Durumu: Medine No : 10862 Üyelik T.:
01 Ekim 2009 Arkadaşları:1 Cinsiyet: Yaş:66 Mesaj:
489 Konular:
86 Beğenildi:3 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | RE: KUR'ANI DOĞRU ANLAMADA TAKİP EDİLMESİ GEREKEN YOL NASIL OLMALIDIR?
Değerli Fecr kardeşim Sayın İslam oğlunun yazdığı bu yazı bana verilen ve benim ona yazdığım bir yazıya cevaptı. Tabi daha sonra benim ona verdiğim cevaplarda vardı, belki okumuşsunuzdur.
Şimdide Sayın Yitik sevda arkadaşıma, bana yazdığı kendi yazısından alıntı yaparak ve o yazının Başörtüsü savunmasında geçen mantıkla cevap vermek istiyorum. Önce peygamberimiz devrinde giyim kuşamın nasıl olduğunu açıklayan bölüme bakalım.
(Nitekim bu ayetler başı açıklığın yaygın olduğu bir topluma inmiş değildir. O günkü toplumda değil kadınlar erkekler bile, kimisi sıcaktan, kimisi Arap örfünden zaten başlarını bir şekilde örtmektedirler. Yani erkek kadın hemen hiç kimse "başı açık" dolaşmamaktadır. Sarık, kaftan, tül, renkli bez vs. başlarına bir şeyler dolayıp sararak veya alarak dışarı çıkmaktadırlar.)
Yukarıdaki bilgileri düşünelim. Karşınızdaki toplumun tamamının başı örtülü ama göğüsleri açıkta kalıyor ve buna dikkat edilmiyor. Karşınızda ki bu toplumun kadınlarına ve tüm Müslüman âlemine Dünya durdukça bir emir vereceksiniz ve giydiğiniz başörtülerinizi yakalarınızın üzerine salın ki göğüsleriniz görünmesin diyeceksiniz. Şimdi size soruyorum burada geçerli olan emir nedir? Zaten başınızı örtüyorsunuz bunu söylememe gerek yok, onun için burada yalnız göğsün örtülmesini emretmekle, ikisinin de örtülmesini anlayın mı demek istiyor sizce Rabbim? Şimdide bu düşüncenin savunmasını yapan yazıdan alıntı yapalım ve özgür irademizle düşünelim.
(Peki, öyleyse ayet ne demektedir?
Dikkat edilirse "Başörtüsü takın, başınızı örtün" denmiyor da "Başınıza aldığınız o örtüleri boyunlarınıza, omuzlarınızdan aşağıya da salın" deniyor. Bunun sebebi, o dönem kadınlarının başörtülerini arkadan bağlayarak, omuzlarını ve göğüslerine kadar boyunlarını açıkta bırakmalarıydı. Böyle daha çekici olacaklarını düşünüyor olmalılar.
Buradan "Başörtüsü değil, boyun örtüsü emrediliyor" diye bir sonuç çıkarmak, işi yokuşa sürmek ve anlamamak için diretmekten başka bir şey değildir.)
Yukarıdaki izahı okudunuz. Burada başınızı örtün denmediğini ama zaten başın örtülü olduğundan yola çıkarak bunu söylemesine gerek yok deniyor. En sonunda söylenen düşündürücüdür.
( Buradan "Başörtüsü değil, boyun örtüsü emrediliyor" diye bir sonuç çıkarmak, işi yokuşa sürmek ve anlamamak için diretmekten başka bir şey değildir.)
Acaba işi yokuşa sürmek hiç emredilmeyen bir farzı zaten kullanıyorlar neden böyle bir emir verilsin diyerek izah etmek, esas işi yokuşa sürmek değil midir sizce, lütfen bunu düşünün.
