Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29 Ocak 2010, 20:03   Mesaj No:2

Hazan Mevsimi

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: KUR'ANDA GEÇEN HİKMET SÖZÜNDEN NE ANLAMALIYIZ?

Hikmet’in Kur’an’da en çok ‘hayır’ anlamında nitelendirilmesini göz önüne alırsak, onu, hayırların esası ve kaynağı olarak tanımlamak mümkündür. Dolaysıyla bu cok kapsmlı kavram sadece bir yönüyle ele alınmamalı, sahip olduğu manaların bütünlüğü çerçevesinde anlaşılmalıdır. Buna göre hikmet hakkında şu tespitleri yapabiliriz:
1- Hikmetin başı tefekkür ve tezekkürdür. Bunun ferd ve cemiyet hayatına en güzel yansıması, iman, salih amel, takva, hakk ve adalettir. Bu cihetle hikmet bir düşünce tasavvur ve düşünce bütünlüğüdür. Gelip geçici bir bilgi veya davranış değil, daimi bir bütünlük yani kalıcı davranışlardır.
2- İlimde kesinlik, amelde sağlamlık yani yaptığı engüzel en mükemmel ve en muhkem şekilde yapmaktır. Bir başka hikmet ilimle sanatın birleşmesidir.
3- Her bilgi hikmet değildir. Varlığın özü ve içyüzündeki gerçeği, her nesneye ait ayrı ayrı hususiyetleri; bunların arasındaki münasebetleri ve hikmet adalettir. İşte bu nizam ve ahenkle, kainattaki her şeyin yerli yerinde olması ilahi hikmetinden hareketle, kendi iç ve dış dünyamızla denge ve düzenin korunmasına riayete (adalet) hikmettir.
4- Hikmetin hakimiyat manasıyla irtibatlı olarak her zaman en iyi hedefleri takip ederek idare edenlerle edilenler arasında, hak, adalet, iyilik ve güzellik arayışları içinde bulunmak, bu açıdan insanlarla olan muamelelimizde ilahi ahlakla ahlaklanmak da hikmettir. Bu da insanı cehaletten icraatını zulüm ve haksızlıktan ikram ve ihsanını cimrilikten hoşgörüsünü sertlikten beyinsizlikten arındırmayla mümkündür.
5-Peygamberlik hem ilmi varlıktaki fayda ve maslahatları tanımak hedeflenen gayeleri idrak etmek gerekir.
6- Hikmet varlık aleminde her şeyi yerli yerine koymak demektir. Bu pratik mana açısından bakacak olursak hem de ameli yönden ilahi ihsan eseri olan hikmetin en yüksek mertebesini ifade eder. İnsanoğlu her zaman şeytanın telkin ve vesvesesiyle rahmani mantık ve muhakemeyi ayırt etmesi için Rasulullah’ın sünnetine teslim olma mecburiyetindedir. Ancak bu sayede insan doğru ve düşünceli düşünebilir. Bu sayede insanda mustakim muhakeme ve ilahi hikmet mevhibeleri belirmeye başlar. Duygu ve istikamet güçlenir. Faziletler onda gelip geçici değil yerleşik yatkınlıklara dönüşür. İşlene işlene onun tabiatıyla bütünleşir ki bu da yine ilahi ahlakla ahlaklanmak demektir.


Allah razı olsun...
Alıntı ile Cevapla