RE: Kur'an ve Empati 3. Kötü Niyetli Empati Örnekleri
Vatanlarını savunan Filistinlilerin iktidara getirdiği bir siyasi partinin hala terörist olduğuna inanmamızı isteyen buna karşılık bir kiliseye saldıran Yahudileri “fanatikler” olarak tanımlayan televizyon haberleri bizi işgalcilerle empatiye teşvik etmektedir. a. Dedikoducuların Empatisi
“İşte dedi, (yöneticinin hanımı) ‘Bu gördüğünüz, beni hakkında kınadığınız (gençtir). Yemin ederim ki, ben bunun nefsinden yararlanmak istedim de o, namuslu davrandı. Yine yemin ederim ki, emrimi yerine getirmezse, muhakkak zindana atılacak ve kesinlikle zelillerden olacaktır. Şehirde bazı kadınlar da, ‘Azizin karısı, delikanlısından murad almaya kalkmış, sevgi yüreğini yakıp kavuruyormuş, görüyoruz ki, kadın çıldırmış besbelli..’ dediler”. (Yusuf 12/30-32). b. Müşrik Bir Devlet Başkanının Allah ile Empatisi
Allah, Hz. İbrahim dönemindeki yöneticinin kendisini yaratma konusunda Allah yerine koyduğunu ifade etmektedir: "Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim'le tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, ona, "Benim Rabbim odur ki, hem diriltir, hem öldürür." dediği zaman, "Ben de diriltir ve öldürürüm." demişti. İbrahim, "Allah güneşi doğudan getiriyor, haydi sen onu batıdan getir!" deyince o inkâr eden kimse şaşırıp kaldı. Öyle ya, Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (Bakara 2/258). Demek oluyor ki, tağutun örneklerinden biri, böyle, "Ben hayat veririm ve öldürürüm." diye Allah ile boy ölçüşmeye kalkışan kâfirdir. Bununla birlikte Cenab-ı Allah'ın gücü ve hayat vermesi bir defaya mahsus değildir. O mutlak gücü ile dilediği gibi hayat verme gücüne sahiptir. Yok olanı var edip hayat verdiği gibi, ölüyü de tekrar diriltebilir ve hayat verebilir (Yazır, 1979: Hz. İbrahim dönemindeki müşrik yöneticinin bu empatisi, hakaret amaçlı olup, iyi niyetten ve anlama çabasından uzaktır. c. Müşriklerin Allah İle Empatisi
Allah’ın neyi kastettiğini biz ancak vahiy aracılığıyla, onu okuyarak bilebiliriz. Bu tür bir empati meşru görülebilir ancak delil olmaksızın Allah hakkında kötü zanda bulunmak görünüm olarak empati olsa da aslında kötü zandan başka bir şey değildir: “Allah'a ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarımız O'ndan başka şeye tapardık ve O'nun emri dışında hiçbir şeyi haram kılardık." Kendilerinden öncekiler de böyle yaptılar. Buna karşı peygamberlerin vazifesi, ancak açık-seçik bir tebliğden, ibarettir.” (Nahl 16/35). Yani, "Sizin itirazınız yeni değil, sizden önceki sapık kimseler de aynı şeyi öne sürerlerdi. Bugün siz de, onlar gibi, sapıklığınıza ve yanlış hareketlerinize "Allah'ın dilediği bu." diye özür gösteriyorsunuz. Bunun kendinizi aldatmak ve nasihatten kaçmak için uydurduğunuz bir özür olduğunu biliyorsunuz." (Mevdudi, 1986: Allah hakkında zan beslemek caiz değildir. Elde vahyi bir açıklama olmalıdır.[10] “Allah Hz. Muhammed (s) döneminde adaleti sağlamak için hırsızın elini kesiyordu. Bu dönemde başka ceza olabilir.” demek caiz değildir. Zira adaletin başka türden bir ceza ile de sağlanabileceğine dair vahyi bir veri yoktur.
-----------
10-Sözgelimi, Sad 38/27 ve Duhan 44/38-39 örneğinde görülebileceği gibi vahyi veriler Allah’ın göğü ve yeri yaratmadaki niyetini açıkça ortaya koyduğu için Allah ile empati yapmaya imkân tanımaktadır
----------------------devam edecek---------------------
|