Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25 Şubat 2010, 12:37   Mesaj No:20

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?

Sayın Abdulmelik kardeşim. Hadislerin içinde hurafeler var diye askıya almamız gerektiğini size kim söyledi? Ben mi söyledim? Eğer ben söylediysem ve delilini gösterirseniz gerçekten ben aptalın biriymişim derim. Birde neredeyse sanki bir deyim haline gelen şu cümlenizi bazı insanlar yanlış değerlendirebilir.( kuran'cıların varmak istediği nokta.) Elinizdeki en güçlü silahı başkalarına verdiğinizin farkında olmanızı rica edeceğim. Hatırlayın kur’anı, rabbim nereye sarılmamızı istiyordu? Kur’anın ipine. Her şeyden nice örnekleri nerede verdim diyordu? Kur’anda. Sizleri bana ulaştıracak kitap hangisi diyordu? Kur’an, o halde bu rehberi, gönül gözünü, güneşi neden başkalarına veriyor da sanki siz onun karşısındaymış gibi görünüyorsunuz? Ben elbette biliyorum ki öyle değilsiniz ama bu söz asla kimseye söylenmemeli, çünkü söylenen itham edilen taraf haklı taraf demek oluyor da ondan. Ben birçok hanif site diye adlandırılan sitelerde namazın olup olmadığını tartışıyor ve onlara anlatmaya çalışıyorum. Onlara da aynı sözü söylüyorlar (kur’ancılar) Doğrusu böyle büyük bir gücü karşımda ki düşünceye teslim etmem. Sanırım ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

Ben asla hiçbir sözümde şu söylediğiniz sözleri söylemedim ve söylememde.
(Allah kuranda her şeyi açık seçik vermiş, kuran dışında nerden kimden gelse gelsin, uydurma ihtimalı olduğundan kabul etmiyorum" diyorsunuz.)
Bu sözü neden söylemem biliyor musunuz? Ben aldığım birçok eğitimleri, dersleri düşündüğümde, geçmişi araştırırken tarihi sorgularken eldeki zanlardan ya da tahminlerden, kalıntılardan yola çıkarak bilgilendirilip öğreniyoruz. Zaman geçiyor yeni bir bulguyla karşılaştığımızda aldığımız bilgi değişiyor ve daha doğruya ulaşıyoruz ve bunların hiçbirisini reddetmiyor daha doğruya ulaşmaya çaba gösteriyoruz. Taş devrindeki insanların yaşamını öğrenmek için çaba gösteriyor ve araştırıyorsam, peygamberimizin devrini de öğrenmek için çaba göstereceğimden aklen ve mantiken kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bizim işimiz diğer tarihi ya da fiziksel, kimya bilgileri gibi zamanla buluşlarla değişecek zorlukta değildir, çünkü elimizde değişmeyen öyle bir veri var ki rabbim işimizi çok kolaylaştırmıştır. ODA KURANDIR. İşimiz çok kolay nedeni, bizlere din ve iman adına sorumlu olduğumuz her şeyin içinde olduğu rehberi ellerimize vermiştir. Bizlere düşen bunu anlamaya çalışmaktır o kadar.

Değerli arkadaşım kur’anı anlamaya çalışmak ancak tarafsızlık ilkesiyle mümkündür. Bakın siz kur’anda( Âdemoğulları ) diye nakledilen sözden erkeklere hitap olduğunu zannetmişsiniz. İlk baktığınızda belki o intibayı veriyor ama biraz kur’andan birazda hadis bilgilerinden araştırdığınızda hepsi örtüşüyor. Ama sizin anladığınız gibi değil elbette. Burada bahsedilen âdemin soyu anlamındadır. Daha açıkçası tüm insanlar anlamında kullanılıyor. Bu tabir biz insanların eseridir diyebiliriz. Bizler soyun erkekten geldiğini kabul eder, kadını saf dışı bırakırız, onun için âdemin oğulları deriz soydan, soptan, nesilden bahsederken. Allah burada Ademin soyu demek istiyor. Şimdi kur’anda geçen bu ayetlerden örnekler verelim ki daha iyi anlaşılsın.

