1-Aile kavramı sizin için ne ifade ediyor?
2-Sizce Teslimiyet nedir?
Bireyin öncelikle neye teslim olacağını ve hangi şartlarda felaha ulaşacağını bilmesi aslolan bir gerekçedir… Bilerek ve idrak ile yoğrularak yol almalıdır…
Bilinç yetersizliği, tahkik eksikliği, mukallit fakirliği, avuntuların seyri, hedefsizliğin silik nefesleri, kimliğin ve kişiliğin yozluk içinde ki halleriyle, neye ve kime olduğu fark etmeden, sadece nefsi telakkilerle anmak biçimidir…
Aşk, kalbin seyrinde, sevda ruhun derinliğinde, azimet hedeflerin hilmiyle ve çilenin güftesiyle bir orkestra zenginliğinde zuhur etmiyorsa yetersiz olacaktır…
Sosyal şartların, anlık travmaların, zevki yanılmaların, kültürel aşınmaların, bağnazlık içinde patinaj yapmanın, yobazlık adına saplantılar solumanın asla adresi olmayacaktır teslimiyet…
Teslimiyet İbrahimi bir duruştur, Hak rızası bağlamında candan geçiştir, en lerden kurtuluş, nedenlerde kalbi kurtuluştur, akide ikliminde var oluşun adıdır…
Mülahazalar ve ruhsatlar yolun aydınlığı için ne kadar takat sunsalar da, azimet
Aslolan, aşkın serinliğinde vuzuhu bulan, ömrün devranında anlamlaşan olacaktır… Boyu eğmek, bilmeden diz çökmek, aklın ve kalbin hususiyeti değildir…
3-Din akli midir, nakli mi? Ya da her ikisi de mevcutmudur?
Birinci Mâni: Muâriz-i Aklî (bu, görünürdeki ma'naya akli bir karşıt delîl). Yani, akılların anlaşmazlığa düşmeyeceği ve aklen kabul edilmiş bir kaide. Bir şahsın aklının, bir sözü anlayamaması halinde (ise), te'vîl câiz olmaz. (O zaman, onu anlayamayan) kişi, (kendi) aklını suçlamalıdır. İmâm Ğezâlî, Kânun-i Te'vîl'de şöyle diyor:
Bilinsin ki Nebî Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in anlatmak istediğine bütün, görünürü içinden çıkılmaz zorlukta olan meselelerde, âlimin, muttali olabileceğini iddia etmesi, aklının çokluğundan değil, kısalığındandır.
İkinci Mâni: Ondan daha kuvvetli veya onun gibi başka bir naklî delîlin bulunması.
Yani her ikiside mevcuttur..
4-Adalet kavramı nedir? Haklıya hakkını vermek için çoğunluğu mu dikkate alırsınız yoksa ilmine güvendiğiniz kişilerin istişaresini mi dikkate alırsınız?
“ Ey iman edenler, aranızda birbirinizin mallarını haram sebeplerle yemeyin. Meğerki karşılıklı rıza ile yapılan bir ticaret yoluyla olsun. Nefislerinizi (de) öldürmeyin. Hiç şüphesiz Allah, çok merhametlidir.” ( Nisa suresi 29)
Ayet-i kerimelerde zikri geçen haksızlık ve haramla mal yemek, Allah Resulü’nün izin vermediği, kötü gösterdiği yollardan haksız kazanç temin etmektir. Bunlar, İslam hukukunda bir bir açıklanmış her biri korkunç birer afet olarak gösterilmiştir...
İlmine güvendiğim kişinin istişaresini dikkate alıp Resulu ekremin hadisleriyle yola çıkarım..
5-Beni nasıl eleştirirsiniz
Sitemizin Adminesi..Kalbinin güzelliği düşüncelerine yansımış bir islam mucahidi kardeşimiz..
şimdilik bu kadar soruların devamı gelecek