Şimdi de yukarıdaki düşünceyi kurandan araştıralım gerçekten daha önceden farz ise şimdi Kuranda izah etmesine gerek yok mudur? Rabbim biz gönderdiğimiz kitaplar arasında bazı ayetlerin hükümlerini kaldırdığını yani nesh ettiğini söylüyor ama dikkatle düşünün lütfen, hangileri olduğunu asla söylemiyor ve diyor ki onun yerine daha iyilerini getiririz. Hatta bakın size bir ayet örnek vermek istiyorum konumuzla çok ilgili.
Maide Suresi 101 ayet; Ey iman sahipleri; size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetti. Allah Bağışlayandır, Merhametlidir.
Yukarıdaki ayeti çok dikkatli düşünelim, kuran ayetleri indiriliyor ve indirilirken bazı ayetlere şaşıran ve de itiraz edenler olmuş ki, hoşunuza gitmeyen ayetleri o an indirilirken sorarsanız sizlere açıklanır diyor. Daha sonra sormayın çünkü onları Allah affetti, kaldırdı yani nesh etti diyor. Peki, bunlar hangileri diye sorduğumuzda hiç birisi açıklanmıyor. Bu durumda bizler, daha önceki peygamberlere gelmiş bir farz emri Kuranda açıkça göremediğimizde, zaten daha önceki kitaplarda var onu söylemesine gerek yok diyebilir miyiz? Asla bunu söyleyemeyiz.
Şimdide şu sözlerin üzerine düşünelim.
(Çünkü Kuran'ın çoğu emri zaten böyledir. Yani ayetler çoğunlukla "yürürlükteki durum" üzerine gelir ve onu düzene sokar.)
Allah daha önce farz olan tüm ibadetleri bizlere söylüyor ama dikkat edin hepsi konusunda tekrar çok net detaylı açıklamalarda bulunur. Örneğin namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek gibi ibadetlerin sizden öncekilere de farz olduğunu söyler ve çok detaylı açıklamalarda bulunur. Bizler bize öğretilenleri kuranda bulamadığımızda ne yazık ki bakın bunlar yok işte diyebiliyoruz. Saydığım bu ibadetler sizden öncekilere farzdı siz devam edin demiyor, hatta hatırlayın sizden öncekilere oruç geceleri cinsel ilişki yasaktı ama şimdi sizlere serbest bıraktım sizleri bağışladım diye açıklıyor. Şimdi düşünün bu açıklamayı yalnız yapar diğer kısımlarını yapmazdı. Neden oruç konusunda çok detaylı açıklamalar vardır kuranda. Hac konusunda da aynı şekilde, daha önce farzdı herkes yapıyordu diyerek bırakmıyor, en ince detayına kadar anlatır, seva ve Merve tepelerinin bile ziyaretinin bir sakınca olmayacağına kadar açıklama yapılıyorsa, neden Allah göğsün örtülmesi emrinde başında örtülme emrini açıkça vermesin? Diyelim ki bu ayette vermedi neden kuranın hiçbir yerinde tek bir cümle bile kadın saçı örtülmelidir demesin? Bakın Rabbim ne diyordu Kuran ayetleri için hatırlayalım.
(Yemin olsun, size bir Kitap gönderdik ki, öğüt ve uyarınız yalnız ondadır.)
(Ey insanlar, bakın size Rabbinizden kesin bir delil geldi; size açık bir nur indirdik.)
(Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık.)
(Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk.)
Zühruf Suresi 44 Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız.
Sizlere şimdi şu soruyu soruyorum. Acaba yukarıda yaptığım izah ve açıklamalardan sonra, rabbim zaten sizin başınız örtülü, daha önceki kutsal kitaplarda başörtüsü emri vermiştim şimdi bundan bahsetmeye gerek yoktu diyerek, kuranda hiç bahsetmemesi yukarıdaki ayetlere uyuyor mu? Rahman sizin için bir öğüt dediği, apaçık delillerin olduğunu söylediği, her benzetmeden nice örnekler, her türlü örneği değişik ifadelerle verdim dedikten sonra son noktayı koyup, SİZLERİ BU KİTAPTAN SORUMLU TUTACAĞIM diyerek acaba başın örtülme emrini söylemeye gerek duymamışmıdır? Yeminle kolaylaştırdım dediği kitabın özelliklerine uyar mı bu düşünce? Nasıl olurda açıkça söylemediği bir emirden hesaba çeker bunu hiç düşünüyor muyuz?
