Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Şubat 2010, 11:53   Mesaj No:33

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?

Sayın Abdulmelik Bey Rabbin kur’anda emrettikleri farz yani hiç şüphe duymadan yapmamız gerekenler, gelenek dediğim ise mezheplerin İslam ı anlayış şekillerine göre ilaveleridir. Gelenek derken bundan kastendim. Mezhepleri hatırlayın kur’anın emirlerine ilave edilenler hepsinde farklı farklıdır. Daha açıkçası hepside iddia ediyor ki peygamberimiz böyle yaparmış. Peki, hangisi gerçekten peygamberimizin yaptığıdır dersek kim doğrusunu söyleyebilir? İşte bende bunu anlatmaya çalışıyorum. Yeter ki rabbin kelamında olanları yapalım, ama kur’anı yetersiz görmeden yapalım. Çünkü eğer kur’an yetmez dediğimizde onlarca hatta yüzlerce ayetin hükmüne inanmamış oluyoruz. Tüm mezheplerin yaptıkları da yanlıştır kimse diyemez, çünkü hepsinin içinde Rabbin istedikleri var ama beşeri ilavelerle. Bunda bir sakınca yok, yeter ki kur’ana ters düşen bir şey olmasın.

Örneğin hac konusunda yine her mezhep kendisince bir şeylere inanıyor ve hepsi de bu peygamberimizin yaptığı deniyor. Hacca geldiklerinde kendilerince birisini uyguluyorlar. Hac konusunda kur’ana baktığınızda o kadar çok detaylar vardır ki. Burada cinsel ilişkinin yasak olduğu, avlanma yasağı, tavaf etme şekli, traş olma konusu, bu görevi ne kadar zamanda en az yapabileceğimiz, istersek safa Merve tepelerini de ziyaret edebileceğimiz detayına kadar her şey vardır. Düşünün ziyaretinde sakınca olmadığı yerleri bile söyleyen Rabbim şeytan taşlama ya da Hacerül Esved taşının ziyareti Allah emri olsa söylemezmiydi? İşte bende diyorum ki, mezhepler ilave ettiyse bunların Allah emri olduğunu söylemeden, yapmanın zararı yoktur diyorum.

Değerli Ali kardeşim ben hiç bir şeye boş ver demiyorum ki bana böyle bir ithamda bulunuyorsun. Benim söylediklerim kur’an dışından bizlere iletilenleri iyice araştıralım öyle alalım bunun neresi kötü. Bakın diyanet İşleri başkanlığı da bunu yapıyor ve zaman zaman kurullarını toplayıp Yüzlerce hadisin hurafe olduğunu açıklıyor ve hatta kitaplarda yayınlıyor. Yine böyle bir çalışma içinde olduğunu bir görevli açıklamıştı, tabi zaman alan bir konu. Şimdi soruyorum, hiç şüphelenmeden inandığımız binlerce hadis hurafe diye iptal olduğunda, bizlerde bunlara gerçek Rabbin emri gibi bakarsak halimiz nice olur? Tüm bunları anlayamadan rabbimden af dilemeden ruhumuzu teslim etmiş isek, nasıl kurtuluruz bu vebalden? Değerli kardeşim tekrar ediyorum ben hiçbir şeye boş ver demiyorum ama çok dikkatli olmalıyız diyorum. Daha önce söyledim yine hatırlatıyorum ki işin vahametinin çok ürkütücü olduğu anlaşılsın. Mezheplerin kuruluşunda yani yaklaşık peygamberimizin ölümünden yüz - yüzeli yıl sonra toplanan hadislerin hepsinin 500 ya da 600 civarlarında olduğu söylenir. Günümüzde ise ürkütücü boyuttadır. Hadislerin sayısının beş altı milyonu bulduğu söyleniyor. Sizce bu normal mi. Sizce bunları gördükten sonra hiç şüphe duymadan onlara inanırsak hata payımız yanılma riskimiz sizce ne kadar büyük olur. Herşeyin doğrusunu rabbin huzurunda göreceğiz, bizlere düşen rehbere uyup ayetleri aklımızla düşünüp onu anlamaya çalışarak iman etmek olmalıdır.Karar ve yorum sizlerin. Selametle kalın. Halukgta
Alıntı ile Cevapla