Konu Başlıkları: 25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29 Aralık 2009, 14:01   Mesaj No:8

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.134
Konular: 555
Beğenildi:1089
Beğendi:252
Takdirleri:10770
Takdir Et:
Standart RE: 25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru

Gördüm

İnş.Kulluk konusunda bir kaç kelam etmeye çalışalım.
Kulluk/ibadet olayını anlamamız için kafamızda üç boyutlu bir resimi çizmemiz gerekir düşünüyorum.Düşüncelerimizi oturtmadan kulluk bilincine sahip olmamız zordır.
Kulluk/ibadet bilincini sahib olmamız için öncelikle;
1-Kulluk edilen varlığın özellikleri
2-Kullluk eden kimsenin özellikleri
3-Kulluk eden kimsenin izlediği yöntem/metod/menasık
Bu üçlü saçayağını oluştururken itaat ve kulluk ilişkisinin de netleşmesi gerekir.Bu netleşirken niyet-amel ilişkisi de o anda devreye girerek üç boyutlu resimi tamamlıyor.
Kulluk edilen varlık teoride Allah olmakla birlikte pratikte şeytan/tagut/kurumlar vs olabilmektedir.Tarih boyunca belki de hiç kimse şeytana kulluk ettiğini dil ile ikrar etmez,kabul etmez.Ama pratik hayatları şeytana kulluğun eserleri ile doludur.İşte kulluktaki tevhid ve şirk olayı da burada çıkıyor.İnsanlar Allahın yanında başka ilahlara da kulluk ediyorsa şirk koşma ortaya çıkıyor.Allah,Kur'an'da şirkin en büyük zulüm olduğunu bildirerek,şirki affetmeyeceğini bildiriyor.
Kul öncelikle kulluk ettiğini varlığın özelliklerini iyi tanımalıdır.Bizim için kulluk yapılması gereken varlık kimdir?:ALLAH
Peki Allah nasıl varlıktır?.Bu sorunun cevabını da Kur'an bize bildiriyor.Ayetel kürsi ayeti ve ihlas suresi ,ayrıca bir çok ayette Allah bizlere tanıtılır.Biz Allah'ın bize tanıttığından farklısını(eksiğiyle-fazlasıyla) anlamaya çalıştığımızda kulluk ettiğimiz varlığı tam anlamıyla anlamış olmayız.
Kulluk eden insanın bir takım özellikleri olması lazımdır ki buna Kur'an yeri geldiğinde muttaki,kimi yerde mümin,kimi yerde müslüman,kim yerde muflih,kimi yerde muslih,kimi yerde hanif ,kimi yerde de farklı isimler kullanmaktadır ki olumlu bir insan tiplemesini ortaya koyuyor.
kulluk eden kimsenin teoride kulluk bilincine sahip ise ameli planda da kulluk bilincine aykırı ameli olmaması,nebevi metoda aykırı hareket etmemesi de kulluğun gereği olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kulluk/ibadet anlayışımızı tek bir alana hapsetmek,ibadet algımızın dar olduğunu,Kur'an'ın ortaya koyduğu kulluk bilincinden sapmaya başladığını peşinen kabul etmiş oluruz.Kulluk,kişinin doğuşundan ölümüne kadar ki zaman dilimi içerisinde değerlendirilmesi gereken bir olaydır.Herkes bir şeylere kulluk eder,yaşam tarzına göre hayatını sürdürür.İşte bu sürdürülen hayatın kimin adına,kimlerle ve nasıl sürdürüldüğü önem kazanıyor.Allah'a kulluğu sadece şekilsel ibadet ritüelleri sınırlandırmak,ibadet anlayışını hayatın dışına itmekten başka işe yaramaz.İbadet,hayatla içiçedir,Allah'a kulluk ,insanın her zamanına hükmeden bir olgudur.
Allaha kulluk bilinciyle ilgili ciltler dolusu yazılar/kitaplar yazılabilir.Yazdığım yazının içeriğine daha çok şeyler eklenebilir.Öncelikle olayın mantığını kavradıktan sonra içeriğini doldurmak,artık insanların konuşma kabiliyetine,mantığına,ilmine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Fazla uzun yazı yazmayı istemediğim için yazıyı uzatmadan irticalen bir kaç kelam ettik.inş.meramımı anlatabilmişimdir.
Alıntı ile Cevapla