet kast edilmemiştir. Yani Allah rızası için, sevap kazanmak için kesilmemiştir. Demek ki bir kimse, sırf eti için kurban kesse, sevap beklemediği için o hayvan kurban olmaz. Ama, akikada, şükür kurbanında, adakta kurbet vardır. Yani Allah rızası için kesilmektedir. Kurbet olan adak hayvanını Hıristiyan ortağın kestiği hayvana veya sırf et için kesilen hayvana, yahut geçen yıl kesilemeyip tasadduk edilmesi gereken hayvana benzetmek çok yanlıştır. Geçen sene kesilmesi gereken kurban kesilmemişse, artık bu sene kesilmez. Bunu sahibi kesip yiyemez. Bedelini bir fakire verir. Bir kimse kurban adasa, kurban bayramı gelince kesmese, artık bunu kesemez, bedelini fakirlere verir. Bir kimse, "Ben ölünce, benim için kurban kesin" dese, bunun da etini sahibi yiyemez, fakirlere vermesi gerekir. Bir de kurbanlığın karnından çıkan yavru yenmez, fakirlere verilir. Bir kavle göre de, fakirin kestiği kurban adak hükmüne gireceği için sahibi bu etten yiyemez. Sahih olan başka bir kavle göre etinden yemesi caizdir. Bu konuda yine İbni Âbidin diyor ki: "Önce nezredilip, bayram günleri geçtikten sonra, tasadduk edilmesi vacib olan kurbanın eti ile, ölen kimsenin vasiyetiyle kesilen kurbanın etini sahibi yiyemez. Biz bunu Bezzaziyye'den naklen zikrettik. Bir de kurban almakla fakirin üzerine vacib olan kurbanın etidir. Ki bu da geçen iki kavilden birisine göredir. Bir de kurbanlığın doğurduğu yavru. Bunu da Haniye'den naklen zikrettik. Bir de ortaklardan bazısının kendi hissesiyle geçmiş yılın kurbanını kaza etmeye niyetlendikleri 7 kişi arasında ortaklı hayvanın eti. Bunu da Haniye'den naklen zikrettik. İşte saydığımız bu kurbanların hepsinin etlerinin sarf yeri fakire tasadduktur. Bu yazıyı ganimet bil." (Redd-ul Muhtar) Ebu Bekir Kaşani diyor ki: "Ortaklar bayram kurbanı veya diğer kurbanlarla kurbeti (Allah'a yaklaşmayı, yani sevabını) murat ederlerse onlara bu kurban sahih olur. Kurbanın vacib, nafile veya bazısına vacib bazılarına vacib olmaması fark etmez. Aynı şekilde ortakların bazıları vacib olan kurbanına, bazıları ceza kurbanına, bazıları kefaret kurbanına, bazıları nafile, bazıları Hacc-ı temettu ve Hacc-ı kıran kurbanına niyet suretiyle kurbet yönlerinin aynı veya farklı olması fark etmez." (Bedayi-us-sanayi fi-tertibiş-şerayı) Kurban Kesmenin Zamanları Fakihler, kurban kesmenin efdal vaktinin kurban bayramının birinci gününün zevalinden (öğle) önce olduğu üzerinde ittifak etmişlerdir. Çünkü bu va*kitte kesmek sünnettir Berâ b. Azib'in rivayet ettiği hadis şu şekildedir: "Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Bizim bu günümüzde ilk yapacağımız iş, önce na*maz kılmak, sonra dönüp kurbanımızı kesmektir. Kim böyle yaparsa bizim sünnetimize uymuş olur. Her kim bundan Önce kurbanını kesecek olursa, o kurban aile hal*kına takdim ettiği bir etten başka bir şey olmaz, bunun kurban olması söz konusu değildir" ( Buhari ve Muslim rivayet etmiştir. Nasbu'r-Râye, IV, 212) Aynı şekilde namazdan önce kurban kesmenin veya kurbanın birinci (arefe gününü birinci güne bağlayan) gecesinde kurban kesmenin caiz olmayacağı üzerinde -az önce geçen hadis ile amel ederek- ittifak etmişlerdir. Hanefilere