Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19 Aralık 2009, 12:05   Mesaj No:25

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Re: Kur'anın namaz konusunda verdiği detaylar...

Abdulmelik kardeşim ben onca yazı yazdım hiç birisinde hadisleri toptan inkâr edelim dedim mi? Peki ne dedim? Ben bana peygamberimizin sözüdür dedikleri her sözü Kuran ile karşılaştırır ona ters düşmüyorsa, ondan sonra kabul ederim dedim. Eğer kuranın süzgecinden geçmiyorsa asla kabul etmem dedim. Eğer sizin yönteminiz böyle değilse gerçekten bu konularda asla anlaşamayız. Daha önce bir yazımda yanlış anlayışa bir örnek vermiştim. Bakın tekrar hatırlatayım. (Kuran ayetlerinden her hangi birine inanmadığımız iman etmediğimiz zaman nasıl gerçek iman etmiş sayılmıyorsak. Peygamberimizin hadislerinin tümüne hiç kuşku duymadan, kuran ayetleri gibi iman etmeliyiz) diyorsa bir insan, kusura bakma buna inanmam söz konusu olamaz.

Bu konuda hemen düşünelim, her mezhebin topladığı hadisler diğerleri ile çelişiyor ve başka hükümler veriyor, acaba hangisi gerçek hangisi doğru, bu garantiyi kim verecek Rabbin kuran için verdiği gibi? İşte garantiyi verecek mihenk taşı şaşmaz kelam Kuran verecek. Bizler bu sözlerin doğruluğunu kurana soracağız, eğer uyuyorsa bu peygamber sözdür diyeceğiz. Hatırlayın Diyanet belirli zamanlarda yaptığı çalışmalarla yüzlerce binlerce hadisi hurafe diye iptal etti, ama hala İslam âlemi ve ülkemizdeki birçok insan onlara iman ediyor. Bunlara kuran garantisini kimler verebilir hiç düşündük mü? Peygamberimizin hadisini hatırlayın kendisi bizzat benim sözlerim olup olmadığını anlamak için Kuran ile karşılaştırın demiyor muydu? Demek ki peygamberimizde bizleri kuran ile uyarmıştı, zaten böyle emir almamış mıydı rabbimden? Ayette kendi heva ve hevesinden konuşmaz diyor Rabbim, bakın burada bile bizlere ne anlatıyor? Onun konuştuğu benim tebliğ etme görevini verdiğim kurandır diyor. Yoksa her konuştuğu nasıl olurda kuran gibi olur. Hatırlayın peygamberimizin hatalarını düzelten, uyaran birçok ayet görürüz kuranda, demek ki tebliğ dışında tebliğ kontrol altında olduğu için yanlış olmayacaktır, ama diğer yaşamında oda bir beşerdir hata olabilir bu örnekleri de zaten kuranda görüyoruz. Rabbim bu örnekleri boşuna vermiyor kuranda. Düşünelim peygamberimizin Kuran dışından her sözü de Allah emri olsaydı neden kuranda yer almıyor gibi bir mantığa nasıl cevap vermeliyiz? Neden rabbim bizleri bu kitaptan hesaba çekeceğini söylüyor? İşte bu sorulara bu düşünceyle, inançla gidersek cevap bulamayız.

Allah resulüne itaat emri vermiştir, çünkü onun verdiği görevi layığı ile yerine getirsin ve onun tebliğ et dediği şeyleri daha rahat tebliğ etsin diye, birçok ayetinde işini kolaylaştırmak yardımcı olmak için söylemiştir tüm bu sözleri. İyice bakalım ayetlere hiç birisinde benim söylediğimin dışında da sizlere bilgiler hükümler verecek dememiş, tam tersine sakın benim sözlerime ilaveler yapma diye ihtarda bulunmuştur. Ama bizler böyle bir açıklama olmadığı halde diğer ayetlerle çeliştiğini bile düşünmeden onun da hüküm koyma yetkisi vardır diyebilmişiz. Bunu da peygamberinize uyun o ne verdiyse alın sözlerinden çıkarmışız. Peygamberimize verilen onca ayet göz ardı edilmiş bizlere tebliğ edeceği yalnız kuran olduğu unutulmuştur adeta. Bu konuyla ilgili yazımın üzerinde çalışıyorum yakında yayınlayacağım, çünkü bu konu Kuranın bütünlüğünde düşünülmelidir. Bir cümleden yola çıkıp diğer ayetlerle söylenen ters düşmemelidir. Tartışılmaz kaynak yalnız kurandır, diğer kaynaklara beşerin ilaveleri yanlış anlaşılmalar hatalar ilave edilmiş olabilir, onun için mutlaka kontrolden geçirilip öyle kabul edilmelidir. Size net olarak söylüyorum hiçbir zaman sünneti boş veremeyiz. Çünkü Allah ın elçisinin yaşamış örnek bir hayatı vardır. Önemli olan bu bilgileri doğru alıp onun örnek yaşamından hayata bakışından istifade etmeliyiz. Her nedense bu tür tartışmalarımda bana söylenen ama beni çok üzen bir söz; ne yani peygamberimiz postacımıydı sözü olmuştur. Bu sözleri eğer peygamberimiz duyuyorsa sanırım çok üzülüyordur. Allah elçisine bir görev vermiştir ve bu görev Kuranda apaçık belirlenmiş ve açıklanmıştır. Bizler kim oluyoruz da Rabbin vermediği bir görevi elçisine vermiş gibi göstermeye çalışıyoruz, lütfen bunu iyi düşünelim. Peygamberimizin tebliğ görevini küçümseyerek kendisine saygısızlık yaptığımızı düşünüyorum. Hz. Muhammet o yüce ve örnek insan Rahmandan aldığı emirleri o günün azgın ve inkârcı toplumuna tebliğ etmek, anlatmak ve ikna etmek için onca eziyet çekmiş uğruna savaşlar vermiştir. Rabbin verdiği yetkiye bizler ilave edemeyiz bunu kuran apaçık söylüyor. Ben kurandan anladıklarımı yazıyorum. Kuranda da Allah elçisine verdiği görev çok açıktır. Bunun dışına çıkmamda mümkün değildir. Nasip olursa bu konu ile ilgili uzun bir yazımı ekleyeceğim yakında. Allah ve resulü asla birbirinden ayrılmaz. Fakat rabbin vermediği bir yetkileri bizlerin ona vermesi de onu yüceltmez. Çünkü o zaten Allahın resulü olmakla şereflerin en büyüğüne erişmiş bir insandır.

Rabbim yardımcımız olsun ve bizleri kuran ışığından, rehberliğinden ayırmasın inşallah. SAYGILARIMLA
Alıntı ile Cevapla