Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız? Sayın Sırdaş bana hitaben şöyle söylemişsiniz.
(sürekli rabbimin kitabı ha rabbimin kitabı. Doğrusunuz elbette aynı düşüncede olmayan Müslüman olamaz ki. FAKAT bi kez de rabbimin PEYGAMBERİ diyin ya.)
Benim illa da kur’an demem sizin hoşunuza neden gitmediğini elbette bilemem ama Rabbimin peygamberi demediğimi söylemeniz, beni üzdü onu söylemeliyim. Tam tersine ben peygamberimizin üzerinden onun söylemediği sözleri ayıklamaya çalışarak, Allah ın resulüne atılan iftiraları temizlemeye çalışmakla, peygamberimizin yanında hem de yanı başında olduğumu göstermeye çalışıyorum. İmanın şartı kur’ana harfiyle uymaktır, çünkü peygamberimizin harfiyle hayatına geçirdiği bizlere tebliğ ettiği de kur’andı. Onun hayatı ve yaşamı kur’anın hayata geçiriliş haliydi. Ne diyordu Rabbim elçisine? Sana indirdiğimle onlara hükmet. Bunu yapmazsan görevini yapmamış sayarım.
Gelelim en önemli konuya, bakın bana bu konuda ne söylemişsiniz?
(kadın süslenip en güzel giysilerini giyip, en güzel bi şekilde misklenip camiye gitmesi tuhaf.o ayetin erkeklere hitap ettiği ittifakla ortada.)
Yazımda söylediklerim yani en iyi en güzel kıyafetleri giyerek mescitlere gidin diyen ben değilim, bu sözünüzü ben üzerime almadım, siz nasıl düşünürseniz siz bilirsiniz. Bakın Rabbim ne diyor tekrar hatırlatıyorum ayetleri.
Araf 31: Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.
Bakın siz Âdemoğulları derken Rabbim erkeklerden bahsediyor demişsiniz. İşin ilginci bu konuda ilim adamları da hem fikir bu konuda diye de tastiklemişsiniz. Ya onlar yanlış söylüyorsa bunu hiç araştırma, düşünme kuran ayetleri ile karşılaştırma gereği duymuyor musunuz? Kuranda geçen Âdemoğulları sözcüğüyle Âdem soyundan gelen tüm iman edenlere seslendiğini, verdiğim ayet örnekleri ile de hatırlattım, bu ayetlerde mi size bir şey hatırlatmadı? Elbette herkese saygılıyım benim amacım Rabbin ayetlerini hatırlatmak ve bize söylenenleri onunla kıyaslamaktır o kadar. Ben apaçık rabbin ayetlerinde anlatmak istediğini anlamaya çalışıyorum, birilerinin öğrettiklerini doğrulamak değildir amacım. Hiçbir yazımda peygamberimizi saf dışı bırakalım demedim, söylemediğim halde ben bu suçla itham ediliyorum. Bu konuyu Rabbim biliyor kararı o verecektir.
Hadisler konusu gerçekten İslam âleminde çok büyük bir yaradır. Peygamberimiz sağlığında yazılmayan fakat daha sonra kaleme alınan bu bilgileri asla reddedelim demiyorum. Tam aksine bunlardan da faydalanalım ama aklımızı ve kuranı devreden çıkarmadan yapalım bunu diyorum. Düşünün peygamberimiz devrinin bitiminden sonra toplanan hadis sayısı o kadar azdı ki, günümüzdeki milyonlara varan hadislerin oluşması sizleri hiç korkutmuyor mu? Hayır, korkutmuyor hepside doğrudur diyorsanız benim söyleyecek bir sözüm yok demektir. Yok, eğer elbette hepsini kabul etmek doğru olmaz diyorsanız bende bu noktadayım zaten. Diyorum ki gelen bilgileri kur’an ile karşılaştıralım. Rabbin vermediği bir hükmü kimsenin veremeyeceğini Kur’an söylüyorsa işimiz çok kolay diyorum ve bize iletilenleri kur’an ile karşılaştıralım. Sizce bu yolun neresi kötü? Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir. SAYGILARIMI SUNUYORUM. Selametle Halukgta |