Göre : Kurban kesme vakti kurbanın birinci günü tan yerinin ağarması ile girer, üçüncü günü güneşin batmasından az öncesine kadar devam eder. Bayram namazı kılmakla mükellef olan şehirlerde yaşayan kimseler, bayramın birinci gününde hutbe okunmadan önce dahi olsa, fakat bayram namazının edasından sonra kurban kesebilirler. Bir özür sebebiyle namazın terkedilmesi hâlinde ise namaz kılacak kadar bir vaktin geçmesinden sonra kesebilirler. Üzerlerine bayram namazı vacip olmayan köy halkı ise, birinci gün tan yerinin ağarmasından sonra kesebilirler. Kurban kesme günleri 1. gün (Nahr günü) ile ondan sonraki iki gün olmak üzere üç gündür. Kurban kesme zamanının 3 gün ile sınırlanmasına dair delillere gelince: Bu da Hz. Ömer, Hz. Ali ve İbni Abbas'tan gelen rivayettir: "Kurban kesme günleri üç gündür; ilkleri en faziletlileridir"' ( Zeylaî bunun hakkında "Oldukça gariptir" demiştir. Nasbu'r-Râye, IV, 213) Ayrıca İbni Ömer şöyle demiştir: "Kurbat günleri birinci kurban gününden sonra iki gündür." (imam Malik, Muvattdda rivayet etmiştir. Aynı şekilde Muvatta'da kendisine Ali b. Ebu Tâlib'in buna benzer haberi ulaştığı da belirtilmektedir) Geceleyin kurban kesmek, tenzîhen mekruhtur. Malikilere Göre : Bayram namazı kıldıran imamın kurban kesme vakti, bay*ram namazından ve hutbeden sonra başlar. Bundan önce kesecek olursa caiz olmaz. İmamın dışındakiler ise, 1. gün ve imamın kesmesinden sonra veya imam kes*miyor ise imamın kurbanını kesebileceği bir süre kadar geçtikten sonra keserler. Her hangi bir kimse kasten imamdan önce kesecek olursa yeterli değildir, bir başka kurbanı tekrar keser. Buna göre namazdan önce de, imamın kesmesinden önce de kurban kesmek yeterli değildir. Ancak kendisine en yakın olan imamı araştırır ve onun kurban kestiği ortaya çıkmadığı halde kesmiş olduğu zannıyla keser, fakat sonradan imamdan önce kestiği ortaya çıkarsa, bu da onun için yeterli olur. Şayet imam şer'î bir mazeret sebebiyle kesmekte gecikecek olursa, efdal olan vakitte kes*me fırsatını kaybetmemek için zevale yakın zamana kadar onu bekler. Onların delilleri Hz. Cabir'in rivayet ettiği hadisten (Ahmed, Buharî ve Muslim tarafından ittifakla rivayet edilmiştir. Neylu'l-Evtâr, V, 123) Peygamber (a.s.)'in ken*disinden önce kurbanını kesmiş olanlara bir başkasını kesmelerini ve Peygamber kesmedikçe kesmemelerini emretmiş olmasıdır ki, bu da imamın kesmesinden ön*ce kurban kesmenin söz konusu olamayacağının delilidir. Diğer taraftan Cundeb b. Sufyan el-Beceli'nin rivayet ettiği hadis kurban kesmenin namazdan sonra olacağına delâlet etmektedir: "Kim namaz kılmadan ön*ce kurban kesecek olursa, onun yerine başkasını kessin, kim de biz namaz kılana kadar henüz kesmemiş ise Allah'ın adıyla kurbanını kessin." (Ahmed, Buharî ve Muslim tarafından ittifakla rivayet edilmiştir. Neytlu'l-Evtâr, V, 123 ) 1. günün dışında*ki -bu da 2. ve 3. günlerdir- günlerde kurban kesme vakti, tan yerinin ağar*ması ile girer; ancak güneşin yükselmesine kadar geciktirilmesi menduptur. Eğer Müslüman kurban bayramının 1. günü güneşin zevalinden önce kurbanını kesmeyecek olursa efdal olan günün geri kalan kısmında kurbanını kesmesidir. Şa*yet 2. günde kesemeyecek olursa, efdal olan kurban kesmeyi üçüncü günün kuşluk vaktine ertelemesidir. 