RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ? Sayın Dua dilencisi kardeşim eğer cemaatler ve tarikatlar bir insanı yüceltip o kişiyi çok özel yüce bir konuma getirip o kişinin bizleri Allah a yaklaştıracağı söyleniyorsa bu topluluk ve oluşum Rabbin onaylamadığı bir durumdur diye sorunuza cevap vermek isterim. Bugün öyle tarikatlar var ki şeyhlerinin kendilerine hesap günü şefaat edeceğine inanıyorlar. Düşünün Allah benden başka şefaatçi yoktur demesine rağmen. Siz eğer benim bildiğim bir cemaat var ki, sırf yardımlaşma ve iman adına kur’anı anlamaya çalışan bir toplum dur diyorsanız, buna kimsenin itirazı olmaz. Bu cemaat hiç kimseyi ön plana çıkarıp yüceltmiyor da, Allah tan istenmesi gerekenler ondan beklenmiyorsa, neden yanlış olsun böyle bir toplum. Buna benzer geçmişte sanırım birçok cemaatler olmuştur ve bence günümüzde en büyük eksikte böyle cemaatlerin ne yazık ki günümüzde örneğinin artık yaşanmaması diye biliriz. Günümüzdekileri bir düşünün ve değerlendirin sanki birer holding, para basan birer merkez bankası gibi. Bu konudaki yorumu size bırakıyorum.
Değerli kardeşim şu cümlenizi önce yazalım ve üzerinde konuşalım. (Bir sohbette dünyada iyi kişilerle arkadaş olursak ahirette kendi amelinden feragat edip amelinden bize verileceğini dinlemiştim şimdi bu açıklamanız kafam karıştı .) Bana arkadaşını söyleyin senin ne olduğunu söyleyeyim diye bir söz vardır. Gerçekten iyi dost insanı doğruya Allaha, kötü dost insanı şeytana yaklaştırır. Cümlenizin son kısmındaki sözleri Kur’an onaylamaz yani kimse kendi amelinden bir başkasına veremez. Bu sorunuzu kur’ana soralım bakın ne cevap verecek?
Bakara 123: Hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.
Bakara 48: Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım da yapılmaz.
Bakara 107:Bilmez misin ki, hakikaten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır, hepsi O'nundur. Size de Allah'dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır
Tevbe 116: Göklerin de yerin de mülk ve yönetimi Allah'ındır. Diriltir de öldürür de. Sizin için Allah dışında ne bir dost vardır ne de bir yardımcı
Yukarıdaki ayetlerden ve daha yazmadığım birçok ayetlerden anlıyoruz ki kimse kimseye yardım edemez, Allah tan başka. Hele kendi sevaplarından bir başkasına aktarmak zaten kur’anın tümüne aykırıdır. Şimdi düşünün İbrahim peygamber babasını bir türlü ikna edememiş ve Allah ın dostu sözleriyle öğülmüş bir peygamberdir. Bu bile babası için bakın ne diyor kur’an da.
Mümtehine 4: Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır.
İbrahim peygamber bakın babasına bırakın kendi sevaplarından aktarmayı ya da günümüzde söylendiği gibi peygamberlerinde şefaat yetkisi vardır demeyi. Yalnız senin için Allaha dua edip af dileyeceğim diyor. Çünkü Allah tan sana gelecek şeyi geri çevirmek gücüm yoktur diyor. Rabbim bu örnekleri boşuna vermiyor, bizler düşünüp ibret alalım diye veriyor.
Peygamberimizin vefatından sonra dikkat edin arkasından hiç kimse görevlendirilmemiştir, çünkü ben Müslümanın diyen herkesin bu kitabı ve dini anlayıp anlatmak, bizlerin görevidir de ondan. Her insan aynı kapasitede değildir. Onun içindir ki hepimiz birbirimize yardımcı olmalıyız. Bunu yaparken dikkat edilmesi gereken rehber Kur’an olmalıdır. Onu anlamaya çalışmak ve onun sözlerine ters düşen hiçbir sözü kabul etmemek dikkat edilecek en önemli unsurdur. Eğer bizler cahil, okuma yazma bilmeyen insanları Rabbin kelamındandır diye beşerin sözleriyle kandırırsak, onlara yaptığımız bu yanlışın hesabını Rabbe vereceğimizi de unutmayalım. Bizler iyi ve saf duygularımızla bazen doğru sandığımız kişilerin sözlerini Allah katından zannedip yanıla biliyoruz. Bizlere düşen eğer imkânımız varsa Rabbin kelamına direk müracaat etmeliyiz, onu anlamaya çalışarak çevremizden de elbette yardım almalıyız. Eğer böyle bir imkânımız yoksa en yakınımızın yardımına müracaat edip yardım almalı ve öğrenmeye çaba göstermeliyiz. Allah bu yolda çabalarımızı boşa çıkarmasın inşallah. Rabbim yardımcımız olsun cümlemizin.
Diğer arkadaşımıza benim cevap vermeme gerek kalmadı, çünkü Yitik sevda kardeşim gerekli cevapları vermiş, Allah ondan razı olsun. Bakın tek bir ayet bile nasıl cevap vermiş Yakuti kardeşimize. (Onlar, imana erişip Allah'a karşı hep bilinçli ve duyarlı kalmaya çalışan kimselerdir.(Yunus 63)
Rahman kur’anı rehber alanların yardımcısıdır. Onları asla boş çevirmeyeceğini söyleyen Rabbim e şükürler olsun ve dilerim cümlemizi Kur’anı rehber alan, onu doğru anlayabilmek için çırpınan kulları arasına bizleri alması dileklerimle SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK]
|