Konu Başlıkları: İlk Vahyin Hirada Başlaması
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Ocak 2010, 19:33   Mesaj No:3

Huzurİslam

Medineweb Sadık Üyesi
Huzurİslam - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Huzurİslam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 9
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 761
Konular: 392
Beğenildi:20
Beğendi:0
Takdirleri:87
Takdir Et:
Standart RE: İlk Vahyin Hirada Başlaması

Alıntı:
1- Hazreti Peygamberin ilk defa karşılaştığı bir halin tesiriyle geçirdiği buh-ranlı dakikalarda Hazreti Hatice'nin metaneti ve sarfettiği sözler dikkati çeker.. Öyle sözler söylüyor ki, olgun bir kadın ve vahiy nazil olacak olan Hane-i Saadete lâyık bir zevce olduğunu gösteriyor.
2- İlk inen vahiyde "İkra' = Oku" diye emir, emr-i tekvinidir, emri teklifi değil. Zira Peygamber ümmî idi, okumak bilmiyordu. Fakat: "Kan pıhtısından, işiten ve gören, akıl sahibi insan yaratan Allah, sana vahyettiklerini insanlara okuyasın diye seni kari', okuyan yapmıştır, halka sen bildireceksin.'' demektir.
3- Hira Gâr'ında ilk vahiy uyanıkken mi, yoksa rüya halinde mi geldi? Rivayetler muhteliftir. Hazreti Aişe'nin rivayetinden uyanıkken olduğu anlaşılıyor. İbni Hişam ise rüyada idi, diyor. Bu iki rivayeti telif mümkündür: Evvelâ rüyada idi, sonra aynen vaki oldu. Zaten vahiyden önce rüyayı sâdıka devresi geçti ki, bu hâl vahye bir nevi hazırlıktı. Resulûllah Efendimizin rüyasında görmüş olduğu şeyler, günü gününe olduğu gibi çıkardı. Hazreti Aişe'nin rivayet eylediği gibi: "Vahyin ilk başlaması rüyay-ı sâliha iledir. Hiçbir rüya görmezdi ki, sabah aydınlığı gibi vâzıh ve âşikâr çıkmasın." Beyhakî, bu müddetin altı ay kadar olduğunu söyler.
Demek Resulûllah Efendimizin ruhu o kadar sâfileşmiş, kalbi o kadar şeffaflık kazanmıştı ki, vahy-i ilâhîyi kabul ediverecek bir hâle gelmişti. Gayb âlemiyle ittisal peyda ediyor, âlây-ı illiyyine ulaşıyordu. Resulûllah Efendimiz bizzat, bu hali şöyle tarif eder: ''Sanki kalbimin üzerine bir kitap yazılmıştı.''
4- Titremesi korkudan değildi. Yüklendiği peygamberlik vazifesi ağır olduğundan, hakkıyla ifa etme endişesindendi.
Alıntı ile Cevapla