3. gün kurban kesemezse zevalden sonra keser, çünkü artık bekleyebileceği bir vakti kalmamıştır. Kurban kesme vakti kurban günlerinden 3. günün sonu güneşin batışına kadar devam eder. Yani bu konuda onlar da Hanefiler gibi söylemişlerdir. Aynı şe*kilde bu, ileride geleceği gibi, Hanbelilerin de görüşüdür. Çünkü yüce Allah'ın: "Ta ki onlar kendileri için menfaatlere şahit olsunlar, belirli günlerde Allah'ın kendile*rine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine Allah'ın adını zikretsinler." (Hacc, 28) buyruğunda yer alan "belirli günler" ibaresinin tefsirinde meşhur olan görüş, kurban bayramının ilk günü ile ondan sonraki iki gün şeklindeki açıklamadır. Şafiilere Göre : Kurban kesme vakti kurban bayramının 1. gününün güneşin doğuşundan ve -efdal olana göre- kuşluk namazı vaktinin başlangıcı olan ufukta bir mızrak boyu yükselişinden sonra kılınacak iki kısa rekât ile okunacak iki kısa hutbelik bir zamanın geçmesi ile girer. Şayet bundan önce kesecek olursa kur*ban olmaz. Çünkü Buharî ve Muslim'in el-Berâ' b. Azib'den rivayet ettiği az önce gördüğümüz hadiste şöyle denilmektedir: "Bu günümüzde ilk yapacağımız iş, önce namaz kılmamız, sonra da dönüp kurban kesmemizdir..." Bundan istisna şudur: Eğer hacılar arefede vakfeyi yanlışlıkla sekizinci gün yaparlar ve dokuzuncu günde kurbanlarını keser sonra da hata anlaşılacak olursa, hacca bağlı olarak -zayıf bir gö*rüşe göre- bu onlar için sahih olur. (Tercihe değer olmayan Şafiilerdeki bir görüşe göre hac sahihtir. -Aynca kurban kesmeye gerek yoktur- Ancak esah olan görüşe göre hac da, kurban da kâfi değildir) Kurban kesme vakti, gece ve gündüz olmak üzere teşrik günlerinin sonuna ka*dar devam eder ki, bunlar İmam Şafifye göre onuncu gün ile sonraki üç gündür. Çünkü Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Arefe bütünüyle vakfe yeridir ve bü*tün teşrik günleri de kurban kesme zamanıdır," ( Beyhakî rivayet etmiş olup îbni Hibban da sahih olduğunu kaydetmiştir ) İbni Hibbân'ın bir rivayetinde ise: "Bütün teşrîk günlerinde kurban kesilir." denilmektedir. (imam Ahmed ve Darekutnî "Bütün teşrîk günleri kurban kesme günleridir" şeklinde rivayet etmişlerdir. Bu, aynı zamanda bütün teşrîk günlerinin kurban kesme günleri olduğunu ve bunların da kurbanın birinci günü ile bundan sonraki üç gün olduğunun delilidir. Neylu'l-Evtâr, V, 125. Şafıiler dışında kalan üç mezhep imamı ise, kurban bayramının birinci gününden sonra iki gündür, demişlerdir ) Geceleyin kurban kesmek ve hayvan boğazlamak bu konudaki nehiy dolayısıyla mekruhtur. Hanbelilere Göre : Kurban kesme vakti, kurbanın birinci gününde en hafif şekliyle bayram namazıyla iki hutbe okuyacak zamanın geçmesinden sonra başlar. Yani onlar da Şafi ilerin görüşündedir. Efdal olan ihtilâftan kurtulmak için namaz*dan, hutbeden ve eğer varsa imamın kesmesinden sonra kesmektir. Bu konuda şehir halkı ile başkalan arasında bir fark yoktur. Kurban kesme günleri 3 tür: Bayramın 1. günü ile ondan sonraki iki gün. Bu konuda onlar da Hanefiler ile Malikîlerin görüşündedirler. |