23 Şubat 2010, 14:03
|
Mesaj No:45 |
Durumu: Medine No : 11569 Üyelik T.:
26 Ocak 2010 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
13 Konular:
5 Beğenildi:0 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
| Kıssadan hisseler ... [size=large]Kıssadan hisseler ...[/size]
Hz.Ali’nin ağabeyi cafer b. Ebi Talib'in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına
inmişti.
Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini
gördü. Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli
bir köpek belirdi. Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı.
Köpek ekmeği derhal yedi.
Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü.
Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Kalkıp, yeniden işine dönmek üzereydi ki, olup
biteni uzaktan seyreden Abdullah, yaklaşıp sordu:
-"Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı?"
Köle sıkılarak cevap verdi:
-"Işte bu üç parça ekmek."
Abdullah b. Cafer:
-"O halde neden kendine hiç ayırmadın?"
Köle:
-"Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim."
Abdullah b. Cafer:
-"Peki sen ne yiyeceksin şimdi?" diye sorar.
Köle:
-"Oruç tutacağım." Der.
Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibinin, evinin nerede olduğunu sordu.
Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın aldı.
Sonra döndü, köleye bu tarlayı ve onu, sahibinden satın aldığını söyledi ve ekledi:
-"Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum."
Cömertliğiyle meşhur Abdullah b. Cafer, kendisinden daha cömert birini tanıyıp tanımadığı
sorulduğunda, bu olayı anlatır ve kölenin daha zengin olduğunu söylerdi.
Soranlar her seferinde:
-"Ama o köpeğe topu topu üç parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir
hurmalığı ve hürriyetini vermişsin" dediklerinde, şu karşılığı verirdi Abdullah b. Cafer:
"Ama o elindeki herşeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını...'
------------------------------------
Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü
bir bilgeyi ziyarete gitmişti.
Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde, tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü.
Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra , yerde bir kilim, duvar dibinde yatak olarak
kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü
ve merakla sordu:
-"Neden hiç eşyanız yok?" dedi.
"Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz… Onlar nerede?"
Bilge, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence;
-"Senin de yalnızca, sırtında taşıdığın küçük bir çantan var, yavrum" dedi.
Peki, senin eşyaların nerede?"
Gezgin genç, kendini savunurcasına yanıtladı bu soruyu:
-"Ama görüyorsunuz… Ben yolcuyum…"
Ünlü bilge, hak verircesine güldü:
-"Ben de öyle, yavrum" dedi. "Ben de öyle..."
--------------------------------- DERS ALMAK LAZIM BUTUN BUNLARDAN....
Selam ve dua ile
Alıntı |
| |