İNSAN NEYE İNANIYORSA ONA İTAAT EDER
İnsanlar neye nasıl inanıyorsa hayatları boyunca o inandıklarının uğrunda bir yaşam gayesi ile yaşamaya çalışırlar.Fıtratımız gereği bir şeye inanmak insanlığın temel isteklerindendir.Asırlar boyunca farklı fikirler inançlar ideolojiler varolmuştur.Toplumlar azgınlaşıp asi oldukları vakit Allah beşere yol göstermek için Elçilerini göndermiştir ve İlahi emirleri iletmesi ile Sapmış olan beşere yol gösterici olmuştur.
Seçilmiş olan tüm Elçiler vazifelerinin idrakinde Tebliğ görevlerini yerine getirmişlerdir.Son Peygamber olarak İnsanlığa yol gösterici olan Hz Muhammed (s.a.a) Efendimiz son Din olarak İslam dinini Tebliğ ve uygulaması ile bizlere Tamamlanmış eksiksiz bir din mirası bırakmıştır.
Bizler İnancımız gereği Allah’ın Emir ve Yasaklarının tümüne Parçacı yaklaşımlar sergilemeden çünkü parçacı yaklaşımlar ile ‘’Yahudi ve Hıristiyanlar’’ kendilerine verilmiş olan Kitapları kendi heva ve hevesleri uğrunda tahrif etmişlerdir.Müslümanlara düşen gören Kuran’daki Ehli kitap ayetlerinin ne anlama geldiklerini iyice kavramak ve neden bu kadar üzerinde durulduğunu idrak ederek hayatlarına yön vermektir.
İnandığımız ve İman ettiğimiz Allah’ın Emir ve Yasaklarını hayatımızın ana kuralları olarak benimsediğimiz vakit ne tür sorumluluklar ile kabul ettiğimizi ve uyduğumuzu sorgulayabilmeliyiz.Kuran’i kerimi İlk neslin anlayışı ile bizim anlayışımız farklıdır.Şöyle ki onlar Önce İman ile daha sonra Kuran ile tanışmışlardır.Bizler ise önce Kuran sonra İman ile tanışıyoruz, aradaki fark çok önemli Kuran’i kerimin genel hitabına baktığımızda Önce Allah’a Tevhidi bir inanç ile inanmayı ve Bu inanç ile İman etmeyi İman ettikten sonra Amel etmeyi emretmektedir.İnandık ve İman ettik sözü laf olsun diye söylenecek bir şey değildir İnanmak ile İman etmek farklı şeylerdir,İnandığını söyleyen kişi bu inancını İman ederek eyleme dökmek ile mükelleftir.
Siz ey imana ermiş olanlar! Derin bir duyarlıkla Allah'a karşı sorumluluğunuzun hakkıyla bilincinde olun ve O'na kendinizi yürekten teslim etmeden önce ölümün sizi alt etmesine izin vermeyin.
(Ali İmran 102)
Siz ey imana ermiş olanlar! Allaha, Peygambere ve aranızdan kendilerine otorite emanet edilmiş olanlara itaat edin ve herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allaha ve Peygambere götürün, eğer Allaha ve Ahiret Gününe (gerçekten) inanıyorsanız. Bu (sizin için) en hayırlısıdır ve sonuç olarak da en iyisidir.
(NİSA 59)
İnancı gereği söz verip İman ettiğini beyan ettikten sonra gereği olanları yapmamak kişiyi İmani noktada sabit kılmaz,İnanmak Eyleme dökmektir Ameli ile ispatlamaktır. Kuran’i kerimde Allah’ın bizlere Din olarak İslam İsmimiz olarak Müslüman demesi bizler için onur duyacağımız bir İzzet ve Şeref sembolüdür.Son din olarak İslam’ın gelmesi ile Bütün inanç sistemlerinin geçerliliği kalkmıştır,Son din son kitap ve son Peygamber İslam dinini benimseyenlere gelmiştir.Allah bizlere Onurumuzu ve Şerefimizi korumamız için Kuran’i kerimde Allah’a ve Resulüne uymamızı emretmiştir.
İnandığını İman ettiğini İslam olduğunu Müslüman olduğunu söyleyen herkesin sorguya çekileceği tek şey Kuran’ın Emir ve Yasaklarıdır.Kuran’a uymak Allah ve Resulüne uymaktır.Bunun dışında kalanlara uyma şartı Kuran’a uygunluğudur eğer uymuyorsa Uyma diye bir zorunluluk yoktur.
Şimdi şu hesaplaşmayı kendimiz ile yaptığımızda söylemlerimiz ile eylemlerimizin ne olduğu ortaya çıkar.
Allah’a ve Resulüne ne kadar uyabiliyoruz?
Müslümanlar olarak Allah’a ve Resulüne ne kadar bağlıyız?
Allah ve Resulüne uyma adına aracılara gerek var mı?
İman ettiğimizi iddia ettiğimizde İmanın mecburiyetleri hususunda ne kadar İzzetli ve Şerefli bir duruş sergileyebiliyoruz?
İnandığımız ve İman ettiğimizi ispata gelince ne kadar İhlaslı Şirksiz ve Riyasız bir Amel sergileyebiliyoruz?
Biz Müslümanları inanmayanlardan ayıran özelliğimiz İnanmak İman etmek ve Eyleme dökmektir ne kadar başarabiliyoruz?
Ehli kitapta Allah’a inandığını söylüyor bizleri onlardan farklı kılan Allah ve Resulüne uymaktır.Amelsiz bir İnanma ve İmanın Yahudi ve Hıristiyan’dan ne farkı olabilir düşünelim.İnanma ve İman İle Müslüman olduğumuzu İlan ettiğimiz an Her ortamda ve Şartta İmanımızın gereği Müslüman olduğumuzu Amellerimiz ile Eylem dökebilmektir.İman ettiğini ve İslam olduğunu söyleyen şahıslar,İnancının Emir ve Yasaklarını Amelleri ile hayatına hakim kılmak zorundadır.İman sözle söylenip sonra da kenara konulacak kadar ucuz ve sıradan değildir.
Dünyadaki farklı inanç sahipleri Hakk olmadığı halde İnancımız bu diye haykırabiliyorsalar!Bizlerde Allah’ın bizlere verdiği Kuvvet ile Dünyaya ve tüm Zalimlere karşı Müslüman olduğumuzu İmanımızın gereği haykırabilmeliyiz,Müslüman olanlar Zalimler karşısında Müslümanlıklarından korkmamalı.
(Eskiden bu konuda yazmış olduğum bir makale ile katkı sağlayayım. 1.şıkka sadece)
|