Araf 26: Ey ademoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor

Araf 27: Ey ademoğulları! Şeytan, ana-babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, size de bir fitne musallat etmesin. Çünkü o ve kabilesi sizi, onları göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz o şeytanları, inanmayanlara dostlar yaptık.

Araf 31: Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.

Araf 35: Ey âdemoğulları! İçinizden size ayetlerimi yüzünüze karşı anlatan resuller geldiğinde, korunup hallerini düzeltenlere hiçbir korku dokunmayacaktır. Onlar tasalanmayacaklardır da.

Araf 172: Hani Rabbin, âdemoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz


Yukarıdaki ayetlerin tamamı yalnız erkeklere değil Âdem soyundan gelen tüm insanlara sesleniyor.

Süs eşyasına gelince Rabbim iman edenlere indirdiğini, hiç ayrım yapmadan söylüyor da, acaba yalnız kadının eşleri için süs eşyasını taksınlar demediği halde, bizlerin bunu söylemesi normal mi? Süs eşyası takması ile helal olması, yani eşi dışındaki insanlara karşı bir yasak olması konusunda bir hüküm oluşturmak, acaba kendimizce bir hüküm koymak değilmidir? Allah yasak olsaydı sizce bunu söylemez miydi? Mescitlere süs eşyası takıp gitme konusunu siz kendinizce yorumlaşmışsınız. Her şeyin aşırıya kaçmadan yapılmasından bahsediliyor.

Yine bir başka konu her şeyin kur’anda olup olmadığı konusu. Bakın cenin yenir mi yenmez mi sorunuzu nereye getirmek istediğinizi söylemişsiniz. (amacım her şey kuran da yok demek idi. Mantığına göre kuranla yetinirsek namaz nasıl kılacaksın merak ediyorum?) yaptığımız en büyük yanlış bizlere öğretilenleri kur’anda bulamadığımızda, bakın demek ki kur’anda her şey yokmuş dememizden kaynaklanıyor. Gerçekten kur’anda din ve iman adına her şey yok mudur? Eğer yok diyorsak, sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim ayetine inanmamış olmuyor muyuz sizce? Namaz konusunda yazdığım yazıya lütfen göz atınız. ( [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] )Madem iman adına her şey yok peki Rabbim bizleri nereye yönlendiriyor kur’anda hatırlayalım isterseniz.


Yunus 1: Elif. Lâm. Râ. İşte bunlar hikmet dolu Kitâb'ın âyetleridir.

Nur 34: Andolsun ki biz size (gerekeni) açık açık bildiren âyetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvâya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik

Bakara 2: İşte sana o Kitap!Kuşku,çelişme,tutarsızlık yok onda.Bir kılavuzdur o,korunup sakınanlar için

Bakara 159: İndirdiğimiz açık-seçik delillerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap'ta insanlara ayan-beyan gösterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder

Aliimran 138: Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur

Nisa 175: Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır

Maide 16: Allah, rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar.

Enam 157: Şunu da söylemelisiniz: "Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha doğru yürüyüşlü olurduk." Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz ve bir rahmet gelmiş bulunuyor. Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim var? Ayetlerimize sırt dönenleri, yüz çevirmeleri yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağız.

Araf 52:Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.

Yunus 57: Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi

Nahl 89: Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.


Yukarıdaki ayetler Rabbin gönderdiği kitapta bizleri kendisine ulaştıracak bir rehber bir güneş olduğunu söylemiyor mu? Acaba bu ayetleri okuduğumuzda kur’anda her şeyin olmadığı, açıklanmadığı bir kitap olduğunu mu anlıyoruz? Sanırım Rabbin ayetlerine karşı hiçte dikkatli değiliz gibi geliyor bana. Kuranın içinden aldığımız bazı kelimelere( Peygamberinize uyun, o ne verdiyse onu alın) sözlerinden yola çıkarak nasıl olurda bu kitabın dışına yönlendirildiğimiz çıkar ortaya bilemiyorum. Bu konu ile ilgili yazımda çok daha detaylı düşüncelerimi anlatmıştım okunduğunda anlaşılacaktır. SAYGILARIMLA Haluk Gümüştabak
Alıntı ile Cevapla