Şimdide tüm bu kuran gerçeklerini örtmek için verilen örneklere bakalım gerçekten doğrumu. Bakın nasıl bir örnek vermişler.
(Örneğin, "Cuma namazı kılın" demez de, "Zaten kılmakta olduğunuz o cuma namazı var ya, işte onun için çağrıldığınızda alışverişi bırakın" der.)
Şimdi söylediklerini ayetle karşılaştıralım.
Cumua 9: Ey inananlar! Cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.
Siz bu sözleri okuduğunuzda ne yapmak için işi gücü bırakın dediğini anlamadınız mı? Yani çağrılmanın namaz için olduğu açıkça söylenmiyor mu? Düşünebiliyor musunuz bir tek kılın, sözü yok diye nasıl olurda başörtülerinizle göğüs açıklarınızı örtünüz ayetiyle eş tutarda bunu örnek veririz? Cumua ayetinde açıkça işini bırak namaza koş diyor, orada sohbet etmek için gidileceğini anlayan var mı? Namaz için çağrıldığı açıklaması zaten var. Ayet çok açık koş ve namaz kıl diyor. Diğerinde de aynı başını örttüğün örtüyle göğüslerini de ört. Bakın ben bu sözün başörtüsü olduğunu kabul ederek tüm açıklamalarımı yapıyorum. Daha öncede örnek vermiştim bir benzerini tekrar vereyim. Karlı kışlı bir açık hava toplantısın da kar yağıyor, hava çok soğuk herkes çok sıkı giyinmiş kaşkollerini takmış ama bir gurup çok dikkatsiz kaşkolleri olduğu halde onu göğsüne sarmamış kenarda sallanıp duruyor. Konuşmacı guruba seslenip hava çok soğuk çocuklar, kaşkollerinizi göğsünüze sıkıca sarın hasta olacaksınız dediğinde siz ne anlarsınız?
Son olarak bir alıntı daha yapmak istiyorum.
(O zaten takmakta olduğunuz başörtüleriniz var ya, işte onları aşağıya doğru da salın, başınıza toplayıp da boynunuzu, omuzunuzu, göğsünüzü, sırtınızı açıkta bırakmayın" demek olur.)
Sonuç olarak Nur suresi 31. ayetten bunları anlamalıyız açıkça söylemediği halde diyor bunu yazan. Eğer bunları anlarsak yukarıda yazdığım onlarca ayeti kabul etmemiş oluruz, sırf bizlere öğretilenleri doğrulamak adına. Allah kuranda daha önceki toplumlara farz olan tüm ibadetler konusunda, asla açıklamadan geçmediğini ve her konudan örnekler verdiğini söylüyor. Fakat bu yazıda bazı ayetler tam açıklanmamış çünkü daha önce zaten farzdı onun için bahsedilmesi gerekmezdi düşüncesini savunuyor ve başörtüsünün kuranda farz olduğu açıklamasının yapılması gerekmediği söyleniyor. Benim buna inanmam mümkün değil dostlarım. İnandığımda yüzlerce ayete iman etmemiş olduğumun farkındayım. Bunu benden istemeyin. Elbette bende sizlere saygılıyım, her insan istediğine inanır, çünkü hesabı herkes kendisi verecektir. Benim söylediklerim eğer kurana aykırı sözlerse ben yanılıyorum demektir, Allah yardımcım olsun derim. Ama yok söylediklerim kurana uyuyorsa sizlerin daha dikkatli düşünmesi ve karar vermesi gerekecek. Rabbim hepimizin yardımcısı olsun SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |