RE: 28. Haftanın Konusu ****KULLUK**** 2)İslam’da Allah İle Kul Arasında Vasıta Varmı dır?
Onlar ki, ellerindeki Tevratta ve (daha sonra da) İncilde tanımlanmış bulacakları Elçinin, okuması yazması olmayan Habercinin izinden gidecekler; (ve o Elçi ki) onlara yapılması doğru olanı buyurup yapılması yanlış olanı yasaklayacak; yine onlara temiz ve hoş şeyleri helal, kötü ve çirkin şeyleri haram kılacak; onların sırtlarına vurulmuş yükü indirip boyunlarına geçirilmiş zincirleri çözecek. Ve sonuç olarak, ona inanan, onu yüce tutup destekleyen ve yücelerden bahşedilen ışığın ardına onunla birlikte düşenler; işte böyleleri, nihai kurtuluşa, esenliğe erişen kimseler olacak".
(Araf 157)
Allah ile kul arasında tasdik edilecek vasıta şu anlayış üzere ise olur.Şöyle eğer Allah'ın emir ve yasaklarını tebliğ ediyor yaşıyor ve yaşatıyorsa,Yani Emri bil Maruf Nehyi Anil Münker emrince hareket ediliyorsa bu kişiden doğruya ulaşmada başvurulabilecek bir vasıtadır,İlim öğrenmek için elbette Alimlerden ders alınır ve vasıta olurlar.Ama ilim taklidi bir iman esasından ziyade Tahkiki bir İmana ulaşmak için öğrenilmelidir: Karşı durduğumuz Vasıta Kendini Allah ile Kul arasında menfaatleri celb,zararları defetmek için mutlaka bir vasıtanın lazım geldiğini düşünülüyorsa Örneğin rızık ta istemede (istianede) imdad ve hidayet edilmesinde herhangi bir vasıtadan istemeleri ve ondan bunları ümit etmeleri gibi vasıta olayına bakılıyorsa Allah'ın İslamına göre en büyük şirklerden biridir: Örneğin;Şahıs dara düştüğünde Yalnızca ve Yalnızca İstekte bulunması gereken Allah iken ,Din büyüklerinin ismini zikrederek talepte bulunmak Allah ile Kendi arasına Beşeri yerleştirmedir !Bu Hususta Allah'u teala şöyle buyurmaktadır:
De ki: "O'nunla beraber (tanrısal güçlere sahip olduğunu) zannettiğiniz (varlıkları) çağırın bakalım; sizden bir darlığı gidermeye ya da onu (başka bir yere) yansıtmaya güçlerinin olmadığını (göreceksiniz").
Aslında, onların bu yalvarıp yakardıkları (ve böylece azizleştirdikleri, tanrılaştırdıkları şahsiyetlerin) kendileri -içlerinden O'na en yakın olanları (bile)- Rablerinin yakınlığını kazanmaya çalışırlar(dı); hem de, O'nun rahmetini umup azabından korkarak: çünkü onun azabı gerçekten sakınılması gereken bir şeydir!
(İsra 56-57)
Kurani kerimde geçen Allah'a ulaşmada ''Vesileler'' arayınız kavramını kendi heva ve hevesleri uğrunda şekillendiren din mafyaları vesilerin kendileri olduklarını ima ederek gelenekler ve atalar inancına sürükledikleri insanların hataya düşmelerine sebep olmuşlardır.Şöyleki Allah'a ulaşmada ''Vesile '' olarak insanın kendi ibadetleri Yalnızca aracı edilebilir kendi ibadeti dışında hiç bir beşer ve metea aracı edilemez Allah'ın İslamına göre Sahte rabler edinmedir:Çünkü bu tür teşbihçiler Halık'ı Mahluka Allahı insanlara benzetmiş ve böylelikle Şirk koşmuş olurlar.
Allah herşeyin sahibi ve Rabbidir, O kullarına annenin çocuğuna duyduğu şefkatten çok daha şefkatli ve çok daha merhametlidir,Her şey onun dilemesi ile olur ancak onun istediği şey tahakkuk eder istemediği hiç bir şey de olmaz...
Kuranın bütünlüğüne göre,Allah'tan başka kendisine dua edilen istimdat istenilen kimselerin ne mülkü vardır ne de Allah'ın mülkünde ortaklığı vardır.Ne de hiç bir kimse Allah'ın yardımcısı durumundadır.Allah'ın izni olmadıkça bir yaprak dahi kıpırdamaz:Hiç bir beşer hiç bir beşerden Allah'ın gücü ve hükmü altında olan bir şey isteyemez ve veremez: Çünkü, bir gün onların hepsini bir araya toplayacağız ve (hayattayken) Allah'tan başkalarına ilahlık yakıştıranlara: "Siz ve Allah'a ortak koştuğunuz o şeyler, (o varlıklar ve güçler, hepiniz) olduğunuz yerde kalın!" diyecek ve böylece onları birbirinden ayıracağız. Ve (o zaman) Allah'a ortak koştukları kimseler, (vaktiyle kendilerine kul, köle olmuş olanlara): "Sizin tapınıp durduğunuz biz değildik;
(Yunus 28)[/b] |