Durumu: Medine No : 11236 Üyelik T.:
19 Aralık 2009 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
338 Konular:
71 Beğenildi:4 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | RE: Sineye Saplanmış Hançer: Sigara Hükmün Menatı ve Sigaranın Haram Oluşu
Aslında Kur’ân ve Sünnet’te olmayan bir mesele ile alâkalı bir hüküm ortaya koyabilmek için en önemli husus, o meselenin, fıkıh usûlündeki tabiriyle menatını tespit edebilmektir. Menat kısaca o hükmün dayanağı demektir. Tafsilatı usûl kitaplarında yer aldığı üzere, “tahrîcü’l-menat, tenkîhu’l-menat ve tahkîku’l-menat” şeklinde kısımlara ayrılır. Bunlardan birincisi hükmün dayandığı illeti ortaya çıkarma, ikincisi o hükme illet olamayacak unsurları ayıklama yoluyla asıl illeti tespit etme, üçüncüsü de hükmün illetinin başka hükümlerde de bulunup bulunmadığının ortaya konulması içtihadı/gayretidir.
İşte sorunuzda bahsettiğiniz selef uleması sigara hususundaki menatı tam tespit edemediklerinden dolayı onun hakkında açıkça haram diyememişlerdir. Kanaatimce onları bu mülâhazalarında mâzur kabul etmek gerekir. Çünkü sigaranın zararları ancak son yıllarda kesin ve net bir şekilde ortaya konulabilmiştir. Zannediyorum, Hidaye sahibi Merğinanî, Fethu’l-Kadîr müellifi İbn Hümam, Aliyyü’l-Kârî ve Ebussuud Efendi gibi çok güçlü fakihler sigaranın bugün tespit edilebilen öldürücü zararlarına muttali olabilselerdi mutlaka onun haram olduğunu söylerlerdi.
Önceki asırlardaki fıkıh âlimlerinin sigarayla alâkalı mülâhazalarını genel olarak böylece zikrettikten sonra şimdi konuya günümüz penceresinden bakabiliriz.
Özellikle son yıllarda tıp alanındaki gelişmeler sigaranın nikotin, karbon monoksit, arsenik, siyanür, amonyak, katran gibi binlerce zehir ihtiva ettiğini bütün vuzuhuyla ortaya koymuştur. Bütün bu zehirler insanda bağımlılık yapmakta, karaciğer, gırtlak, mide, prostat, rahim, böbrek gibi kanserlere yol açmakta, kalb hastalıklarına sebebiyet vermekte, kangrene sebep olmakta, şeker rahatsızlığını tetiklemekte, üreme organlarında telafisi imkânsız arızalar meydana getirmektedir. Yine bu zehirlerin, hücrelerin kandaki oksijeni kullanmasına mâni olarak bütün organların çalışmasına menfi şekilde tesir ettiği ispatlanmıştır. İstatistiklere bakıldığında milyonlarca insanın bu yüzden öldüğü açıkça görülmektedir. Dolayısıyla sigara, tabiplerin ifadesiyle, “tedrîcî intihar”dır. Ondaki zehirleri alan kimse bir anda ölmese de, günden güne ölüme yaklaşmakta ve buna kendisi sebebiyet verdiği için de âdeta intihar etmiş olmaktadır. Hatırlarsanız Sızıntı’daki bir resim değerlendirmesinde buna yer verilmiş ve peşi peşine sigara içen bir adamın bulunduğu o resmin altına, “Ölüme yürüyorsun hep ölüm diye / Anlamadım âhesterevlik etmen de niye?” şeklinde iki mısra ilave edilmişti. Evet, alıp bağrına bir hançerin ucunu saplayıp sonra yavaş yavaş onu içe doğru itmekle, sigara içmek suretiyle, yavaş yavaş onu tüttüre tüttüre kendini mahvetmek arasında bir fark yoktur. İnsanın kendi canına kıyması kat’iyen haram olduğu gibi, sağlığına şöyle ya da böyle zarar vermesi de haramdır. Çünkü bedeni ona temlik edilmemiş, bir emanet olarak koruması şartıyla verilmiştir. Aksi emanete hıyanettir. Canı korumak, dini, nesli, aklı ve malı korumak gibi olmazsa olmaz bir yükümlülüktür. Bu açıdan sigara insan sağlığına zarar vermesi yönüyle haramdır.
Sigaranın insan sağlığına diğer bir zararı da hadis-i şerifin ifadesiyle “müfettir” olmasıdır. Ebû Davud’un Süneni, Ahmed ibn Hanbel’in Müsnedi ve daha başka kaynaklarda yer alan ve Ümm-ü Seleme’nin (radıyallâhu anha) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, “
[size=large]نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ كُل مُسْكِرٍ وَمُفَتِّرٍ[/size]
– Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) her müskir ve her müfettiri yasakladı.” (Sünen, Eşribe, 4; Müsned, 8/296) buyrulmuştur. Müskir bilindiği üzere sarhoşluk veren, müfettir ise vücutta gevşeklik hâsıl edip insanın direncini azaltan ve sûrî bir haz vermekle beraber bünyeyi içten içe tahrip eden şey demektir. Bu açıdan bakıldığında sigaranın akıl sağlığını da tehdit ettiği görülmüş olur. Vücuda fütur veren sigara vb. otların zamanla sarhoş edici ve insanın aklını başından alan alkollü içeceklere götürdüğü gerçeği de unutulmamalıdır. Sigaranın haramlığına hükmeden fakihlerden bazıları da işte bu hadis-i şerifi esas almışlardır. Nitekim Ebû Davud’un Sünen’i üzerine yapılan bir şerhte şârih, konu üzerinde uzun uzadıya durmuş ve neticede sigara gibi “müfettir” olan nesnelerin, Allah Resûlü (aleyhi efdalüssalâvat ve ekmelüttahiyyât) Efendimiz’in nehyettiği çerçeveye dâhil bulunduğu, dolayısıyla da haram olduğu kanaatine varmıştır. Bu şerhten farklı olarak Osmanlı döneminde –zannediyorum– Suriye’de Osmanlıca olarak kaleme alınmış ve çeşitli delillerle sigaranın haram olduğunu ifade eden bir esere rastlamıştım. Küçük, parmak kalınlığında bir risalecikti. Sonra onu Latin harflerine çevirmesi için bir arkadaşımıza vermiştim. Fakat nasıl olduysa o eser kayboldu ve bulunamadı. Değişik kütüphanelerde araştırılsa belki de bulunup insanımızın istifadesine yeniden sunulabilir.
|